Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan asgari ücret ve emekli ikramiyesine ilişkin net açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından konuştu. Erdoğan, milyonlarca çalışanın merakla beklediği asgari ücret zammına ilişkin açıklamada bulunurken, "Enflasyonu yavaş yavaş kontrol altına alıyoruz." dedi. Çalışan emeklilere 5 bin TL ikramiyenin süratle yatırılacağına vurgu yapan Erdoğan teröre karşı, "Terör örgütünü yeniden canlandırma gayretlerinin farkındayız. Bir gece ansızın gelerek tüm bu senaryoları yırtıp atmaktan çekinmeyiz" dedi.

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Beştepe'deki Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe'deki Kabine Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Asgari ücretle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çalışanlarımızın maaşlarında hem ekonomik dengeyi sarsmayacak hem de kayıplarını telafi edecek bir artış yapılacak" dedi.

Kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu:

YEREL SEÇİMLER

-Muhalefetin elindeki belediyeleri gerçek belediyecilikle buluşturacağız.

TERÖR OPERASYONLARI

-Irak'ta ve Suriye'nin kuzeyinde bir terör yapılanmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Terör örgütünü yeniden canlandırma gayretlerinin farkındayız. Bir gece ansızın gelerek tüm bu senaryoları yırtıp atmaktan çekinmeyiz. Terörü kaynağında yok ediyoruz. Teröristlerin kümelendiği her yeri temizliyoruz. 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

-İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha çok maruz kalıyor. Türkiye, iklim krizinin can yakıcı sonuçlarını en çok hisseden devletlerin başında geliyor. Bu krizin asıl sorumluları Batılı ülkelerdir. Aşırı tüketim hırsının bir sonucudur. Bu zihniyette köklü bir değişim olmadan iklim krizinin önüne geçemeyiz. Bu meselede elimizi taşın altına koyuyoruz. Sera gazı emisyonunda katkımız eser miktarda olmasına rağmen kendi imkanlarımızla çok önemli adımlar atıyor. Dünya İklim Zirvesi'nde bu konuları çok net ifade ettik.

-Zirvede Gazze'deki insanlık dramını da gündeme taşıdık. Doha ziyaretinde ise hem Katar hem de Körfez İş Birliği ile ilişkimiz açısından önemli. Katar Yüksek Komitesi'nin 9. yapıldı, önemli sözleşmeler imzaladık. Konsey üyesi ülkelerle 23 milyar dolara çıkardığımız ticaretimiz artacak.

-Yarın Yunanistan'a gidiyoruz, ardından Macaristan'a gideceğiz. Diplomatik ve uluslararası ilişkilerde kat ettiğimiz her mesafe bizi 100. yıl hedefine bir adım daha yaklaştırmaktadır. 

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

-İhtiyaç duyduğumuz her durumda yanımızda olan her vatandaşımıza şükranlarımı sunuyorum. İnsanımızı günlük yaşamda sıkıntı sokan her şeyi birer birer çözüyoruz. Enflasyonu yavaş yavaş kontrol altına alıyoruz. Ahlaki temeli olmayan  fiyatlandırmalar yerini rasyonel fiyatlandırmalara bırakıyor. İthalat ihracat rakamları yeni rekorlarla geliyor. OCED ülkeleri arasında en iyi performansı gösteren ülke olduk. Kesintisiz büyüme trendimizi 14 çeyreğe yükselttik. 

-Yılın ilk 9 ayında yüzde 4,6'lık bir büyüme kaydettik. İstihdam 32 milyona ulaştı, işsizlik yüzde 9'a erteledi. Çalışan emeklilere yönelik serzenişleri de gideriyoruz. Çalışan emeklilerimize de 5 bin liraları hızlıca yatıracağız. Aile ve Gençlik fonu işle ilgili yasal süreç tamamlandı. Gençlerimize verdiğimiz ücretsiz internet sözümüzü tuttuk. Doğal gaz tüketim desteğini sosyal yardım planlarımıza dahil ettik. Yıllık desteği 1500-3500 aralığına yükselttik. 

ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI

-Deprem felaketine rağmen hiçbir insanımızı ihmal etmiyoruz. Yıl başında çalışanlarımızın ücretlerinde hem genel ekonomik dengeyi sarsmayacak hem de kayıplarını telafi edilecek bir artış yapılacak. Komisyon görüşmeleri 11 Aralık'ta başlayacak. İşçilerimizin onayını alacak, iş yerlerini zora sokmayacak bir süreç yönetilecek. Daha sonraki süreci atılım süreci olarak görüyoruz.

-Kore'ye gidip kan döktük, can verdik, Kıbrıs'taki soydaşlarımız için barış harekatı yaptık. Suriye'de, Ukrayna'da başı derde giren herkese kucak açtık. Karabağ işgaline bu düşünceyle rıza göstermedik. Gönül coğrafyamızın her köşesine bu anlayışla yaklaştık. Şimdi de aynı görüşü Gazze halkının yanında yer alarak sürdürüyoruz. Gazze'deki zulme karşı çıkmak için insan olmak yeterlidir. İsrail, uyguladığı zulmün hesabını verecek bundan kaçış yok. Netanyahu nereye kaçar bilemiyorum? Mülteci kamplarındaki katliamlar ve 7 Ekim'den beri işlenen savaş suçları bu ülke yönetiminin yargılanmasında ayrı bir yerde olacak. Türkiye bu konuda somut sonuçlara ulaşmak için çalışacak.

GAZZE'DEKİ ZULÜM VE BATILI DEVLETLERİN TUTUMU

-İsrailli yöneticiler er ya da geç insanlık mahkemesinde yargılanacak ve tarihteki çöplükte yerini alacaktır. İnsanlık suçlarının üstünü örten Batılı ülkeler de aynı kaderi paylaşacak. Batılı ülkeler böyle destek vermese bu yöneticiler böylesine acımasız ve pervasız hareket edemez. Batı'nın tarihi bu bakımdan oldukça vahşi, çirkindir. Bosna'dan, Makedonya'dan, Yunanistan'dan, Ermeni isyanlarından biliriz. Dünyaya asırlardır Batı değerleri safsatasıyla oyalayanlar hiçbir dertleri olmadıklarını ispatlamıştır.

-Gazze'deki vahşete ortak olan Batı tüm değerleri bir kenara bırakıp yine mayasındaki barbarlık dürtüsüyle hareket etmelidir. İsrail'e tek söz söyletmeyip Filistin'e destek verenlere baskı yapanlar devlet olma özelliklerini yitirmiştir. Guterres'in çabaları, BMGK'nin bazı üyeleri tarafından BM'nin tutumu engellenmiştir. Batı'nın eteklerine sığınan İsrail, zulmünü ne kadar tırmandırırsa ödediği bedel de o kadar fazla olacaktır. silahsız insanları en modern silahlarla öldürmek sadece İsrailli yöneticilerin korkaklığıdır. 

-Tek çözümün 1967 sınırlarında Doğu Kudüs'ün başkent olduğu egemen bir Filistin devletinden geçtiğini hatırlatıyoruz. 

DEPREM GERÇEĞİ VE KENTSEL DÖNÜŞÜM

-5.1 büyüklüğündeki sarsıntı bizim yine deprem ülkesi olduğumuzu atlattı. Türkiye en fazla deprem riski taşıyan 5. ülkedir. Ülkemizde son bir asırda 6 ve üzeri büyüklüğünde 231 deprem oldu, 130 binden fazla canı toprağa verdik. 6 Şubat depreminde 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. Deprem gerçeğiyle yüzleşmek gerek demektir. Önümüzdeki tablonun bize gösterdiği tek yol kentsel dönüşüm dediğimiz adımı atmaktır ve bunu attık.

-Ülkemiz uzunca bir süre bu toprakların hakkını vermek yerine hakkına girenler tarafından yönetildiği için bu konu da ihmal edildi. 1999 depremi standartların yeniden belirlenmesine vesile oldu, biz de ilk kez kentsel dönüşüm yasası çıkardık. Kentsel dönüşüm yasasının çıktığından bu yana yapılan projelerde Türkiye'de 2 milyon 200 bin bağımsız birimin dönüşümü tamamlandı. 400 bin birimin dönüşümü devam ediyor. 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan 36 bölüm var ve 6 milyonu deprem riski altında. Güvenli şehirler için tek çare kentsel dönüşümdür. Bu konu Türkiye için bir beka meselesi, siyaset üstü bir konudur. TOKİ kritik bir rol üstlendi. Şimdiye 1,3 milyon konut tamamlandı ve teslim edildi. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki attığımız her adımda tamamen ideolojik saliklerle hareket eden bir kesimi karşımızda bulduk. 

-Geçtiğimiz eylülde kentsel dönüşüm şurası düzenledik, diğer çalışmalar ışığında yeni bir kentsel dönüşüm yasası hazırladık. Kanun teklifimiz onay aldı, yürürlüğe girdi. Yeni kentsel dönüşüm mevzuatının yürürlüğe girmesiyle muhalefet çevreleri hemen tezvirata başladı, rantsal dönüşüme kadar sayısız iftirayı tedavüle soktular. Arabuluculuk sistemine kadar yeni mekanizmalar getirildi.

-İstismar ve gecikmelerin önüne geçildi. Hak sahiplerinin borcunu ödeyememesi durumunda Hazineye tahsis edilmesi ve ödendiği durumda hak sahibine verilmesi temin edildi. Projelere kamu desteği için kaynak sağlayacak yöntemler geliştirdik. Amacımız kentsel dönüşümü hızlandırarak can ve mal güvenliğini sağlamak. Yeni kanunla birlikte herhangi bir rant sağlama ya da hak sahiplerinin başka yerlere gönderilmesi mümkün değil. Ki aksini inkar ederse bu devletin iyiliğini istemiyor demektir.

-Marmara bölgesine daha fazla önem vermemiz elbette sebepsiz değildir, süreci diğer şehirlerde yönetmek nispeten daha kolay. Ancak burada yaşanacak bir felaketin tüm Türkiye'ye ağır maliyeti olacaktır. Amacımız İstanbul'da  5 yıl içinde acil dönüşüm gerektiren tüm binaları yenilemektir. Bu sırada deprem şehirlerini ayağa kaldırmakta en küçük bir aksaklığa yer vermeyeceğiz. 2024 yılı bütçesinde depremzede şehirlerimizin yeniden inşasına 1 trilyon lira kaynak ayırdık. Sadece konut yapmıyoruz, bu şehirlere kimliğin veren ticari ve kültürel yapıları da ayağa kaldırıyoruz. 

Enes Güran'ın Ses kayıtları Ortaya Çıktı Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi