Cumhurbaşkanı Gül, gündeme ilişkin soruları yanıtladı

Gül, Erhan Çelik, Fehmi Koru ve Ruşen Çakır'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin gazetecilerin yönelttiği sorulara cevap verdi. 



İşte Gül'ün açıklamalarından satırbaşları;



Gül, Anayasa Mahkemesinin 5 milletvekili hakkındaki ihlal kararına ilişkin soru üzerine, demokratik hukuk devletinde kuvvetler aykırılığı prensibinin bulunduğunu ama yasama, yürütme ve yargının bir ahenk içerisinde olması gerektiğini vurguladı.



"Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi çok daha önemlidir" diyen Gül, "Onun için yargı önce kendi kurumları olarak kendi saygınlık ve tarafsızlıklarına hiç halel düşürmeyecek şekilde hareket etmeleri gerekir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi'nin son kararlarını çok memnuniyet verici olarak görüyorum. Geçenlerde de açıkladım. En çok memnun olduğum şey, bu kararların oy birliği ile alınması. Bir zamanların Anayasa Mahkemesindeki herkesin farklı görüş, siyasi tandansına göre kararlar aldığını dönemleri hatırlarsanız, bugün benim de atadığım üyeler başta olmak üzere hepsinin oy birliği ile böyle bir kararı olmaları, Türkiye'de evrensel hukukun göz önüne alındığını gösteren bir Anayasa Mahkemesi olduğunu göstermektedir. O bakımdan gerek bugünkü gerek daha önceki kararları ben memnuniyetle karşıladım. Bunlar daha da önce olabilirdi, açık söyleyeyim.



Bugün maalesef birçok sorunları görüyoruz, değişik. Gerek askerlerin yargılandığı mahkemelerle ilgili olsun, davalarla ilgili olsun, gerek son iddialar, yolsuzluk davaları ile ilgili olsun gerekse siyasi bu tip davalarla ilgili olsun. Onun için kesinlikle su götürmez şekilde objektifliğini kaybetmeyecek kurum yargı kurumudur. Bunun altını özellikle çizmek isterim."



"Hiç tereddüt olmaması lazım"



Gül, programa katılan bir gazetecinin, "Alanda bir sorun varmış gibi algıladım, verdiğiniz cevapları" yorumu üzerine, şunları kaydetti:



"Tartışılıyor, konuşuluyor doğrusu. Bu alanda tartışılıyor. Şunu unutmayalım ki çeşitli yanlışlıkların gideceği yer, bu idari konularda da olabilir, cezai konularda da olabilir, gideceği yer neresidir? Mahkemelerdir. Mahkemelerin verdiği karara itiraz mercileri vardır, yüksek mahkemelerdir. Buralara hiç gölge düşürülmemesi lazım açıkça. Hiç tereddüt olmaması lazım. Eski bir tabir vardır, 'Şeriatın kestiği parmak acımaz' derler. Herkesin nihayette bunu diyebilmesi lazım. Eğer bu denemiyorsa ve bu konuda eğer çeşitli davalarla ilgili sıkıntılar ortaya çıkıyorsa, serzenişler varsa demek ki daha dikkatli olunması gerekiyor demektir."



"Devlet içinde devlet olmaz"



Gül, devlet içerisinde ayrı bir devlet, ayrı yapılanmalar olamayacağına işaret ederek, "Kurumun dışında başka bir yerden talimat, başka bir yere kurumun meselelerini taşıma gibi bir şey asla söz konusu olamaz. Bununla ilgili tabii ki iddialar araştırılır, varsa ortaya çıkartılır ve kesinlikle de müsaade edilmez" değerlendirmesinde bulundu.



Genelkurmay Başkanlığınca, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının yargılandığı bazı davalarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunun hatırlatılması ve bu konudaki görüşlerinin sorulması üzerine Gül, bu konularla ilgili "Yanlış yapıldı" diye serzenişler olduğunu, bazı davaların temyiz safhasının bittiğini, bazısında yargılamanın devam ettiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, "Eğer bir toplumda, 'Kurunun yanında yaş da yandı' şeklinde bir algı oluşursa ve bu ciddi boyutlarda olursa bununla ilgili hukuki çalışmalar yapılabilir, bunlar konuşulabilir ve buna karar verecek olan tabii ki parlamentodur" dedi. 



Gül, "Siz de yargıda bir soruna işaret ettiniz söylediklerinizle. Sorunun kaynağına ilişkin bir tespitiniz var mı? Özellikle Ergenekon ve Balyoz gibi davalar sonucunda TSK'nın yaptığı başvurudaki 'kumpas' iddiası. Devletin elinde buna ilişkin veriler bulunuyor mu?" sorusunu şöyle yanıtladı:



"Takdir edersiniz ki ben o tip lafları kullanamam ve böyle bir şeye giremem. Cumhurbaşkanı olarak, 'o bunu dedi, bu bunu dedi' diyemem. Ben ancak ilke ve prensipleri ortaya koyarım. Bu söylediğim çerçeve içerisinde eğer böyle bir algı çok yoğun bir şekilde ortaya çıkarsa, bir kişi için bile bir yanlış, bir hata söz konusuysa bunun üzerine ciddi bir şekilde gidilir ve bununla ilgili bütün hukuki çalışmalar yapılabilir. Nitekim çeşitli çalışmalar da var. Barolar Birliği Başkanı beni ziyaret etti. Onların şeyleri var, başkalarının var ama bu, nihayette parlamentonun bileceği bir iştir. 'Muhakkak yanlış yapıldı' diye kesin bir kanaat de veremezsiniz, çünkü nihayette yüksek yargı, temyiz safhası da bitmiş bu işin. Şimdi bireysel başvuru safhası var. Ama böyle yoğun bir algı söz konusu olursa, tabii ki bakılabilir."



"Mekanizma çalışıyor"



Cumhurbaşkanı Gül, "Şu anda iki vesayet tartışması var. Bazı yargı mensupları yürütmenin kendi üzerlerinde baskı uyguladığını söylüyorlar. Hükümet kanadından da yargının, polisteki, emniyetteki ortak bir yapının seçilmiş hükümete, milli irade üzerine vesayet uygulamak istediği, darbe yapmak istediği söyleniyor. Bu, bir polemiğin ötesinde bir devlet krizi olarak yorumlanıyor. Böyle bir devlet krizi var mı yoksa bunlar halledilebilecek konular mı?" sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:



"Onun ötesinde idare yani yürütme bir yanlış yapabilir. Demin söylediğiniz gibi, yönetmelik diyorsunuz değil mi? Onu söylediniz. Bunu doğru düşünerek yapabilir ama bu Anayasa'ya ve kanuna aykırıysa bunu test eden bir mekanizma var. Nitekim o gün Barolar Birliği müracaat etti Danıştay'a. Danıştay, bunun yasalara, Anayasa'ya uygun olup olmadığına karar vermekle ilgili bir yüksek mahkeme. Bu, çalıştı gördünüz. Hatta basın mensuplarının emniyete giriş çıkışıyla ilgili de yürütme bir karar verdi, o da Danıştay'a gitti. Baktılar, kararını verdi bu konuda. Dolayısıyla mekanizma çalışıyor." 



HSYK açıklamalarını doğru bulmadım



"Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, (HSYK) bütün hakimlerin ve savcıların sicilini veren bir kurum, bir mahkeme değil" diyen Gül,  "Bu anlamda ben, onların açıklamalarını doğru bulmadım. Çünkü yüksek mahkeme verecek kararı. Mahkemenin kararını gölgelememek lazım. Mahkemenin önüne gitmiş bir konu. Hakimler, karar verecekler. Bu tip çekişmeler, bunları çok açık bir şekilde dillendirmeler, bunlar iyi şeyler değil tabii. Bu konuda herkesin, anayasal kurumlardır bütün bunlar, anayasal kurumlar olarak görevleri neyse, onu bilmesi gerekir. Bu çerçeve içerisinde dikkatli bir şekilde hareket etmesi gerekir" değerlendirmesinde bulundu.



"Kurallara dikkat etmekte hepimizin ilkeli olması gerekir, bugün de dün de yarın da"



Hukukun üstünlüğünün demokrasinin temel ilkelerinden biri olduğuna, hukukun karşısında herkesin eşit konumda bulunduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:



 "Mahkemelerin bağımsız ve tarafsız bir şekilde karar vermelerini temin etmek de herkesin görevidir. Bu anlamda, Sayın Meclis Başkanının söylediği çok önemli tabii, Anayasanın 138'nci maddesi şaka değil. Bu, bir yönetmelik değil, anayasa maddesi. Okuduğunuzda gayet açık bir şekilde, adeta sanki yok gibi. Yine Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun gerek 112'nci gerek 122'nci maddeleri, bildiğim kadarıyla, 'adil yargılama' ve 'soruşturmanın gizliliği' esası... Bunlar da hiç yokmuş gibi hareket ediliyor. Savcılar bir şey iddia edebilirler, çünkü varsa bir yanlış, bir suç önce savcılara gider, onlar iddia edebilirler. Eskiden 'müdde-i umumi' deniyordu yani iddia makamı, iddia edenler. Ama hakim değil onlar. Hakimler karar verecekler, bir şey doğru mu yanlış mı? Bütün bu konularda eğer herkes kurallara dikkat ederse, o zaman bu sorunlardan kurtuluruz. Kurallara dikkat etmekte de hepimizin ilkeli olması gerekir. Bugün de dün de yarın da. Hangi olayla ilgili olursa olsun eğer prensip ve ilkelere riayet edilirse." 



"Peşinen de kimseyi başından suçlayamazsınız"



Hükümete yakın kişilerin, "Bu savcılar bağımsız hareket etmiyorlar, bu savcılar başka yere bağımlı hareket ediyor" değerlendirmesinde bulunduğu ve "Paralel devlet" yapısından bahsettiği anımsatılarak, "Böyle bir paralel devlet var mı?" diye sorulması üzerine Gül, şunları söyledi:



"Bir devlet içerisinde ayrı bir devlet olamaz. Devlet içerisinde ayrı yapılanmalar da asla olamaz. Devletin kurumlarında, eğer şartları yerine getiriyorsa o ülkenin vatandaşı olan herkes çalışabilir. Bu silahlı kuvvetler, yargı olabilir, devletin diğer organları olabilir. Ama onlar anayasa, kanunlar, kurumların kendi kurallarına kesinlikle riayet edecek, bir. İkincisi, kurumları içerisinde hiyerarşiye dikkat edecek. Herhangi ayrı bir dayanışma söz konusu olmayacak ve kesinlikle bu hiyerarşi, anayasa ve kanunlar çerçevesinde emir alabilirler. Bunu dışında, kurumun dışında başka bir yerden talimat,  başka bir yere kurumun meselelerini taşıma gibi bir şey asla söz konusu olamaz. Bununla ilgili tabii ki iddialar araştırılır, varsa ortaya çıkartılır ve kesinlikle de müsaade edilmez. 



Tabii ki sivil toplum örgütleri olacaktır. Değişik fikirler, siyasi partilerden farklı fikirler... Bütün buralarda da nasıl ekonomik konularda şeffaflık önemliyse, bu tip konularda da şeffaflık tabii ki çok önemlidir. Bu açıdan, hele hakimler, yargı içerisinde böyle bir şey varsa asla tahammül edilemez. Bunu söyleyeyim. Ama peşinen de kimseyi başından suçlayamazsınız. Ama, bu tip iddialar ciddiyse bunlar araştırılır ve sonunda gereği muhakkak ki yapılır."



"İyi niyetle karşılarım, hepsine dikkat ederim"  



"Daha önce pek rastlanmayan bir şey oldu, kurumlar arası, kuvvetler arası sorun haline dönüştüğü zaman, size gelmeye başladılar. Gelmeyenler de medyadan size çağrılar yöneltmeye başladı, 'Cumhurbaşkanı bu işe müdahil olsun' diye. Nasıl karşılıyorsunuz bu çağrıları?" sorusuna karşılık Gül, bu tür çağrıları iyi niyetli karşıladığını, hepsine dikkat ettiğini ve önem verdiğini belirtti. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun dün Çankaya Köşkü'ne gelerek görüşlerini anlattığını dile getiren Gül, "Çalışmalarınızı yapın, gönderin, ben de inceleteyim" dediğini aktardı.



Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın talebi üzerine hafta içinde bir görüşme gerçekleştireceklerine değinen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şunları kaydetti:



"Cumhurbaşkanı olarak, yine bu noktada, devletin organları arasında ahenkli bir çalışma düzeninin ortaya çıkması konusunda gayret sarf etmek ve çalışmak tabii ki benim görevlerimden biridir. Ben, bazen baş başa kabullerimde gerekli telkinlerimi, görüşlerimi yapıyorum değişik organlara, gerektiğinde açıklamalarda da bulunuyorum. Meclis açılışında yaptığım konuşmalarda önemli konulara dikkati çekiyorum. Burada yaptığımız toplantılarda meseleleri konuşuyoruz. 



Bu son olayla ilgili yapacağım nedir? Mahkemelerin düzgün bir şekilde çalışması, yargıya herhangi bir müdahalenin olmaması, hükümetin üstüne düşenleri en iyi şekilde yapması. Türkiye'de onun da koruyacağı önemli şeyler var. Türkiye ekonomisini ve Türkiye'deki istikrarın bozulmasına fırsat vermemesi gerekiyor. Bu anlamlarda paylaştığım şeyler oluyor Sayın Başbakan ile. Nihayette o da gereğini yapıyor. Son olaylarla ilgili hükümet değişikliğini yaptı. Benim de görüşmelerimi yaptı. Ben de kendisine görüşlerimi söyledim. Onlara itibar etti."



Cumhurbaşkanı Gül, programdaki gazetecilere, "Bunun ötesinde Cumhurbaşkanı olarak benim yapmamı istediğiniz bir şey var mı?" diye sorarak, yanıtını tamamladı. 



Hatay'daki TIR



Gül, "Yolsuzlukla ilgili herhangi bir iddia söz konusu olursa, bunların sonuna kadar üstüne gidilmesi, gayet açık bir şekilde ne gerekiyorsa yapılması, aslında birinci önceliktir, herkes için" ifadelerini kullandı.



Cumhurbaşkanı Gül, Hatay'daki TIR'a ilişkin de "Türkiye'nin herhangi bir yerinde, başka bir yerde zamanda bu tip bir şey olsa, böyle sır olamaz açıkçası. Ama hepimiz biliyoruz ki Suriye'de neler oluyor, neler yaşanıyor" dedi.



"Bu tır meselesinin Suriye'deki Türkmenlere yardım götüren bir tır olduğunu söylediler" diyen Gül, "Bu çerçeve içinden bakmak gerekir. Muhakkak ki yeri geldiğinde güvenlik sebeplerinden dolayı sır çerçevesi içine giren faaliyetler olabilir" şeklinde konuştu.



Gül, genel af konusunda ise, "Benim bildiğim kadarı ile şu anda, en azından hükümet tarafında böyle bir çalışma görmedim" diye konuştu.



AA


Enes Güran'ın Ses kayıtları Ortaya Çıktı Derin yırtmaçlı sahne kıyafeti olay yarattı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi