"Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası alan Gazeteci Sedef Kabaş tahliye edildi. Kabaş, İçişleri Bakanı Soylu ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu'na 'hakaret' suçundan da beraat etti

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş, ilk kez hakim karşısında. Savcı, Kabaş’ın tutukluluk halinin devam etmesini istedi. Mahkeme, Kabaş’ın tahliyesine karar verdi.

Kabaş, 14 Ocak’ta TELE 1’de katıldığı ‘Demokrasi Arenası’ programında, “Çok meşhur bir söz vardır. Taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz. O saray ahır olur” dedikten sonra ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten tutuklanmıştı.

Kabaş hakkında hazırlanan iddianamede ‘cumhurbaşkanına hakaret’ ve iki bakana karşı ‘kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret’ suçlarından toplam 12 yıl 10 aya kadar hapsi istenmişti.

22 Ocak’tan beri tutuklu bulunan Kabaş’ın duruşması İstanbul 36’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı.

Mahkeme heyeti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun davaya katılma talebini kabul etti.

Duruşma savcısı, esas hakkındaki mütalaasında Kabaş’ın ‘cumhurbaşkanına hakaret ve kamu görevlisine hakaret’ suçlamasıyla cezalandırılmasını istedi. Kabaş’ın ulaştırma bakanına yönelik sözleri nedeniyle beraatini talep eden savcı, tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

SEDEF KABAŞ'IN AÇIKLAMALARI

Duruşma Kabaş'ın ifadesiyle başladı. “Mevcut iktidarın bana ve bize yaşattıklarına rağmen gerçekleri söylemeye devam edeceğim” diyerek savunmasına başlayan Kabaş, 

“Yurtdışında aldığım eğitimlerden sonra kendi isteğiyle yurda dönmüş bir gazeteciyim. Hakkımda açılmış tek bir dava yok. Gazeteci olmak dışında bir eğitmen olarak öğrenciler yetiştirdim. Konferanslar vermiş, danışmanlık yapmış biriyim.

Geçtiğimiz yıllarda başka bir konuşmam AKP'liler tarafından montajlanarak yayınlanmıştır. Konuşmamın içeriği kasıtlı bir şekilde çarpıtılmış ve kamuoyuna izletilmiştir. Goebbels yöntemlerini eleştirdiğim konuşmam, Goebbels yöntemleriyle hedef gösterilmiştir” dedi.

“UYUŞTURUCU TİCARETİ YAPSAYDIM RAHAT RAHAT DOLAŞACAKTIM”

“Merak ediyorum acaba hukuk karşısında hakkımı aramam bu husumetin sebebi midir?” diye soran Kabaş, şöyle devam etti: “Bu kişiler şimdi de atasözünden hakaret çıkarıp cezalandırılmamı istiyorlar. Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım. Uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım. Öcalan ile görüşüp mektubunu okusaydım görüşleri referans alınan bir akademisyen olacaktım. Fethullah Gülen ile fotoğraf çektirseydim gözde bir bakan olacaktım. Otele çöküp, devlet ihalelerine çöküp millete ana avrat küfretseydim suçlu olmayacaktım.”

“CUMHURBAŞKANINA HAKARET ETMEDİM, ETMEM”

Kabaş, savunmasında AİHM'in ifade özgürlüğü ile ilgili kararlarını örnek verirken “Cumhurbaşkanına hakaret etmedim, etmem, edilmesini de onaylamam. İktidarı gerekirse en ağır şekilde eleştiririm ve takdir edersiniz ki bunlar ifade özgürlüğü kapsamındadır ve bir gazetecinin görevidir” diye konuştu.

Kabaş ifadesinde şunları söyledi:

“Malum atasözünü kendimce yumuşatarak örnek verdim. Hakaret kastım olsa sözün orjinalini kullanırdım. Takvim gazetesi manşetten beni açıkça hedef göstererek ilk kurşun atıldı. Polisler gözaltına aldı ama çağırsalardı giderdim.”

“HÜKÜM ÇOKTAN VERİLMİŞTİ”

* Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı insan hakları eylem bildirgesine göre insanlar artık gece yarısı gözaltına alınmayacaktı. Söz başka eylem başka. Koro halinde bakanlar, RTÜK başkanı, AKP'liler beni suçlu ilan etti.

* Mahkeme kararını beklemeye gerek yoktu, hüküm çoktan verilmişti. Gencecik bir savcıya ifade verdikten sonra epey bekletildik, insan ister istemez düşünüyor acaba göklerden gelen bir emir mi var diye.”

* Ortada kaçacak bir kadın yoktu, adresim sabitti. Yıllardır iktidar sahiplerinin şikayetiyle yargılanmıştım. Yatarı belki birkaç saat olan bir suçtan hapis yatırdılar. 49 gün sonra sizin karşınıza çıktım. Nasıl bir suç işlemiş olabilirim ki 13 yıla yakın hapis yatmamı talep ediyorlar?

* Dünyanın hiçbir hukuk devletinde yaşanmayacakları yaşattılar bana. Sözü ve kalemi dışında gücü olmayan bir kadına iktidarın gücünü kullanarak saldırdılar. Bunca saldırının öfkenin karşısında yüce Türk adaletine sığınıyorum.

* Bir atasözü üzerinden bir gazetecinin sürekli hedef gösterilmesi gerçeklerin kamuoyuyla buluşmasını engellemek değil midir?

Kabaş savunmasını “İddia edilen suçları kesinlikle kabul etmiyorum, beraatımı ve tahliye edilmeyi talep ediyorum” diyerek sonlandırdı.

SAVCI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI TALEP ETTİ

Savcı, mütaalasında hem ‘Cumhurbaşkanına hakaret' hem de ‘Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret' suçlamalarından tutukluluğun devam etmesini talep etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun avukatları da Kabaş'ın en üst sınırdan cezalandırılmalarını istedi.

“YARGILANMAKTAN KORKMUYORUM”

Mütalaanın ardından söz alan Kabaş, “Yargılanmaktan korkmuyorum yeter ki adalet tesis olsun. Bu suçu işleyen herkes eşit şekilde cezalandırılsın, suçtan zarar görenler eşit şekilde korunsun. 25 yıldır canlı yayın yapıyorum, bir tek kez herhangi birine hakaret ettiğimi kimse söyleyemez” dedi.

CEZA VE TAHLİYE

Verilen aranın ardından kararını açıkladı. Kararda Kabaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'na yönelik söylediği sözlerden dolayı, ‘kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret’ suçlarından beraat ederken ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Hapis cezası kararına rağmen Kabaş, aldığı ceza ve tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi.

“MAHKUMİYET KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR”

Duruşma sonrası açıklama yapan Kabaş'ın avukatı Uğur Poyraz, kararın eksik olduğunu söylerken

“Müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi gerekirdi. AİHM'in verdiği Vedat Şorli kararı ortada durduğu sürece gerek Sedef Kabaş gerek başka davalarda verilen her türlü mahkumiyet kararı, AİHM'nin bu kararına aykırı olacağından yok hükmündedir.

Mahkeme bugün evet tahliye kararı vermiştir, evet cezayı en alt sınırdan tayin ederek vermiştir, Soylu ve Karaismailoğlu hakkında beraat kararı vermiştir ama Kabaş'ın tahliye olması özgürlüğüne kavuşması beni çok sevindirmiş olmakla birlikte mahkumiyet kararı verilmiş olması üzmüştür” diye konuştu.

Vedat Şorli, Facebook'tan paylaştığı bir fotoğraf ve karikatür nedeniyle 2017'de Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası almış, AİHM bu kararı ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirmişti.

Poyraz, Kabaş hakkındaki kararı ‘kanuna uygun, hukuka aykırı' olarak nitelerken “Umarım önümüzdeki günlerde parlamento, AİHM'in bu tavsiye niteliğindeki kararına uygun değişiklikler yapar, Sedef Kabaş ve Sedef Kabaş gibilerin hakkındaki davalar da ortadan kalkar; Türkiye ifade özgürlüğü konusunda çok daha rahat, kanun önünde eşitlik konusunda çok daha doğru işler yapmak durumunda kalır” dedi.

12 YIL 10 AY HAPİS CEZASI İSTENİYORDU

Sedef Kabaş hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret' ve iki bakana karşı ‘Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret' suçlarından toplam 12 yıl 10 aya kadar hapis cezası isteniyordu.

Kabaş, 22 Ocak’ta tutuklanmıştı. Savcı, Kabaş'ın televizyon kanalında kullandığı bir atasözü nedeniyle Cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığının zedelendiğini savundu. İddianamede ayrıca Kabaş'ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu'na da hakaret ettiği iddia edildi.

 GAZETECİ Sedef Kabaş Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan tahliye oldu. İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmada "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılarak tahliyesine karar verilen gazeteci Sedef Kabaş saat 15.30 sıralarında cezaevinden çıkış yaptı.

"DESTEK VEREN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Cezaevi çıkışında açıklama yapan Sedef Kabaş, "Bizi takip eden, destek veren herkese teşekkür ediyorum. Ben bu desteği çok önemsiyorum. Çünkü gün dayanışma günü arkadaşlar. Dolayısıyla bu süreçte beni yalnız bırakmayan; amasız, fakatsız destek olan, arkamda duran, bana sahip çıkan ve onca baskıya, sindirmeye rağmen müthiş bir dayanışma sergileyen ve 'Biz buradayız.' diyen herkese hem şahsım hem ülkem adına çok teşekkür ediyorum. Benzer bir desteği bana bu kapının arkasında Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde yatan, artık kız kardeşlerim dediğim kadınlar da hissettirdi. Bu yüzden şu mesajı vermek istiyorum: 'Haklıysanız korkmayacaksınız, haksızlık varsa da susmayacaksınız." dedi. 

"HAKARET KASTIM OLMADAN BİR ATASÖZÜ KULLANDIM"

Kabaş, "Zaten tahmin ediyorum çoğunuz takip ettiniz. Ama şöyle bir dönüp baktığınız zaman ben sadece hiçbir şekilde hakaret kastı olmadan bir atasözü kullandım. Bütün bu hengamenin bütün bu sürecin nedeni bu. Herkesin bunun üzerine düşünmesini istiyorum. Ne yapacağız biz bundan sonra? Bize bir genelge yayınlasınlar, bilelim hangi atasözünü kullanacağız, hangilerini kullanmayacağız. Ona göre konuşalım. Devletin, iktidarın, hükûmetin bütün imkânlarını kullanarak bir kadın gazetecinin üstüne çullandı. Yaptığım sadece anonim bir atasözü... Ve Çerkes atasözü. Şahsıma ait değil diyerek sadece attığım bir atasözü tweetimden dolayı hapis yatmamı talep etti şikayetçi olanlar. Sonrasında göz altına alındım. Şimdi bunu zul addederim kendime. Kim kaçacakmış? Bunu yazın lütfen. Yarın öbür gün biri kaçacaksa o Sedef Kabaş olmayacak. Haklıysak korkmayacağız, haksızlık varsa da susmayacağız. O yüzden ben Allah'ın izniyle bundan sonra da bir gazetecilik sorumluluğu çerçevesinde elimden geldiğince gerçekleri anlatmaya, yazmaya, toplumla buluşturmaya devam edeceğim." ifadesi kullandı. 

 "BU ELDİVENLERİ CEZAEVİNDE KIZ KARDEŞLERİM ÖRÜP BANA VERDİ"

Kabaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Oğluma sürpriz yapacağım. Bu süreçten çok haberdar olmasını istemedim. En büyük temennim onunla kucak kucağa, koyun koyuna uyumak. Çok özledim çünkü. Bunu da kamuoyunun bilmesini istiyorum. Bu eldivenler çok önemli. Bakın, avlu dedikleri bahçede ilk yürüyüşümde -kar, kış, kıyamet bir günde getirildim- ellerim çok üşümüştü. Bu eldivenleri birkaç saat içinde cezaevindeki kız kardeşlerim örüp verdi bana ellerim üşümesin diye. Dayanışma yaşatır. Teşekkür ediyorum." diye konuştu. 

Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Narin Güran cinayetinde 3 kişi daha evdeymiş Restorandaki yangından acı haber geldi Dikkat! Meteorolojiden kritik uyarı geldi Komutan askerlere cinsel saldırıda bulunmuştu... Uras, Bahçeli görüşmesine aracılık eden ismi verdi