Erol Mütercimler'den milyonlara SADAT uyarısı. Kılıçdaroğlu, Dündar ve tv100'e yönelik SADAT komplosu için Mütercimler'den flaş açıklama: Olağanüstü tehlikeli

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, usta gazeteci Uğur Dündar'ın tv100'deki Haftanın Panoraması adlı programa konuk oldu. CHP lideri birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Program yayınlanırken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha önce kapısına kadar gittiği ve uyarıda bulunduğu SADAT'ın reklamı altta bant olarak geçti.

Kanal yönetiminin farketmesiyle birlikte SADAT'ın reklamı ekrandan alındı. Ancak sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde organize bir şekilde tv100'e, Kemal Kılıçdaroğlu'na ve Uğur Dündar'a yönelik saldırılar başladı.

Aslında bu saldırılarda asıl komplonun tv100'e yönelik olduğu ise sonradan ortaya çıktı. Yapılan saldırılarla birlikte tabiri caizse bir taşla bir kaç kuş vurulmak istendi. Verilen bu reklamla hem tv100, hem Kılıçdaroğlu hem de Dündar hedef alındı.

Sosyal medyada paylaşılan yorumlara bakıldığında ise asıl komplonun tv100'e kurulduğu anlaşıldı.

Erol Mütercimler'den dikkat çeken tespit ve uyarı

Uğur Dündar da dün sosyal medyadan bir tweet paylaştı ve paylaşımında tv100 programcısı Erol Mütercimler'in SADAT ile kendi YouTube kanalı için çektiği videoya dikkat çekti ve "Strateji ve Psikolojik Harp uzmanı Erol Mütercimler'den "TV-100 ve Sadat Olayı" konusunda çok isabetli değerlendirmeler..." ifadelerini kullandı.

Mütercimler, kendi YouTube kanalanda yayınladığı "SADAT'ın psikolojik harp taktiği ile saldırısı" başlıklı videoda, SADAT tehlikesine dikkat çekti ve tüm kesimleri de uyardı.

Mütercimler, "Bu paramiliter örgüt yetiştirme merkezi halka, özellikle muhalefet kesiminin oy kullanacak olanlarına yani halka, muhalefet partilerine eğer gözdağı peşinde koşuyorsa ve biz sandıktan iktidarın aleyhine çıkacak olan bir sonuca müdahale ederiz şeklinde mesaj yaymaya çalışıyorsa  herkesin bunun karşısında yer alması gerekir." uyarısında bulundu.

İşte Erol Mütercimler'in SADAT bölümündeki sözleri

"Şimdi orada ne var SADAT logo var, işte şöyle bir stratejik şirketiz falan. Ama orada bir fotoğraf var. Maskeli, elleri silahlı, bandanalı falan adamlar. Şimdi arkadaşlar aslında bunun üzerinde durulması gerekir. Bu aslında tamamen psikolojik harp taktiği ve bu sizin çok kullandığınız kavram var ya “trolleme”.

Aslında bence millet ittifakı bileşenlerini destekleyen ekranların ve öteki televizyonların ve siyasal iktidarın kendi kendisine şu soruyu sorması gerekir; yani bütün Türkiye politika, siyaset bileşenlerini söylüyorum; biz sizin, demokratik yaşama sandıkta yine halkın sivil oyları ve değerlendirmesiyle mi sonuçlandıracağız yoksa paramiliter örgütlenme ve paramiliter güçleri eğitimlerle yetiştiren bir organizasyonun ya da organizasyonların müdahalesiyle, gözdağıyla halkı sandıktan soğutmak, halkın sandığa gitmesini engellemek. "Bakın biz eğer sokağa çıkarsak sizlere şunu şunu yaparız” mesajlarının önüne geçmekle geçmemek bir karar aşamasında olunduğunu düşünüyorum.

Uzun sözün kısası bakın bu SADAT, vermiş olduğu o fotoğrafla politik kavgayı kenara bıraktım, tekrar söylüyorum ben işin psikolojik harp yanındayım diyor. Mesaj çok açık, ya bu ülkede sivil toplum örgütlenmesi ve bu sivil toplum örgütlerinin mensupları yani halk bu SADAT ve SADAT türü bu türlü organizasyonların karşısına geçecek ya da bunlara boyun eğecek.

Bakın orada verilen reklam bandının mesajı ülkenin geleceği açısından olağanüstü tehlikeli. Yani şirketle Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki kavganın dışında kalarak meseleyi anlatmaya çalışıyorum. Bunun altını hep çiziyorum ki mesele başka yerlere taşınmasın. Bu paramiliter örgüt yetiştirme merkezi halka, özellikle muhalefet kesiminin oy kullanacak olanlarına yani halka, muhalefet partilerine eğer gözdağı peşinde koşuyorsa ve biz sandıktan iktidarın aleyhine çıkacak olan bir sonuca müdahale ederiz şeklinde mesaj yaymaya çalışıyorsa  herkesin bunun karşısında yer alması gerekir.

Ülkenin, siyasal iktidara yakın medyanın da, siyasal iktidarın karşısında duran medyanın da bunu bu şeklide görüp böyle müdahale etmeleri gerekir. Israrla diyoruz ki; siyasete terörün, silahın, silahlı terör örgütlerinin, militer güçlerin müdahalesi kabul edilemez. Aynı zamanda siyasete Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de müdahalesi kabul edilemez."