Dolar 50 TL olacak diyenler var. Ünlü ekonomist Ali Ağaoğlu'dan dikkat çeken yorum: İşinizi 15 Mayıs'a bırakmayın

Dolar seçim öncesi yukarı yönlü hareketini sürdürürken ekonomistler de dolarla ilgili seçim sonrası kur tahmininde bulunuyor. Kimisi 25 liradan kapıyı açarken kimisi de 50 lira rakamını telaffuz ediyor. Bu tahminlere tepki gösteren Ekonomist Ali Ağaoğlu da bu konuyla ilgili çok önemli bir açıklama yaptı ve "Borsa yatırımcısıysanız da, sanayiciyseniz de işinizi 15 Mayıs'a bırakmayın." çağrısında bulundu.

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ Ekonomim.com'daki Şans Sohbetleri’nde piyasada iyice hissedilen döviz likiditesindeki kuruluğu değerlendirdi. Seçim sonrası sürecin iyi yönetilmesinin kritik önemde olduğunu vurguladı. Petrol ve emtia piyasalarını ele alan ikili, gelişmeleri Türkiye için 'iyi haber' olarak yorumladı.

İşte dövizle ilgili o diylaloglar

Güldağ: Denizli’deydim geçen hafta. Sanayicilerle konuşuyoruz, 'döviz bulamıyoruz' diyorlar. "Bugün yine bulamadık, kurudu ortalık" dediler. İş kontrolden çıktı diye düşünülüyor. "İş yapmanın tadı kalmadı" diyenler de oldu. Kahramanmaraş'taki sanayicilerle konuşuyoruz onlar da aynı durumda. Çoklu kur, ikili kur meselesi adeta kalıcı hale geldi. 21,40'tan bozdurmuş getirdiği Euro'yu bir ihracatçı, hammadde almak için bankaya gittiğinde 21,97'den alabilmiş. 'En az 60 kuruş fark yiyoruz' diyorlar. Pek çok işlemde fark 1 lira. Tavsiye istiyor iş insanları...

Ağaoğlu: Tavsiye verilecek zamanları geçtik galiba. Biz ilk sohbetlerimizde tahvil bono piyasasında likidite kuruluğu demiştik. şimdi de tahvil piyasasındaki likidite kuruluğuna benzer döviz piyasasında da bir likidite kuruluğu problemi ortaya çıktı.

Güldağ: Yabancıların 10 yıl kadar önce 57-58 milyar dolara kadar çıkan tahvil, bonodaki payları 1 milyar dolara indi. Borsada 70 milyar dolar olan yatırımları 23-24 milyar dolara geriledi. İthalatımız hala ihracatın hayli üzerinde. Hem dış ticaret, hem de cari açık veriyoruz. Turizmden gelecek döviz de imdada yetişmedi henüz...

Ağaoğlu: Döviz bir şekilde Merkez Bankası tarafından temin edildiği sürece var. Peki, Merkez kaynakları sonsuz mu? Hayır değil. Bu riski gördüğü zaman insanlar buna karşı kendilerince önlem almaya çalışıyorlar mı? Evet. Ama bu işleyiş bizi 4 farklı kura getirdi.

Güldağ: Dört farklı kur mu?

Ağaoğlu: Beraber sayalım. Bir, Merkez Bankası'nın tabela kuru, iki bireylere ve tüzel kişilere bankaların sattığı kur, üçüncüsü Tahtakale’deki kur, dördüncüsü de ihracatçıların yüzde iki farklı sattıkları resmi kur.

Güldağ: Arjantin'e benzetiliyor ya...

Ağaoğlu: Orada 17 kur var bildiğim. Arjantin’deki kur mekanizması ile Türkiye ile ilgili kur mekanizması arasında majör bir fark var. Arjantin kuru teşvik ve vergi unsuru olarak kullanıyor. İthalatçının kuru pahalı, vergi koymak yerine kuru yüksek tutuyorlar. İhracatçıyı teşvik etmek için kuru yüksek tutuyorlar. Farklı bir yöntem izliyorlar.

Güldağ: O da sıkıntılı...

Ağaoğlu: Çalışır mekanizma değil...

Güldağ: Faizi, yani paranın fiyatını bir kez doğru belirleyemeyince, dövizin fiyatı da doğru olmuyor... Ağaoğlu: Her zaman ve daima aslolan faizdir. Tabii, kur tarafında arz-talep dengesi de çok önemli. Şu anda arz kısıtlı, talep artıyor. O zaman da iş Merkez Bankası'nın rezervlerne kalıyor.

Güldağ: Revzerlerdeki erime hızlı...

Ağaoğlu: Bunu da bildiği için piyasa katılımcıları, tedirginlik biraz daha artıyor. Yani bu tabela kurunu seçime kadar illa 20'nin altında tutacağız deyip bir baskı uyguluyorsunuz, iş arka tarafta başka sorunları biriktiriyor.

Güldağ: Ve kur makası büyüdükçe bankalara yarıyor diyenler yine arttı...

Ağaoğlu: Bu da yanlış. Evet bankalara yarıyor da bankalar bunu sonsuz hacimde yapıyor olsalar amenna. Bugün koca bir banka günlük 50 milyon dolarlarla iş yapabiliyor. Limiti var. Yani 0,70’ten, yaklaşık 2 milyon gelir. En büyük banka yapsa yapsa bu kadar kar eder. Az değil ama dile pelesenk olacak kadar büyüklükte bir rakam değil. Sanayicinin döviz bulamamasının bir sebebini de söyleyeyim. Saat 10-10:15 arasına sıkıştı piyasa. Sadece 15 dakika... Hazinenin belki de en rahat dönemi ama tabii öykünecek bir şey değil.

Güldağ: KKM de çok büyüdü. 100 milyar doları geçti. Faize, kura bir anda dokunamazsın diyorsun ya, KKM'ye de el süremezsin. Ateşten gömlek... Bir tür 'KKM rejimi kurduk' biz. Her şeyi, 'aman döviz çıkmasın' diye oraya odakladık. Ürperme geliyor, heybedeki turpun büyüklüğünü gördükçe...

Ağaoğlu: Hakikaten heybedeki turp büyüyor. İster şu andaki mevcut Cumhur İttifakı çoğunluğunu sürdürsün, hatta Mehmet Şimşek’in adı çok sıkça geçti, o bile gelse, birikmiş sorunlar büyük ve daha da büyüyor. Doğru teşhis- tedavi problemi bence...

Güldağ: En azından konunun 'faiz sebep, enflasyon netice' basitliğinde olmadığını anladık sanırım... Ağaoğlu: Bu bir stok problemi değil bu bir akım problemi. Yani akut değil kronik bir problem ve bunu bir seferlik bir çözümle, yani Suudi Arabistan’dan 5 milyar dolar, Katar’dan 15 milyar dolar, hatta IMF’ten 50 milyar dolar getirip, işi çözeceğiz gibi bir yaklaşım asla derdimize deva olmaz, olmayacak da.

Güldağ: Millet İttifakı gelirse, fark nerede ortaya çıkacak sence...

Ağaoğlu: Cumhur İttifakı gelirse hani faiz tarafında görece olarak daha sınırlı, belki Millet gelirse biraz daha yüksek bir seviyeden başlayabilirler ama her iki tarafın da ben çok radikal, kırıcı, sert önlemler almasını beklemiyorum. Neden dersen, şu andaki ekonomik kırılganlığımız had safhada, ne yaparsanız yapın ya şirket iflaslarına, ya işsizliğe yol açacaksınız ya da büyümede çok ama çok ciddi sıkıntı yaşayacaksınız. Depremin etkilerinin hissedildiği bir dönemde bu kadar radikal ve sert olamazsınız ve olmamalısınız.

Güldağ: Keza faiz ve kurda da... Faizi yükseltiriz, yabancı sermaye gelir, sonrası Allah kerim dersek yanlış...

Ağaoğlu: Zarar verir. Şimdi bazı seviyeler var, 25 dolar konuşuluyor.

Güldağ: O makul, daha neler var...

Ağaoğlu: Biliyorum 35 diyenler var, 50 diyenler var. Yapmayın, etmeyin. Bir soru sorayım; dolar/TL’yi şu anda 3 katına çıkarsanız, hangi derdinizi çözer? Hiçbir derdinizi çözmediği gibi var olan derdimizi de en az ikiye katlar. Bir de piyasa cephesinde çok nahoş bir durum vardır, o da bir fiyatı gördüğü zaman piyasa unutmaz. 15 Mayıs gününü iyi yönetmek gerektiği konusunda tarafların çok ciddi düşünmesi gerekiyor. Çünkü orada herhangi bir kur, rastlantı sonucu dahi olsa, ekran arızasından bahsetmiyorum, ama dişe dokunur büyüklükte bir işlem gerçekleşmişse ve o işlemin kuru her neyse o insanların akıllarına nakşedilecek onu geri getirmeniz çok zor olacak. O yüzden bu çok ciddi ve bence çok dikkat edilmesi gereken bir nokta. Farklı bu seçim. Daha önce hiç hissetmediğimiz, bilmediğimiz birtakım olayların yaşanma ihtimali olan bir seçim sonrası dönem bizi bekliyor. Borsa yatırımcısıysanız da, sanayiciyseniz de işinizi 15 Mayıs'a bırakmayın.

Gören herkes aynı yorumu yapıyor! Narin Güran cinayetinde yeni ayrıntı Fenerbahçe Beko, Partizan'a şans tanımadı Nefes borusuna üzüm kaçan bebek kurtarılamadı Göl çekildi, ortaya çıkanlar herkesi şoke etti MasterChef'te inazılmaz kaza