Cumhurbaşkanı adayı için yeşil ışık! Dervişoğlu, Bahçeli'ye ateş püskürdü. Erdoğan, İmamoğlu ve Yavaş için flaş sözler...

Kahramanmaraş Genişletilmiş İl Divan Toplantısı'nda konuşan İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ı alkışlamasına tepki gösterdi. Dervişoğlu, "DEM’i alkışlayan, ona el uzatan adam İYİ Parti'ye kötülük nifakları saçıyor." dedi. Dervişoğlu cumhurbaşkanı adayı için de çarpıcı açıklamalarda bulundu. İYİ Partili vekillerin en büyük görevini açıkladı...

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi

Kahramanmaraş’a Divan Üyeleri, Milletvekilleri ile birlikte neredeyse tam kadro geldiklerini vurgulayan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu; ‘’Herkesin burada bulunmuş olması bizim sorumluluklarımızı daha da arttırıyor. Akşamın bu saatinde hem de bir iş gününde Kahramanmaraş'ta böyle bir salonda toplanmış bulunmanız geleceğe dair ne büyük umutlar taşıdığımızın bir göstergesi.’’ dedi.

Depremde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarını kaybedenlere sabır dileyerek konuşmasına devam eden İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu; ‘’Değerli dava arkadaşlarım, biliyorsunuz bir yolculuğa çıktık. Çıkmış olduğumuz bu yolculukta da zaman zaman büyük başarılar elde ettik, zaman zaman da bazı dönemlerde çeşitli olumsuzluklarla karşılaştık. Her şeye rağmen dirayetimizi muhafaza ettik, sabrımızı yüksek tuttuk. Türkiye'nin birlik ve beraberliğini temin etmek için kendi birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek adına yapılması icap eden her şeyi yapmaya gayret sarf ettik. Kolay değildi. Çünkü Türkiye'yi yöneten ceberut bir iktidar vardı. O iktidarın her türlü baskısı üzerimizdeydi. İYİ Parti'yi başarısız kılmak için kendilerini neredeyse ortaya atmış çok sayıda siyasi muarızımız, siyasi muhalefetimiz, siyasi hasmımız vardı. Ama bütün bunlara rağmen gördüğünüz gibi dimdik ayaktayız ve Türkiye’nin hâlâ tek umudu olmaya devam ediyoruz.’’ diye konuştu.

‘’ÖNÜMÜZE ÇIKARMAYA ÇALIŞTIKLARI ENGELLER SADECE MÜCADELE AZMİMİZİ VE CEHDİMİZİ ARTTIRACAKTIR.’’

Bunların kendi kerametiyle değil, parti mensuplarının desteğiyle olduğunun altını çizen Dervişoğlu; ‘’Sevgiyle büyüttüğümüz bir ağaçtır İYİ Parti. Sevgiyle suladığımız bir siyasi yapıdır İYİ Parti. Onun için İYİ Parti'ye hangi kötülüğü planlarlarsa planlasınlar, sevgisizlikten muzdarip bu adamlar İYİ Parti'nin önüne hangi engeli koyarlarsa koysunlar göreceksiniz, Allah şahit olsun, Maraş da şahit olsun; başaramayacaklar. Önümüze çıkarmaya çalıştıkları engeller sadece mücadele azmimizi ve cehdimizi arttıracaktır.’’ diye konuştu.

‘’BEN ‘MİLLETİN HÂLİ NE OLACAK?’ ORADAN BAKIYORUM MESELEYE’’

Siyasetin kurumlar üzerinden değil, kişiler üzerinden yürütüldüğünü vurgulayan Dervişoğlu şu sözleri kaydetti:

‘’Şu olursa ne olur, bu olursa ne olur, şu parti şunu yaparsa ne olur diye bakmıyorum ben değerli Kahramanmaraşlılar, kahraman sıfatını hak eden Maraşlılar. Ben ‘onun, bunun hâli ne olacak?’ değil ben ‘Milletin hâli ne olacak?’ oradan bakıyorum meseleye. Onun için karşı karşıya bulunduğumuz devasa sorunların çözümü noktasında da ortak aklın teşekkül ettirilmesine katkı sağlayacak adımlar atmaya gayret sarf ediyorum. Hiçbir şeyi kişiselleştiremiyorum. Hiçbir şeyi şahsımın ve mensubu olmakla şeref duyduğum İYİ Parti'nin üzerinden geçirmiyorum. Bugün Maraş'ın bir derdi varsa bu dert hepimizin derdi. Bu dert hepimiz ilgilendirmediği için çözülmüyor. Onun için müşterek problemlerimizi müşterek çözümler üretmek adına attığımız adımlarla yok edebiliriz. Onun için herkesin desteğine, herkesin sevgisine, herkesin duasına ihtiyacımız var.’’

‘’NE KADAR İSTERLERSE İSTESİNLER İYİ PARTİ'NİN SİYASİ ÖMRÜNE VADE BİÇEMEZLER’’

Toplantıyı Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı ile açtıklarını ifade eden ve İYİ Parti’nin birbirinden farklı dünya görüşlerine sahip insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir yapıdır olduğunu belirten Dervişoğlu; ‘’Her siyasi geçmişten her siyasi gelenekten gelen dava arkadaşlarımız vardır İYİ Parti’de. Hiçbirinin varlığı bir diğerine üstünlük teşkil etmez. Memleket sevdasıyla yanıp tutuşan insanların oluşturduğu bir yapıdır. O sebeple birileri ne kadar isterlerse istesinler İYİ Parti'nin siyasi ömrüne vade biçemezler. İYİ Parti Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu sorunlar çözülünceye ve büyük Türk milleti refaha kavuşuncaya kadar iktidar mücadelesini sürdürmek durumunda olan bir siyasi partidir” ifadelerini kullandı.

‘’TÜRK SİYASETİNİN DİĞER AKTÖRLERİNE VE KADROLARINA BAKTIĞIMDA NET OLARAK İFADE EDEBİLİRİM Kİ TEK UMUT İYİ PARTİ'DİR’’

İYİ Parti’nin kuruluşundan bugüne kadar yaşanan sorunların hâlâ devam ettiğinin altını çizen İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu; ‘’Bu sorunlar bugün devasa boyutlara geldi, misliyle katlanmaya başladı. O zaman İYİ Parti'nin kuruluş gerekçeleri yerli yerinde duruyor. Dün o sorunlara istinaden kurulmuş olan partimiz, bugün o sorunları çözmek yolunda artık siyasi iddia sahibi olan bir konuma taşınmıştır. Açık ve net olarak söylüyorum; Türk siyasetinin diğer aktörlerine ve kadrolarına baktığımda net olarak ifade edebilirim ki tek umut İYİ Parti'dir, tek umut İYİ Parti'nin kadrolarıdır” şeklinde konuştu.

İYİ Parti’deki 8 aylık Genel Başkanlık dönemine işaret ederek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; ‘’7-8 aylık bir genel başkanım. İlk genel başkan olduğumda hepinize bir karamsarlık vardı. ‘Hâlimiz ne olacak?’ diyordunuz. Şahsımla ilgili demiyorum, partimizin siyasi konumuyla ilgili söylüyorum. Hepimizde bir moral bozukluğu vardı. Ama şimdi Türkiye’yi geziyorum. Ama şimdi gözlerimize baktığımda iktidar pırıltısı görüyorum. Bambaşka bir topluluk görüyorum karşımda. İnanmış bir topluluk görüyorum ve bunun daha ötesinde umutvar, geleceğe dair inançları güçlenmiş bir topluluk görüyorum. Şartlara bakarak da teşekkül ediyor bu siyasetin diğer aktörleriyle mukayese edildiğinde birbirimize nasıl sahip çıkmamız gerektiğini ortaya koyduğunuz için filizleniyor aslında umutlarımız.’’ dedi.

‘’DEM’İ ALKIŞLAYAN, ONA EL UZATAN ADAM İYİ PARTİ'YE KÖTÜLÜK NİFAKLARI SAÇIYOR.’’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin teröristbaşı Öcalan’ı Meclis kürsüsüne davet etmesinin ardından TBMM'deki bütçe görüşmelerinde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ı alkışlamasına dikkat çeken Dervişoğlu;

‘’Başkalarına bakıyorsunuz bir de bize bakıyorsunuz. Birisi çıkıyor Abdullah Öcalan'ı Meclis kürsüsüne davet ediyor. Biz çıkıyoruz, diyoruz ki; cesedimizi çiğnemeden onu TBMM’ye sokamazsınız. Yine aynı kişi; terör örgütünün uzantısı DEM’in genel başkanının konuşmasını hararetle ve gözlerinin içi gülerek alkışlıyor. Biz milletimize gidiyoruz diyoruz ki Irak'ın kuzeyinde yaşadıklarımız malum; aynı tehdit ve tehlikelerle Suriye'nin kuzeyinde de karşılaşma ihtimalimiz muhtemel. O sebeple devletimizin ve milletimizin tedbirli olması icap eder diyoruz. Adam boşluğa bakıyor. DEM’i alkışlayan, ona el uzatan adam İYİ Parti'ye kötülük nifakları saçıyor. Onun için siz bana sahip çıkıyorsunuz, dimdik ayakta durmayı becerebiliyorum.’’ diye konuştu.

“BU ÜLKE İÇİN TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYMUŞ İNSANLARIN ORTAYA ÇIKARMIŞ OLDUĞU SİNERJİYE BİZİM DE SOĞUK BAKABİLME LÜKSÜMÜZ YOKTUR”

“Ben size hasretini duyduğunuz şeyi yaşatmaya çalışıyorum” diyerek sözlerine devam eden Dervişoğlu; “Sağcısı solcusu hangi siyasi gelenekten gelirse gelsin, benim yaş kuşağım çok büyük felaketler yaşadı. 2 tane ihtilal, 20 yaşımıza kadar 2 tane ihtilal, 2 tane ihtilal nitelikli muhtıra, 3 darbe teşebbüsü yaşadık biz. Geleceğe dair fidanlarımızı budadılar. Birbirimizle sarılarak o günlerden çıktık. 20 yaşımıza geldiğimizde yani kendimizi genç ve delikanlı adamlar, insanlar olarak hissetmeye başladığımızda, üzerimizden tanklar geçmişti defalarca, çileler gördük, ızdıraplar gördük. Ama o günün şartlarında yolumuzdan dönmedik. Türkiye kurtulmalıydı. Türkiye bu yaşadığımız coğrafyaya eskisinden daha sıkı sarılmalıydı. Türkiye'nin kardeşlik hukuku daha da güçlendirilmeliydi. Türkiye'nin geleceğe dair umutları daha da yükseltilmeliydi. O sebeple bu zamana kadar bu ülke için taş üstüne taş koymuş insanların ortaya çıkarmış olduğu sinerjiye bizim de soğuk bakabilme lüksümüz yoktur” ifadelerini kullandı.

“DOĞRULARINI BİRLEŞTİRDİĞİMİZDE KARŞIMIZA MUSTAFA KEMAL’İN HEDEF VE İDEALLERİ ÇIKTIĞINI SÖYLÜYORUM”

Dervişoğlu kendi kuşağının bu ülkeyi yönetmeye talip insanlardan oluştuğunu ifade ederek sözlerine şu şekilde devam etti:

“Biz ülkeyi yönetmeye talip insanlardık ama bu ülkeyi yönetenler de vardı. Yönetenlerin doğru işleri vardı, yanlış işleri vardı ya da bizim kabul edemediğimiz işleri vardı. Ya da o dönemde o genç çağımızda bize yanlış gelen uygulamaları vardı. Bunların hepsini sindirerek ve muhataplarımızı da anlayarak yaşanması gereken şeyler olduğunu idrak etmek mecburiyetindeyiz. O sebeple kendi geçmişimizle birlikte Türk demokrasi tarihinin geçmişine de bakarak; haklıya hakkını teslim etmeye, hata yapmış olanın da hatasından bir ders çıkarmaya özen gösterilir. Kimleri kastediyorum? Biz yönetmeye taliptik gencecik yaşımızda ama yöneten büyüklerimiz vardı. Onların hepsinin her birinin ayrı ayrı büyük özellikleri vardı. Bugün siyasette ismi geçenlerin hiçbirinde o hasletlere rastlamıyorsunuz. Bakın Hatay’da sordum burada da size soruyorum. Şart ne olursa olsun Süleyman Demirel’in samimiyetini özlemiyor musunuz soruyorum? Bülent Ecevit’in rahmetli nezaketini özlemiyor musunuz? Hep birlikte özlüyoruz. Efendim biri babaydı biri kargo oğlandı. Turgut Özal da tonton amcaydı. Turgut Özal'ın çalışkanlığını özlemiyor musunuz? Bakın imanımızı yerle bir ettiler 20 sene içinde, bizi birbirimizden tereddüt eder hâle getirdiler. Rahmetlik Necmettin Erbakan’ın inançlarına olan bağlılığını özlemiyor musunuz? Peki yıkılmaz bir iman ve irade kalesi merhum başbuğumuz Alparslan Türkeş’in mücadele cehdini özlemiyor musunuz? Ben bunların doğrularını birleştirdiğimizde karşımıza Mustafa Kemal’in hedef ve idealleri çıktığını söylüyorum. Ben Müsavat Dervişoğlu, Allah'ın ve Maraş'ın huzurunda size söz veriyorum: bu özelliklerimizi siyasette yaşatmak için canımı dişime takarak yolculuğumu sürdüreceğim”

“BİZİM TÜRKİYE’NİN MÜŞTEREK VE MERKEZ AKLINA İHTİYACIMIZ VARDIR”

“Onlar gibi imanlı, onlar gibi cehd sahibi, onlar gibi nezaket sahibi, onlar gibi samimiyet sahibi, onlar gibi çalışkanlık hasletine sahip bir memleket evladı olarak mücadelemi sürdüreceğim. Herkesi hasret duyduğu şeye ulaştırmaya çalışacağım. O sebeple diyorum ki elbette ki siyasi geçmişimle iftihar ediyorum; lakin bizim Türkiye’nin müşterek ve merkez aklına ihtiyacımız vardır. Taassuplar üzerinden siyaset yapamaz, bu büyük dertleri de taassuplarımızla çözemeyiz, şartlanmışlıklarımızla çözemeyiz. Bu millet birbirini anlayacak, bu millet konuşacak. Konuşan Türkiye olacağız, konuşacağız ki sorunların çözülebilmesi noktasında doğru adımları atmaya muvaffak olabilelim. Kendi kendimize durumdan vazife çıkarıp pozisyonumuza rol biçecek değiliz. Bakın açık ve net olarak söylüyorum. Millet benim yanımda olursa hem bugün iş başında bulunanları hem de iş başında bulunanların yetkilerine talip olanları siyaset sahnesinde sandıkta yenilgiye uğratmak üzere Allah’ın izniyle kararlıyım”

CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI: “DEMOKRASİLERDE HERKES İDDİA SAHİBİ OLABİLİR”

İYİ Parti’nin ömrüne vade biçmeye çalışanlara seslenen Dervişoğlu, “Soruyorlar bize geçmişte partimizin ömrüne vade biçmeye çalışanlar o televizyonlara çıkıp diyorlardı; ya bitti bunlar bitti. Bittiyse gel gör Kahramanmaraş bitmiş mi bitmemiş mi gör. Güne bak, saate bak gör. İnsanların gözündeki umut ışığını gel gör burada. Televizyonlara çıkıyorlar vade biçiyorlardı ömrümüze, dediğim gibi gazete köşelerinde de yazıyorlardı. Şimdi de bize soruyorlar. Yarın şu olursa ne olur nasıl yaparsınız bu olursa nasıl yaparsınız? Yani şunu diyorlar. Anketlere açıyorsunuz değil mi Recep Tayyip Erdoğan bir Cumhurbaşkanı adayı Ankara ve İstanbul belediye başkanları da diğer 2 Cumhurbaşkanı adayı, sanki pazar günü seçim var. Bu üçünü birbiriyle yarıştırıyorlar, anket yapıyorlar. İçinizden biri sanki Cumhurbaşkanı adayı olamazmış diye düşünüyorlar. Oysa demokrasilerde herkes iddia sahibi olabilir. Ben gittiğim her yerde söylüyorum. Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı 2 defa seçiliyor. Haydi anayasayı ona uydurduğun zaman üçüncü defa seçildi. Şimdi dördüncüsü var, bir daha aday olmak için ya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden seçim kararı çıkarmak istiyor ya da yeni bir anayasa yapmak suretiyle yeniden seçilmenin önünü açmaya gayret sarf ediyor” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN’IN YENİDEN ADAYLIĞININ ÖNÜNÜ AÇACAK HERHANGİ BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖNÜNE SET OLMAK BENİM VE İYİ PARTİ MİLLETVEKİLLERİNİN TBMM’DEKİ EN BÜYÜK GÖREVİDİR”

Ana muhalefetin de “Ben zaten seni seçiminde yenip göndereceğim” diyerek yapmış olduğu açıklamalarla; “Ben senin aday olmanın önünü açacağım ya da ona müsaade edeceğim” dediğine işaret eden Dervişoğlu şunları söyledi: “Beğenirsiniz beğenmezsiniz Türkiye bir Anayasa devletidir ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha Cumhurbaşkanı adayı olmasına manidir. Bu tek adamlığı tahkim etmek için Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylığının önünü açacak ve tek adamlığı tahkim edecek herhangi bir anayasa değişikliğinin önüne set olmak benim ve İYİ Parti milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki en büyük görevidir”

“Muhalefet diyor ki ya biz bunu yenip de göndermek istiyoruz 20 senedir diyor beceremedi” diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; ‘’Yani seçimin içinde her türlü entrika, hile, hurda yaşanması muhtemel; ama hâlâ muhalefet gladyatör mantığıyla hareket ediyor. Siyaset bir arenadır doğrudur; ama siyasetçiler gladyatör değildir. 2 tane belediye başkanının cumhurbaşkanlığı adaylığından bahsediliyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı bir takvim yok. Kendilerinin biliniyor ki birtakım çalışmaları var; ama herhangi bir açıklamaları yok. Medya bunları yarıştırıyor. Bizle ilgili de parti anketi yapıyorlar. İYİ Parti yarınlarda ne olacak? Eskiden ömrümüze vade biçiyorlardı da kapanacak diyorlardı ya şimdi anladılar ki kapanmayacak ve Türkiye’nin umudu olmaya devam edecek. O zaman yüzde kaç oy alacak? diye bakıyorlar” diye kaydetti.

“İYİ PARTİ TÜRK SİYASETİNİN ALTIN HİSSESİ”

İYİ Parti’nin oy oranlarında artış yaşandığını ancak bu artışla yetinmeyeceklerini hedefin %50+1 olduğunu vurgulayan Dervişoğlu ifadeleri kullandı: “Biz bu yolculuğa başladığımızda 2,5-3’lerden falan bahsediyorlardı. Şimdi anketler yapıldı, en kötüsü 7,5 gösteriyor. Yeni yapılmış bir ankette bizi 9.2 göstermiş. Zannediyorlar ki Dervişoğlu buna sevinir. Niye? Aşağıdan yukarıya doğru oyları artıyor. Doğru oyumuz artıyor. Çünkü İYİ Parti Türk siyasetinin altın hissesi yavaş yavaş yükseliyor, yükseldiği yerden de hiç inmiyor. Ama İYİ Parti’ye 7’ler, 8’ler, 10’lar, 15’ler, 25’ler yetmez. Bu anketlerin içinde şu da var İYİ Parti'ye oy verebilir misin sorusu. Türkiye'nin %75’i Allah'a şükürler olsun ki İYİ Parti’yi oy vermeyecek bir parti olarak görmüyor. O zaman bize düşen nedir? Türkiye'nin %75’inin oyuna talip olmak. O %75’in en az %50+ 1’ini alarak devleti yönetecek hale gelmiştir bizim mücadelemiz. Ben bunun için yollardayım, bunun için sizlerle yarenim, bunun için sizlerle yol arkadaşıyım, bunun için sizlerle mücadele arkadaşıyım. Türkiye'nin hiçbir değerini pazarlık masasından tartıştırtmam. Bana göre Türkiye’nin alınıp satılacak bir değeri yoktur. Türkiye'nin millî ve manevi bütün kıymet hükümleri bizim başımızın üstünde, yüreğimizle bayrak ve sancak gibi dalgalanmaktadır. Onun için ne kimsenin kurduğu masanın sandalyesi olurum ne de iktidar olmak dururken o iktidardan pay çıkaracak şekilde birileriyle bir takım kapalı kapılar ardında pazarlıkların içine düşerim. Ben size inanırım ben Cenabıhakka inanır, size güvenirim. Bu yolculuğu da öyle sürdürdüm Allah'ın izniyle”

‘’BEN ONLARIN ‘BİZİM MÜSAVATI’ OLMAKTAN ÖYLE MUTLU, ÖYLE MEMNUN, ÖYLE İFTİHAR EDİYORUM Kİ ALLAH HEPSİNDEN RAZI OLSUN’’

Gittiği her yerde “Türkiye’nin eğilmeyen başı” olarak tarif edildiğini vurgulayan Dervişoğlu; “Ben eğilir isem çok ayıp ederim. Çünkü benim karşımda bir tane bile baş eğecek adam yoktur. Ben size layık olmaya çalışıyorum. Derdine düştüğüm şey budur. İnancım yüksektir, moralim yüksektir. Bu zamana kadar büyük mücadelelerin tarafı olmuş dava büyüklerimiz, dava arkadaşlarım ağabey dediğim şahsiyetlerin, şahsımla ilgili yapmış olduğu çalışmalar ve benden esirgemediği dualarla ayaktayım. Duasız hiçbir şey olmaz. Türkiye'nin her yerinde mutlaka gittiğinizde bizden bahseden insanları görürsünüz. Kimisi der ki; ‘bizim arkadaşımızdır.’ Kimisi der ki; ‘bizim gardaşımızdır.’ Kimisi der ki; ‘bizim ağabeyimizdir.’ Ama bir kesim var bu zamana kadar o kesime hiç kimse hiçbir vazifeyi layık görmedi. Devlet yönetmeyi onlara layık görmediler. Sağcısıyla solcusuyla diyorum o nesli. Bakın bizim yaş kuşağımıza hep ‘bunlardan bir şey olmaz’ dediler ya da bizim abilerimize. Ben bir kuşağı temsil ediyorum. Benim yetişmesine katkı sağladığım bir başka jenerasyon var bana ağabey diyenler, bir de benim yetişmeme katkı sağlayan ağabeylerim var. Onlara da sorsanız “Müsavat Dervişoğlu kim?” diye onların vereceği cevap bellidir. ‘Bizim çocuğumuzdur’ derler. Ben onların ‘bizim Müsavatı’ olmaktan öyle mutlu, öyle memnun, öyle iftihar ediyorum ki Allah hepsinden razı olsun ve Cenabıhak bana onların başını yere eğdirmeyi göstermesin, nasip etmesin. Beni onların sevgisinden, beni onların duasından mahrum bırakmasın” dedi.

“SİYASİ HUSUMET ALANLARI OLUŞTURMAKTANSA SİYASİ BİRLİK ALANLARI OLUŞTURMAYI KENDİMİZE VAZİFE ADDETMELİYİZ”

“Size söylüyorum, inanarak söylüyorum yüreğimi ortaya koyarak söylüyorum. Başarıya her geçen gün daha da yaklaşıyoruz” ifadeleriyle konuşmasına devam eden Dervişoğlu; “Bu inancı ve imanı sizinle paylaşmamın sebebi artık el birliğiyle meseleye daha sıkı bir biçimde sarılma ihtiyacımızdan kaynaklanıyor. Bu saatten sonra; ‘yarın ne olacağız?’ diye bir kaygımız yok. Allah'ın izniyle iktidar olmak üzere buluşmaya devam edeceğiz. Bu saatten sonra herkes istediğini düşünsün, ‘kim ne olacak kim kimin yanında duracak?’ diye bir kaygımız yok. Biz Türkiye'nin Türk milletinin, Türk bayrağının ve Türk milletinin manevi değerlerinin sonuna kadar yanında durmaya devam edeceğiz. Kimseye kendimizi ispat etmek mecburiyeti de taşımıyoruz. Bizi bilen bilir, bilmeyen kendi bilir bu kadar basit. Onun için siyasi husumet alanları oluşturmaktansa siyasi birlik alanları oluşturmayı kendimize vazife addetmeliyiz. Türkiye'de girilmedik gönül, sıkılmadık el bırakmamalıyız. Kutuplaşmadan bezmiş milletimize kucaklaşmayı anlatmalıyız. Birbirine hasım kılınmış insanlarımıza barışmayı anlatmalıyız. Ezcümle birbirimizi sevmeliyiz ve o sevgi halesini oluşturduktan sonra da iktidar yolculuğumuzu güçlendirerek sürdürmeliyiz” şeklinde konuştu.

“TERİM DE, CANIM DA, KANIM DA BU MİLLETE FEDA OLSUN”

Vatan sevgisinden, bayrak aşkından gezdiğini mücadele ettiğini belirten Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle son verdi: “Ter akıttıkça sorumluluğumun yükseldiğinin farkına varıyorum. O zaman kendi kendime diyorum ki; ‘ben bu milletin bir ferdiyim. Cenabı Allah nasip etti, beni bir göreve getirdi. Hiç aklımda yokken getirdi. Öyleyse Cenabıhakkın bana yüklediği bir görev bir emir de vardır mutlaka’ O sebeple terini akıtmaktan çekinme Dervişoğlu diyorum. Terim de, canım da, kanım da bu millete feda olsun diyorum. Çözülmez dertleri çözeceğiz söz, kurulmuş tuzakları bozacağız söz, aşılmaz engelleri aşacağız söz, milletimize verilmiş sözün sonuna kadar arkasında olacağız. Başaracağız, başaracağız, başaracağız!”

Ünlü oyuncunun zor anları; bir anda yere yığıldı AFAD'dan kritik sağanak uyarı Kocaeli’de trajik son 6 kadını uyuşturup tecavüz etti Çok sayıda can kaybı var Ayrıldığı nişanlısını öldürdükten sonra...