Depremden kurtuldular ama çile bitmiyor... Depremzedelerden fare isyanı: Kulaklarımızı yer diye kapatıyoruz
Osmaniye’de depremde evleri yıkıldığı için kendi imkanlarıyla evlerinin yanına çadır kuran bazı depremzedeler, çadırlarına giren fareler nedeniyle tedirgin. Depremzede Ganime Köksal, "Kulaklarımızı yer diye kapatıyoruz böyle, sarıyoruz böyle sıkı sıkı. Ayaklarımızda çorap ile yatıyoruz" dedi.
Osmaniye’de depremde evleri yıkıldığı için kendi imkanlarıyla evlerinin yanına çadır kuran bazı depremzedeler, çadırlarına giren fareler nedeniyle tedirgin. Depremzede Ganime Köksal, "Kulaklarımızı yer diye kapatıyoruz böyle, sarıyoruz böyle sıkı sıkı. Ayaklarımızda çorap ile yatıyoruz. Kediden de büyüğü var, küçüğü de var. Küçükler düşüyor, büyükler düşmüyor. Fak koyuyorsun, fakı da götürüyor" dedi.
Osmaniye’nin Dr. İhsan Göknel Mahallesi’nde evleri depremde yıkılan birkaç aile, kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlara giren farelerden şikayetçi. Depremzede Ganime Köksal, çadırda yaşadıkları fare sorununu şöyle anlattı:
"GEÇİM SAĞLADIĞIM İNEĞİMİ SATTIM, ÇADIRIMI ALDIM"
"Depremden kurtulduk ama yağmurdan, doludan, fareden çoluk çocuk yatamıyor gece. İlaç aldık, bantlara düştü. Büyükler düşmüyor, cikil cikil ötüşüyor. Çadırları kendi imkanlarımızla yaptık. İki ineğim vardı, sattım. Hazır geçim sağladığım ineğimi sattım, çadırımı aldım. Ben o kadar korkmuyorum ama iki tane torun var, bir gelin var. Onlar hiç fare mi görmüş, apartmanda oturuyorlardı, şimdi çadırda kalıyorlar. Dayanamıyorlar. ‘Anneanne, babaanne korkuyoruz’ diyorlar. 'Korkuyoruz diyorsanız çaresine bakarız' dedim, bir yapıştırıcı aldım, onun cikiltisinden de uyanıyoruz. Kedi miyavlıyor sandım ben önce. 30 tane civcivimi kafese alıyorum akşam, civcivleri yiyor. Isırırsa bir de kuduz aşısına gideriz.
“KULAKLARIMIZI YER DİYE KAPATIYORUZ”
Kulaklarımızı yer diye kapatıyoruz böyle, sarıyoruz böyle sıkı sıkı. Ayaklarımızda çorap ile yatıyoruz. Kediden de büyüğü var, küçüğü de var. Küçükler düşüyor, büyükler düşmüyor. Fak koyuyorsun, fakı da götürüyor. Adam çadırı bekliyor ya zaten çadıra girmesin diye değnekle kovalıyor. Hayvanlar aç, biz aç, ne olacak? Koyunumuz var, birini kestik yeme amacıyla. Kaç tane kaldı bilmiyorum. Üç tanede keçi var. Alamıyorum, neyle alayım? Yemcinin yem yeri, borca alıyorduk, o da enkaza gitmiş."
“SES ÇIKARTMAZSAK KAÇMIYORLAR, AYAĞIMIZIN DİBİNDE DOLANIYORLAR SÜREKLİ”
Depremzede Melike Dönem ise şunları söyledi:
"Fare ile gerçekten sıkıntımız çok büyük. Büyük çadırda kalıyoruz, sadece sobamız orada var. Diğer çadırlarımızda gerçekten çok soğuk. Fare ile geçen koyun koyuna yattım. Sürekli ‘kışt kışt’ diye geziyoruz artık ortada, o kadar. Ses çıkartmazsak kaçmıyorlar, ayağımızın dibinde dolanıyorlar sürekli. Bakım yapamıyorum; tuvalet, banyomuz yok. Her gün komşuya gitmekten artık bıkmış durumdayım. Lavabo, tuvalet, hiçbiri yok ki. Mikroba geliyor zaten fare de. Yani gerçekten şu an çok sıkıntılı bir durumdayız. İki aydır bunu yaşıyoruz. 500 yıl kadar geriye gittim, gerçekten 500 yıl kadar geriye gittim. Artık bu yaşantıya alışır oldum. Bu mikroba alışır oldum. Çok rezil bir yaşam, kimseye tavsiye etmiyorum gerçekten. Allah kimsenin başına vermesin."