'Düşünce kendi ellerimden tutuyorum'
Oyuncu Ayhan Hülagü, Medyatava'nın sorularını yanıtladı...
Oyuncu, yazar Ayhan Hülagü özel projeleriyle sanat dünyasına katkı sunan bir sanatçı. Ahenk Film sanat yönetmeni olarak bir çok ödül aldı, kültür sanat dünyasında gündem oluşturan yazılar kaleme aldı. Karagöz gösterileriyle gündem de olan sanatçıyla çok yönlülüğü üzerine konuştuk.
Oyunculuk, yazarlık, sanat yönetmenliği, gölge oyunları gibi birbirinden farklı alanlarda çalışıyorsunuz. Hangisi sizin için daha özel?
İşin gerçeği birini diğerinden ayırmıyorum. Dışarıdan bakıldığında farklı disiplinler gibi görülse de birbirini besleyen, güçlendiren alanlar. Oyunculuk yaparken kimi zaman kendi metinlerimi kendim yazmam, ya da oynadığım filmin sanat yönetmenliğini yapmam çok değerli geliyor. Tabii ki burada kiminle çalıştığınız çok önemli. Beni anlayan, birikimime güvenen isimlerle bir arada olmak büyük şans.
Bir röportajınızda oyunculuğun hayatınızdaki temel motivasyon olduğunu söylemişsiniz. Bu pencereden bakarsak diğerlerinden önde denebilir mi?
Sanatla ilk temasım oyunculuk ile oldu. Üniversite okurken arkadaşlarımla kurduğum ekiple tiyatro yaparken geleceğe dair planlarımı hep oyunculuk üzerine kurdum. İstanbul’a taşındıktan sonra gazetelerde sanat yazarlığına başladım. Yazarlık oyunculukla paralel ilerleyen güçlü bir kanala dönüştü. Ona zamanla yönetmenlik, gölge oyunları eklendi. Başa dönersek beni yola çıkaran ilk adım oyunculuk olduğu için hayatımda yeri çok özel. Uzun vadede planlarımı da bunun üzerine kuruyorum.
Karagöz performanslarınız bu planın parçası sayılır mı?
Ben öyle görüyorum. Karagöz gösterisi bir perdenin arkasında, sahneye düşen gölgelerin konuşturulmasıyla gerçekleşiyor. Onlarca farklı karakter, şive, aksan, güçlü bir enerji… Sırtını tamamen oyunculuğa yaslayan bir sanat. Gösteriler bana oyunsal hazzı vermese sanırım bu kadar üzerine titremezdim. Ben gösterileri eğlencelik bir sunumdan ziyade oyunculuk performansı olarak görüyorum. Bu çerçeveden bakınca bu planın değerli bir parçası.
Oynadığınız gölge oyunu gösterilerinin metinlerini yazmak nasıl bir deneyim. İkinci bir kişiye ihtiyaç duymuyor musunuz?
Karagöz gösterilerimde daha çok klasikleri referans vererek modern metinler kaleme alıyorum. Yaptığım gösteri geleneksel olduğu için köklü metinleri kullanmak ve onu bugünün insanına taşımak daha anlamlı geliyor. Gösteri yaparken de oyunun ruhu gereği doğaçlama yapmaya çok açık. Prova sürecinde sabitlediğim bölümler kadar seyirciyle interaktif gerçekleşen bölümler de hayli fazla. Bu anlamda metnin benim tarafından kaleme alınması işimi daha çok kolaylaştırıyor. En büyük yardımcım kendim oluyorum. Düşünce, ellerimden tutup kendimi bir adım ileriye taşımaya çalışıyorum.
Günlük gazete ve dergilerde uzun süre metin yazarlığı yaptınız. Bu alanda ki üretimlerin yazarlık serüveninize katkısı nedir?
Günlük mecmualarda üretilen içeriler çabuk tüketilen ve dikkat çekici konuları iyi işlemiyorsa yarına kalması oldukça güç. Hatta imkansıza yakın. Bunun için bu alanda çalışırken yapılan işi kendim adıma o kadar büyütmüyorum. Bu gündelik bir tüketim… Ancak iki kapak arasına girip kitaba dönüşürse değer kazanıyor. Ben de bu şekilde çalışmayı tercih ediyor ve çaba gösteriyorum. Kültür sanat yazarlığından edindiğim tecrübe ile metin yazarlığında daha kolay içerik üretir oldum.
Uzun vadeli planlarınız nelerdir?
Yaptığımız işi ülke sınırlarının dışında layıkıyla yapmak. İşim dolayısıyla dünyanın birçok yerinde farklı oyunlar, kukla gösterileri izleme şansım oldu. Yabancı eserler inceledim, fuarlara, festivallere katıldım. Oyunculuğu ve yazarlığı uluslararası platformlarda devam ettirmeyi istiyorum. Kitaplarımın Amerika’da yayınlanması, uluslararası festivallerde sanatçı olarak yer almak, yabancı yönetmenlerle çalışmak gibi isteklerim var. Hepsi adım adım gerçekleşiyor. Mutlu, umutluyum...