Dink davası 30 Ekim'e ertelendi
Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dava ertelendi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin verilen kararın Yargıtay tarafından kısmen bozulmasının ardından 18 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapatılmasının ardından İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına hiçbir sanık katılmadı. Duruşmada, Dink ailesinin avukatları hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Tevfik Güngören, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Ahmet İskender'in, henüz yakalanamadığını bildirdi.
Güngören, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Dink'in öldürülmesiyle ilgili görevini ihmal ettiği öne sürülen dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün yargılandığı dava dosyasının, bu dava dosyasıyla birleştirme talebinde bulunulduğunu ancak mahkemenin birleştirmeye muvafakat etmediğini belirtti.
Duruşmada söz alan avukat Bahri Belen, sanık Ahmet İskender'in yakalanamaması nedeniyle dosyada 1 yıldır karar verilemediğini belirterek, sanık İskender yönünden dosyanın ayrılmasını diğer sanıklar yönünden ise Yargıtay bozma ilamında belirtilen şekilde karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık Ahmet İskender'in dosyasının ayrılması talebinin bu aşamada reddine, gelecek celsede sanığın yakalanamaması halinde avukatın talebinin nazara alınmasına karar verdi.
Heyet, sanık Ahmet İskender'in Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nde (UYAP) son görünen adresine, Yargıtay bozma ilamı örneğiyle yazı gönderilerek, ''tebliğe rağmen duruşmaya gelmemesi halinde yargılamanın yokluğunda yapılarak karar verileceği'' ihtaratının yazılmasına hükmederek duruşmayı 30 Ekim'e erteledi.
Hrant'ın arkadaşları'ndan açıklama
Bu arada 'Hrant'ın arkadaşları' üyesi bir grup, duruşma öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bir araya geldi.
Grup adına açıklama yapan Onur Ünlü, 7 yıllık bir mücadelenin ardından devletin 'o koca ve ağır kapısı'nın bir parmak aralandığını ifade ederek, cinayette kusuru olduğu düşünülen ancak soruşturma izni verilmeyen 24 kamu görevlisinden 8'i için mahkeme yolunun açıldığını söyledi.
İlk olarak dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve 6 polis memuru için dava açılmasını beklediklerini dile getiren Ünlü, ''Açılması gereken bu dava, hazırlanması gereken iddianame, nereye gider, devlet o klasik refleksiyle yine kendini korumaya devam eder mi, ederse nasıl eder, bilinmez ancak bu gelişme, ailenin, avukatlarının ısrarının yanı sıra 'bu dava böle bitmez' diyenlerin adalet nöbeti sayesinde de oldu'' diye konuştu.
Ünlü, cinayette kusuru bulunan tüm kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılması ve hesap vermesi, ayrı ayrı yürütülen davaların tek bir dava olarak birleştirilmesi gerektiğini savundu.
Devletin tüm kanatlarıyla hesap vermek zorunda olduğunu söyleyen Ünlü, ''Ancak o zaman, devletçe dilenen taziye, biraz daha anlam kazanacaktır. Bu cinayetin arkasındaki yapı ortaya çıkana kadar adalet nöbetimizi sürdüreceğiz. Şimdilik 'Kamu görevlileri, mahkemeye bekleniyorsunuz' diyor ve ekliyoruz, 'biz bitti demeden bu dava bitmez'' ifadelerini kullandı.
Açıklamaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
Davanın geçmişi
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u "tehdit etmek" suçundan 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetmişti.
Yerel mahkemenin kararına itiraz eden İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta'nın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçede, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in "örgüt liderliği ve yöneticiliği" yaptığının, sanıkların Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan sanıklarla amaç birliği içinde bulunduğunun, ana yapı Ergenekon ile Trabzon'daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti.
Karar 'örgüt yok' anlamına gelmez
Kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz ise sanıklarla ilgili örgüt yöneticiliği veya üyeliği konusunda yeterli delil bulunamadığından beraat kararı verdiklerini söylemişti.
Eryılmaz, "Verdiğimiz karar, 'örgüt yoktur' anlamına gelmez. Verdiğimiz karardan rahatsız değiliz. Sadece tatmin edici olmadığını belirttim. Elbette bu cinayeti basite indirgeyemeyiz" açıklaması yapmıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının, "sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği" gerekçesiyle bozulmasını istemişti.
Tebliğnamede, "Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir" ifadelerine yer verilmişti.
Yargıtay'ın bozma kararı
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, örgüt yönünden verilen beraat kararını bozmuştu. Daire, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına hükmetmişti.
"Kasten öldürmeye azmettirme'' ve Orhan Pamuk'u tehdit suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararı ise onanmıştı. Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat kararı ise ''suç örgütü kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet gerektiği için bozulmuştu.
Sanıklardan Ersin Yolcu'nun ''kasten öldürmeye yardım suçundan'' mahkumiyet hükmü onanmış, ''silahlı terör örgütü üyesi olmak'' suçundan beraatinin ise "suç örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyet gerektirdiği için bozulmasına karar verilmişti.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''Kasten öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu. Tuncel hakkında ''silahlı terör örgütü yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı da ''suç örgütü üyesi olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.
Tuncel'in, Trabzon'da 24 Ekim 2004 tarihinde McDonalds'ın bombalanması olayında, ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama'' suçlarından verilen mahkumiyet kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Tuncel'in bu eyleminin ''6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar vermişti.
Sanıklardan Ahmet İskender hakkındaki ''kasten öldürmeye yardım'' suçundan verilen mahkumiyet kararı onanmış, İskender'in ''silahlı terör örgütü üyesi olmak'' suçundan beraatı ise "suç örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.
Sanıklardan Salih Hacısalihoğlu'nun ''Silahlı terör örgütüne yardım'' suçundan beraat kararı onanmış, 6136 Sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet kararı, sanığın cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı için, "beraat" kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.
Sanıklardan Zeynel Abidin Yavuz ile Tuncay Uzundal'ın "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan beraatlarına ilişkin kararlar da "suç örgütü üyesi oldukları" gerekçesiyle bozulmuştu. Sanıklar Yavuz ve Uzundal hakkında 'kasten öldürmeye yardım' suçundan beraat hükümleri de sanıkların Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmeleri sebebiyle mahkumiyetleri gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmişti.
Sanıklardan Mustafa Öztürk'ün de ''silahlı terör örgütü üyesi olma'', ''kasten öldürmeye yardım'' suçlarından beraat kararlarını onayan Yargıtay, sanıklar Halis Egemen ile Yaşar Cihan hakkında ise ''silahlı terör örgütüne yardım'' suçundan kurulan beraat hükümlerini de onamıştı.
Sanıklardan Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal hakkında da ''kasten öldürmeye yardım'' suçundan kurulan beraat hükmü, eksik soruşturma sebebiyle bozulmuştu. Sanıklardan Veysel Toprak, Alper Esirgemez, Osman Alpay, Erbil Susaman, Şenol Akduman, İrfan Özkan ve Numan Şişman'ın ''silahlı terör örgütüne yardım yataklık'', ''suç işleyeni saklama'' suçlarından verilen beraat kararlarının, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında dava zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle bozulmasına hükmedilmişti.
Dava İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
Yargıtay'ın kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmış, bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin, 6526 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi sonucu tümüyle kaldırılması üzerine İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. (AA)