Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum'a sert tepki. AK Parti eski İstanbul İl Başkanı Babuşçu: Milletin evinden millete parmak sallayamazsınız

AK Parti pazar günü gerçekleştirilen seçim sonrasında tarihinde ilk defa ikinci parti konumuna geriledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonuçları hakkında yaptığı açıklamada, "Partideki kibir abidelerini temizleyeceğiz, halktan kopuşlara izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. AK Parti'nin eski İstanbul il başkanı Aziz Babuşçu ise Van'daki mazbata krizi üzerinden Mehmet Uçum'u eleştirdi.

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi

Van'da yaşananlarla ilgili paylaşım yapan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, 'Bu oyunu görmeyenlerin sonu ibretliktir' demişti. AK Parti eski İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu bugün yaptığı paylaşımla Mehmet Uçum'a tepki gösterdi. 'Milletin Evi'nden millete parmak sallayamazsınız' diyen Babuşçu'nun sözleri kısa sürede gündem oldu.

DİKKAT ÇEKEN PAYLAŞIM

Mynet'ten Ufuk Dağ'ın haberine göre 31 Mart seçimlerinde yaşanan ikincilik ardından Van'da mazbata krizi yaşanması AK Parti'de hareketli günlerin yaşanmasına neden oldu. Sosyal medyada konuyla ilgili çok sayıda paylaşım yapılırken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum'un kaleme aldığı yazı dikkat çekti.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Uçum şu ifadeleri kullandı;

Herkes kendi cephesinden Van sürecini değerlendiriyor, anlaşılabilir. Ancak batıcı ve neo-liberal iç kesimlerin hevesleri kursaklarında kalacak. Türkiye toplumu yerel seçimlerde iktidara bir istikamet çizdi, bunu Devlet çok iyi okudu.

Bu seçim sonuçlarını Türkiye’yi batının egemen güçlerine teslim edilme koşullarını oluşturduğu şeklinde okuyanlara Milli Devlet iradesi haddini bildirir.

Van süreci tamamen hukuki bir süreç olarak yaşandı. Ama bu hukuki süreci daha tamamlanmadan “ayaklanma” çağrılarıyla istismar eden terör örgütünü ve legal görünümlü uzantılarını meşrulaştırmaya çalışanların Devlet de Toplum da farkında.

Muhalefetin tüm aktörlerinin ve daha çarpıcısı iktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve neo liberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişlerin Van olayında aldıkları tutumların kaydedildiğini de herkes fark eder.

“İBRETLİK” DEMİŞTİ

Nihayetinde Van konusunda YSK kişinin itirazını kabul etmiş ve hukuki süreç, kişinin lehine sonuçlanmıştır. Ama buna rağmen bu süreç üzerinden halen daha ayaklanma stratejilerinin peşinden koşanların gerçek niyetlerinin demokrasi ve seçmen iradesiyle ilgili olmadığı, Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik saldırı planlarının bir parçası olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu aldatmaya kananların, bu oyunu görmeyenlerin ve kendilerini demokrasi havarisi sayanların hali ise ibretliktir.

 İşin hukukuna gelince Terör Örgütü propagandası suçundan Yargıtayca onanan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası nedeniyle yasaklı hakların iadesinin sözkonusu olamayacağını ama bunun nasıl olduğunun da değerlendirileceği de not edilmelidir.

Son söz: İyi niyetli ve hakiki demokrat olan hiç kimse Türkiye’nin 2024 yerel seçimlerinin dünyaya demokrasi dersi verdiğini asla inkar edemez. Van seçiminde YSK kararı bu dersin etkili örneklerinden biridir.

"DEVLET HADDİNİ BİLDİRİR"

Uçum'un bu ifadelerinin ardından Eski AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu'dan sert bir paylaşım geldi. Babuşçu'nun paylaşımı sosyal medyada Uçum'a gönderme olarak yorumlandı.

Babuşçu ise ses getiren paylaşımında şu ifadelere yer verdi;

Devlet farkında! Devlet okudu! Not edildi! Kaydedildi! Devlet haddini bildirir!

MEHMET METİNER'DEN DE AÇIKLAMA GELDİ

24.Dönem Adıyaman, 25 ve 26. Dönem İstanbul AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner de sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

İşte Metiner'in açıklaması:

Yazdıklarınızı yeni gördüm okudum. Orhan Miroğlu kardeşimin isim vermeden size verdiği cevabı da henüz okudum. Kimi kastettiğinizi bilmiyorum. Keşke kimi kastettiğinizi bilseydik de ona göre sözümüzü söyleseydik.

Van seçimiyle ilgili benim de farklı görüşlerim oldu. Bunu da ilk gün daha hiç kimse görüş beyan etmeden önce Yanlış ve kabul edilemez” bulduğumu açık yüreklilikle dile getirdim. Siz iktidar içinde görünen neo liberaller diyerek sizden farklı düşünenlerin devlet tarafından kayda alındığını yazmışsınız. Kendi adıma belirteyim: Ben neo-liberal değilim. O yüzden üstüme almak istemedim. Ama katıksız bir özgürlükçü ve demokrat olduğum için millet iradesinin yanısıra milletin partisi olan ve millet iradesini de her şeyin üstünde tutan AK Parti’mize yargı marifetiyle çekilen bir operasyona alenen karşı çıktım.

"BENİ RAHATSIZ EDEN O KİBİRLİ DEVLET DİLİNIZ OLDU"

Şayet böyle düşünüp tepki gösterenleri kasdettiyseniz lütfen isim isim kimi kastettiğinizi belirtiniz ki birbirimize söyleyecek sözümüz olsun. İsim vermediğiniz için üstüme alıp size bu bahiste cevap verdiğimi düşünmenizi istemem. Benim asıl bir AK Partili olarak rahatsız eden, o kibirli devlet diliniz oldu. Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti liderimizin başdanışmanı sıfatını taşıdığınız için bu dilin tam da seçimlerde bize kaybettiren dil ve anlayış olarak gördüğüm için üzüldüğümü belirtmek isterim.

Solcu bir geçmişten geliyorsunuz. İttihatçı bir düşünceye de mensup olabilirsiniz. Ama soruyorum size: Kendinizi devlet gibi görüp kibirli bir dille devlet adına AK Parti’mizin içinde sizin gibi düşünmeyen değerli kardeşlerimize parmak sallama cüretini nerden alıyorsunuz? Sahi siz kimsiniz de partimizin içindekilere oturduğunuz yerden parmak sallama cesaretini görebiliyorsunuz? Partimizde bir göreviniz var da biz mi bilmiyoruz? Sonuçta atanmış bir memursunuz.

"CUMHURBAŞKANIMIZIN ATADIĞI BİR GÖREVLİDEN ÖTE DEĞİLSİNİZ"

Kendinizi olduğunuzdan büyük görebilirsiniz lakin partimizde farklı düşünen değerli kardeşlerimize parmak sallama, öyle “kayıt altına alındı” gibi laflar söyleme hakkına sahip değilsiniz. Bu haddinize de değil. Bilesiniz ki AK Parti milletin partisidir, devletin partisi değil. AK Parti devleti yöneten partidir, devletin kendisi değildir. Ve Türkiye bir parti devleti değildir. AK Parti’miz bir parti devleti için kurulmuş bir parti de değildir. Siz ise Cumhurbaşkanımızın atadığı bir görevliden öte değilsiniz.

AK Parti’mizi devletin partisi ve AK Parti hükümetini de parti devleti gibi göstermeye hiç kimsenin hakkı yok. Bu anlayışınız ve diliniz AK Parti’mizin kuruluş misyonuna aykırıdır. Ve partimizin içine yönelik yaptığınız bu hamle de asla kabul edilemez. Sizin bulunduğunuz konum kişisel mülahazalarınızı bu şekilde partimizin ve partili arkadaşlarımızın üzerine boca etme, hele de parmak sallama hakkını size zinhar vermez.

Partimize ve partililerimize ayar çekme veya ideolojik gömlek giydirme mevkisinde olmadığınızı da biliniz. Öyle Cumhurbaşkanımızın ve liderimizin size sağladığı unvanlar üzerinden bu şekilde konuşmayı da umarım bırakırsınız gayrı. AK Parti’mizin sizin gibiler tarafından getirildiği yer apaçık ortadayken hâlâ o kibirli devlet dili üzerinden partimizin birbirinden değerli isimlerini sigaya çekme cüretini kendinizde buluyor olmanıza da pes doğrusu!

Bu anlayış bize uymaz, bizi temsil edemez. Milletin Evi’nden millete parmak sallayamazsınız! Sizin üslubunuz ile söyleyeyim, haddinizi aşıyorsunuz.

"PKK’NIN ÖLÜM LİSTESİNDEYİZ"

Kandil’in kendisine de, partisine de, kayyımına da herkesten önce ve herkesten çok karşı çıkan biriyim. Van’daki Kandil kayyımına karşı mecliste nasıl mücadele ettiğimizi herkes bilir. 2004 yılından bu yana PKK’nın ölüm listesinde olduğumuzu da. Benim karşı çıktığım husus: Yargı marifetiyle AK Partimize ve hükümetimize çekilmek istenen operasyonun görülmemesinedir.

Bunun devlet adına savunulmasıdır. Dahası ve en önemlisi, birbirimize karşı devletin kibirli diliyle konuşuyor olmamızdır. Farklı mülahazalarımızı birbirimize parmak sallayarak susturmaya kalkışmamızdır. Velev ki yanlış bile olsa farklı bir siyasi mülahazayı “PKK destekçiliği” gibi takdim edip suçlamak, üstelik bunu devlet adına yapmaya kalkışmak, en hafif tabiriyle büyük bir haksızlıktır. Hiç birimiz devlet değiliz ve devlet üzerinden birbirimize parmak sallama hakkına sahip değiliz.

Hele bu tür hassas konularda aynı parti içinde mücadele eden insanların birbirlerinin hukukunu korumak konusunda daha özenli olması gerektiğine inanıyorum. Mehmet Uçum’la siyasi mülahazalarımız ayrı olabilir. O bizi, biz onu pekala eleştirebiliriz. Belki bu eleştiriler AK Partimiz adına daha doğru bir anlayışın ve siyasetin ortaya çıkmasına katkı sağlar. İnanıyorum ki son tahlilde bu böyle olacaktır. Herkes bilsin isterim ki bizim birbirimize düşmanlığımız yoktur. Olamaz da.

"BİZ BİRBİRİMİZİN YOL ARKADAŞLARIYIZ"

O yüzden fikirlerimizin tartışılması yerine tarafgirlik anlayışıyla yapılacak haksız saldırıların hiç birini doğru bulmayız. Bulmamalıyız. Biz gerektiğinde birbirimizi bilmeden ve istemeyerek kırmış olsak da birbirimizden helallik isteyip kucaklaşma olgunluğu gösterebilecek insanlarız. Partimiz ve davamız için bunu yapamayacak olanlara veyl olsun!

Biz birbirimizin hasmı değiliz, yol arkadaşlarıyız. Bazen sert tartışmalarımız pekala hayra vesile olabilir. Yeter ki buradan fitne çıkartmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim.

Enes Güran'ın Ses kayıtları Ortaya Çıktı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Derin yırtmaçlı sahne kıyafeti olay yarattı Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi