D-Smart CEO'su hedeflerini Daily Telegraph'a anlattı!
Yayın platformunun CEO'su İngiltere'de yayımlanan dergiye röportaj verdi.
Türkiye’nin en büyük ikinci dijital platformu D-Smart CEO’su Ali Güven, basılı ve online olmak üzere 2.3 milyon insana ulaşan İngiltere’de günlük gazete pazarının yüzde 44’üne hakim, en çok okunan ünlü gazetesi The Daily Telegraph’a önemli açıklamalarda bulundu.
Güven, The Daily Telegraph ile yaptığı röportajında, 2007 yılında faaliyetine başlayan D-Smart’ın 5.’nci yılında 350 milyon USD gelire ve 1,6 milyon aboneye eriştiğini aktardığını ve bugün, Türkiye’deki ücretli TV (pay TV) pazarının %28’ini ve uydu anteni pazarının da %40’ını elinde bulundurduğunu ve her iki rakamın da yükseliş trendinde olduğunu söyledi.
Bizimle çalışmak uzun vadeli düşünen, kaliteyi ödüllendiren sağlam bir partner anlamına gelir!
Türkiye’deki en büyük yayın grubu olan ve Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ tarafından yönetilen, Kanal D eğlence kanalı, CNN Türk haber kanalı, dizi prodüksiyon firmaları olan D Prodüksiyon ve InDhouse’u, DMC müzik prodüksiyon firmasını, Tv2 genel yayın kanalını, üç ulusal radyoyu ve bir dizi tematik kanalı barındıran Doğan TV Holding’in (DTVH) bir parçası olan D-Smart’ın CEO’su Güven, Türkiye’de etkin ve güçlü, güvenilirliğiyle tanınan böyle büyük bir grupta olmanın önemli avantajlar sunduğunu söyleyerek, “Bizim sektörde Doğan ismi güven, güçlü etik anlayış ve mükemmelliğin peşinde koşmak ile eş anlamlıdır; bizimle çalışmak uzun vadeli düşünen ve kaliteyi ödüllendiren sağlam bir partner anlamına gelir” dedi.
Güven röportajında, stratejilerinden birinin rakibin ne yaptığını -ister pozitif ister negatif olsun- tecrübelerini şekillendiren unsurları gözlemlemek ve bunu kendi avantajlarına çevirmek olduğunu açıkladı. Güven, “Doğru bir şeyler yaptıklarında onların adımlarını izleriz, tersi durumda ise, onların yanlış yaptığı yoldan farklı bir rota çizeriz” dedi.
İçerik ve yaklaşım bağlamında yenilik zorunludur!
D-Smart’ı basit bir ücretli TV veya dijital platformdan ziyade entegre bir eğlence firması olarak niteleyen Güven, “Geçmişte, TV seyretmek Türkiye’de ücretsiz idi; ancak 80’li yıllardan itibaren sektör önemli bir büyümeye tanıklık etti ve mevcut tedarik piyasasına bir dizi ücretli hizmet ilave oldu. Bugün TV ürünleri diğer tüm dijital eğlence ile birlikte abonenin evine teslim edilmekte ve bu sayede TV, sadece menüdeki kalemlerden biri oldu. 75 milyonu aşan nüfusa sahip bir ülkeyiz, kabaca 20 milyon hane bulunmakta. Hali hazırda, hanelerin sadece %27’si TV seyretmek için para öderken geri kalanı, bir uydu alıcısı ve çanak antene üç beş kuruş ödemek suretiyle ücretsiz olarak televizyon seyrediyor. Türksat’ın sunduğu bu ücretsiz içerikli yayın asla son bulmayacak, zira bu bir kamusal haktır ve bizim devletimiz bunu asla değiştirmez; bu nedenle, Türk operatörler olarak tek çözümümüz değerli içerik yaratmaktır bu sayede insanların televizyon hizmetlerine para ödemeleri için neden ortaya çıkmış olur” dedi.
Pazarda yeni olmanın rakipler karşısında ekstra avantajlar da sağladığını, Türkiye’de insanların yeni markalara ihtiyaç duyduğunu, yeni renk arayışında olduklarını aktaran Güven, “Bizim amacımız ‘yeni hanelerin seçtiği marka’ olabilmektir. Türksat vasıtasıyla mükemmel HD kalitesi sunmaktan gurur duyuyoruz. Türksat Türkiye’ye çok daha yakın konumdadır ve bu sayede çok daha iyi görüntü kalitesi garanti edilmektedir. Free box ile Türksat kanallarını izleyen 12 milyon haneye erişebiliriz, tek yapmamız gereken bunların D-Smart’a geçişlerini sağlamak, ellerindeki kutuları bizimkiler ile değiştirmektir; bunu 24 aylık bir abonelik ile yapıyoruz. Son olarak, interneti de kapsayan bir hizmet paketi sunmaktayız. Pay TV işimizin yanı sıra, Türkiye’deki en büyük ikinci ADSL ve üçüncü internet sağlayıcıyız, 364,000’in üzerinde aboneye sahibiz; ücretli TV ve interneti beraber almak suretiyle müşterilerimiz daha az ödemekte, daha fazlasını almakta ve daha kaliteli hizmetlerden faydalanabilmektedir” dedi. TV içeriğine özel dikkat çeken Güven, sporun en değerli ürün olduğuna vurgularken, Türkiye’de sporun esasen futbol ve basketbol anlamına geldiğine dikkat çekti. D-Smart’ın üst düzey Avrupa liglerini yayınladığını, Türkiye Futbol Ligi ile ilgilenmeyenlerin, özellikle yeni kurulan hanelerin ilk tercihinin D-Smart olduğunu söyledi.
Türkiye dizi prodüksiyonları uluslararası başarısına rağmen, ihracatın sadece 50-60 milyon USD’sine karşılık geliyor!
Güven, Türkiye dizilerinin, yurtdışında özellikle de Balkanlar’da ve Arap dünyasında başarılı şekilde geniş izleyici kitlelerine ulaştığını ve turizm açısından da pozitif etkiye sahip olduğunu; zira turistlerin seyrettikleri, en sevdikleri dizilerin geçtiği yerlere seyahat etmenin yollarını aradığını, bunun da önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekti. Güven, “Dizi prodüksiyonlarımız uluslararası başarısına rağmen, ihracatımızın sadece 50-60 milyon USD’sine karşılık geliyor. Bu rakam en azından 10 kat daha yüksek olmalıydı. En büyük kısıtlarımızdan bir tanesi, halen içe dönük olarak hareket eden bir ülkeyiz. Dizilerin sektörümüzdeki yüksek potansiyeli aşikardır ve geri dönüşü de garantidir. Tüm yabancıları, oldukça umut vadeden bu alana girmesi açısından da davet ediyoruz; yabancılar da D-Smart’a giderek daha fazla ilgi gösteriyorlar. Ne yaptığınızı biliyorsanız ve akıllıca bir şekilde çalışmalarınızı sürdürüyorsanız, Türkiye’de Pay TV ve medya sektörüne yatırım yapmak, kazanma şansı çok yüksek bir yatırım olacaktır. En azından hane artışımız nüfus artışımızdan daha fazla olduğu sürece bu yüksek yatırım değeri sürecektir” dedi.