Doları düşürmek için o silah çekiliyor. Dolarda 17 TL rakamında son günler. Yeniçağ gazetesi yazarı Remzi Özdemir, doları düşürecek planı açıkladı, dolar TL'nin ne olacağı hakkında tahminde bulundu
BDDK'nın ticari kredilere yönelik aldığı sınırlama sonrasında döviz kısa bir süreliğine geriledi, ancak dolar ve euro yeniden yükselişe geçti. Peki hükümetin doları düşürmek için yeni bir hamlesi var mı? Dolar ile ilgili yaptığı tahminlerle bilinen Yeniçağ gazetesi yazarı Remzi Özdemir, "Bu saatten sonra doları nasıl düşürecekler?" başlıklı bir yazı yazdı ve ekonomi yönetiminin ne yapacağını açıkladı. Özdemir, doların kaç TL'ye düşeceğini de açıkladı.
Yeniçağ gazetesinden Remzi Özdemir'in "Bu saatten sonra doları nasıl düşürecekler?" başlıklı yazısı
BDDK bir karar aldı ve kasasında 15 milyonun üzerinde döviz bulunduran şirketlerin bankadan kredi kullanamayacağını açıkladı.
Bu haber doları 17.300 liradan 16.500 liraya getirdi. Pazartesi günü borsada başta banka hisseleri olmak üzere birçok şirketin hisse senedinde şok düşüş yaşandı.
O gün bugündür borsa düşüyor. Yabancı yatırımcılar adeta vebadan kaçar gibi borsadan sattı çıktı.
Tahminen 1 milyar dolara yakın satış yaptı. 1 milyar dolar çok mu demeyin, Türk piyasası için artık çok büyük para. Çünkü Türkiye'ye 1 cent bile girmiyor.
Tüm tersi yabancı iktisat dışı kararlardan korkup kaçıyor.
Tüm bunlar olurken BDDK dün bu kararda gevşemeye gitti. Ancak bu karar alınmadan önce gördük ki, dolar yeniden 17.300 seviyesini geçti.
Şimdi soruyorum: Bu kararı neden aldınız?
Attığınız taş ürküttüğünüz kuşlara değdi mi?
Elbette değmedi ama Türkiye artık akıl dışı ekonomik kararlarla yönetiliyor.
Doları düşürmek için bugüne kadar 3 karar alındı. Bunlardan biri kur korumalı mevduat hesabıdır. Bu hesaba 6 ayda yaklaşık 1 trilyon lira girdi. Karşılığı 65 milyar dolar. Yani Türk lirası dolara endekslendi.
Bir ülke düşünün kendi parasının getirisini yabancı kura endeksliyor.
Akıl dışı iktisat kurallarına sığmayan bir karar.
Tıpkı faizin enflasyona sebep olduğu saçma sapan tez gibi.
Bugün Hazine'nin sırtına 65 milyar dolarlık devasa bir risk yüklendi.
Dolar yine yükseliyor. Yani bu kadar büyük risk ile doları sadece 6 ay tutabildiler.
Gelelim ikinci dolaylı müdahaleye bunun adı GES oldu. Yani kamu kuruluşlarının gelirine endeksli tahvil. Faiz dememek için uydurulmuş bir kılıf.
Bu GES dolarda 1 kuruşluk bile düşüşe neden olmadı.
Son olarak şirket dövizini zorla sattırmak. Onun da etkisi sadece 50 kuruş oldu ve o da gün itibariyle geldiği yine ulaştı. Yani 17.300 lira.
Gelelim can alıcı soruya:
Siyasi irade ve onun emrindeki ekonomi yönetimi bundan sonra doların olası bir yükselişinde ne tür bir silah çekecek?
Elinde ne kaldı?
Elinde tek bir silah kaldı o da enflasyona endeksli bono. Bu bonoyu çıkartacaklardı ama bankalardan gelen isyan ile rafa kaldırıldı. Çünkü o zaman kimse bankada mevduat tutmaz ve parayı bu bonoya yatırır.
Ancak seçime kadar rahat bir nefes almak isteyen AKP, eninde sonunda bu silahı çekmek zorunda kalacak. Çünkü bu saatten sonra faizleri 50 puan bile arttırsa hiç ama hiç para etmeyecek.
Peki enflasyona endeksli bono doları düşürür mü?
Bana göre düşürmez. Düşürse bile 1 lira düşer ve sonra nerede kalmıştık diye devam eder. Çünkü devletin resmî ölçüm kurumu TÜİK'e olan güven sarsılmıştır. Her üç ayda bir başkanı ve yöneticileri değişen, açıkladığı rakamlar tüm dünyada tartışılan bir kurumun enflasyon verisine kim güvenir bono alır ki?
Şimdi size bir finansal okurluk sorusu:
Sizce bu veriler ve gelişmeler ışığında doları düşürmek için ne yapabilirler ve düşürebilirler mi?
SÜPER BONO NEDİR?
Bono; devlet ve kurumsal firmalardan yatırımcıların sabit ya da değişken faiz oranları ile belirlenen süre içerisinde kredi almış olduğunu belirten bir belgedir. Bonoların bilinen ilk özelliği vadeleridir. Bononun vadesi 2 aydan az ya da 12 aydan fazla olamaz. Bonolar şirket ya da devlet tarafından çıkarılırlar. Şirket ya da devletlerin finansman ihtiyaçlarının giderilmesini sağlama hedefiyle çıkarılan bonolar, belirli bir vadenin sonunda anaparaya eklenen faizle geri ödemesinin yapılması bakımından, bankadan kredi kullanılması ile ciddi benzerlik göstermektedir. Çok daha yüksek faiz oranı uygulanan bonoya süper bono adı verilmektedir. Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, dövizdeki hareketin cari açıktan kaynaklandığını belirterek “Kurda önlenemez bir yükseliş olursa Merkez Bankası mecburen faiz artırır ve o da yetmezse süper bono gibi enstrümanlar devreye girer” diye konuşmuştu.
Süper bono ne zaman çıkarıldı?
1994 senesinde Tansu Çiller başkanlığındaki DYP-SHP hükümeti, faiz oranlarını düşürme hedefiyle piyasaya yüksek miktarda para sürdü. Piyasaya sürülen para sonrasında beklenenin aksine yüksek likidite, faizi düşürmek yerine, dövize hücuma neden oldu.
Hükümet, döviz satarak talebi düşüreceğini, paranın borsaya yönleneceğini ifade ediyordu fakat 52 milyon dolarlık hacmi olan borsa para çekmekte yetersiz kaldı. Bankalar yüksek devalüasyon olacağı beklentisiyle hareket edince piyasaya sürülen döviz, fiyatı düşürmedi tam tersine arttırdı. Dolar, birkaç ay içinde 8 bin liradan 42 bin liraya fırladı, 38 bin lira seviyelerinde de tutundu. Döviz rezervleri 7 milyar dolar iken Nisan 1994 tarihine gelindiğinde 3 milyar dolara düştü. 5 Nisan 1994 tarihinde hükümet, “enflasyonu hızla düşürmek, TL’de istikrar sağlamak” hedefiyle 5 Nisan Kararları’nı açıkladı. Dengeleri düzeltmeden faiz oranlarını düşürme çabası, faizde çok daha yüksek bir artış ile netice kazandı. Dövize olan talebi kesmek ve kısa dönemli kamu borçlarını ödeyebilmek için hükümet mayıs ayında yüzde 400 faizli borçlanma kâğıtlarını piyasaya sürdü.