'Cüneyt Arkın’a hayatımı borçluyum'
Usta yapımcı Türker İnanoğlu, Cengiz Semercioğlu'na röportaj verdi.
Usta yapımcı Türker İnanoğlu, Hürriyet Gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu'nun sorularını yanıtladı.
Cengiz SEMERCİOĞLU / HÜRRİYET
Cüneyt Arkın’a hayatımı borçluyum
◊ Cüneyt Arkın sizin sayesinde alkol problemini yenmiş... Nasıl oldu?
- Ben de Cüneyt’e hayatımı borçluyum. Birinci “Kara Murat” filmini Belgrad Ormanları’nın içinde Bilezikçi Çiftliği vardı, orada çekiyorduk. Bir gün orada top oynarken, top göğsüme geldi ve kalbim durdu. Cüneyt kalp masajı yaparak bana nefes aldırttı. Sonra ambulans geldi, Cüneyt hayatımı kurtardı. Cüneyt’in bu yaptığını asla unutmam. Cüneyt iki ruhlu bir adam. İçkiyi içtiği zaman başka bir Cüneyt... İçki içmediği zaman dünyanın en centilmen, en beyefendi adamı. Cüneyt’in eşi Betül’ün babası alkol problemi için bir ilaç bulmuş. Kendisi bir ecza laboratuvarının sahibiydi. İlacı da İngiltere’den reçeteyle ben getirttim. O ilacı her gün Cüneyt’in haberi olmadan yemeklerine kattık. 4-5 sene uğraştık. Acayip bir ilaçtı, o ilaç onu alkolden uzaklaştırdı. Cüneyt, karısının hakkını asla ödeyemez.
◊ Türkan Şoray’ı da siz keşfettiniz...
- Evet, Türkan’ı sinemaya ben soktum. O da bir röportajında “Türker İnanoğlu olmasaydı ben Fatih’te 4 çocuklu bir ev kadını olurdum” dedi. Cüneyt’le ona ayrı bir sevgim var.
◊ Daha sonra Rüçhan Adlı, Türkan Şoray’ı sizden kıskandığı için sizinle çalışmasına izin vermemiş doğru mu?
- Evet, doğrudur. İlk filminde benimle çalıştı, ondan sonra Rüçhan bazı nedenler buldu, kendi kendine hayal mahsulu nedenler. Bir daha da çalışmak nasip olmadı. Türkan da, ben de çok üzüldük.
◊ Türkan Şoray kanunları da bundan sonra mı konuluyor?
- Herhalde... Bir erkek, bir erkeği kıskanabilir ama Rüçhan değişik bir adamdı.
Eskiler daha yetenekliydi
◊ Şimdiki dizi ve film sektöründeki oyuncular daha çok para kazanıyorlar.
- Çok değil, çok daha çok kazanıyorlar.
◊ Yetenek olarak kıyaslayınca eskiler mi daha iyi yeniler mi?
- Eskiler abi.
◊ Türkan Şoray’ın bakışı kimse de yok...
- Bırak Türkan Şoray’ı, o zaten star. Erol Taş, Kadir Savun, Hüseyin Baradan, Sami Hazinses ve Nevzat Okçugil, yok bunların yerine gelen. Adile (Naşit) Hanım vardı, o da gitti.
◊ Siz her zaman “sinemayı besleyen tiyatro” dersiniz. Ama şimdi, güzel kızlar, yakışıklı çocuklar geliyor, bir dizide oynayıp hop oyuncu oluyorlar.
- Dizide para var.
◊ Belki de dizileri tercih ettikleri için artık Kadir Savun’lar çıkmıyor...
- Olabilir.
◊ Çünkü tiyatro altyapıları yok...
- Olanlar da devlet tiyatrolarında oynuyorlar. Oraya mecburi hizmetleri var.
◊ Star ışığı diye bir şey var mı?
- Var tabii...
◊ Star ışığı nedir?
- İlk önce seyircinin sevmesi lazım. Mesela Türk seyircisi esmer erkekleri sever. Nadir olarak da bir sarışın fırlar, Göksel Arsoy gibi...
◊ Şimdinin Kıvanç’ı (Tatlıtuğ) gibi...
- Evet, nadir olur bu. Türk izleyicisi kadında da esmeri sever. Filiz Akın gibi sarışın arada fırlayabilir…
◊ Hikâyede neyi sever peki?
- Kendinin içine girebileceği hikâyeleri.
◊ Daha çok dram mı?
- Dramdır, ama komedi de vardı. Kemal Sunallar, Gırgıriyeler filan...
Röportajın devamını okumak için TIKLAYIN