Cumartesi Anneleri için skandal ifadeler. Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu hedef gösterdi: Cumartesi anneleri İsrail için mi çalışıyor!

Ali Karahasanoğlu'nun "Cumartesi anneleri İsrail için mi çalışıyor!" başlıklı yazısından bir bölüm

İsrail, Gazze’de hastane bombalıyor, bir defasında 500 sivili öldürüyor. Ölenlerin çoğu çocuk ve kadın.. Ölenler 40 yıl önce 30 yıl önce değil daha bir hafta önce hayata gözlerini yummuş iseler, hatta ben bu yazıyı kaleme alırken, çocuklar ölmeye devam ediyorsa…

Cumartesi anneleri ise, gösterilerinde Gazze’ye tek bir atıf yapmadan, “Nerede benim 1980’de, darbecilerin işkencede öldürdüğü babam? Nerede benim,1992’de faili meçhul cinayete muhatap olan kocam” diyerek, Türkiye’nin göbeğinde gösteri yapıyorlarsa..

Açık konuşalım, dürüst konuşalım, “buna ne derler” biliyor musunuz?

“İsrail’deki cinayetlerin üstünü örtmek” derler!

“Dikkatleri Gazze’den başka yerlere çekmek için çırpınmak” derler!

“Emperyal güçlerin oyuncağı olmak” derler!

“İsrail’in, Amerika’nın gündemden düşüremediği Filistin’deki cinayetleri, 2 dakikalığına da olsa 5 dakikalığına da olsa, Türkiye gündeminden uzaklaştırmak için yapılan gösteriler” derler!

“Elimizde çiçek, kolumuzda kelepçe” diyerek gösteri yapmışlar.

İsrail’in cinayetlerini gözlerden kaçırmak için Türk polisine hakaret etmişler..

Son iki haftada 5000’e yakın sivilin öldüğü Filistin’deki insanlarla dayanışma yapacaklarına..

30 yıl önce kaybettikleri yakınlarını, Filistinliler yerine gündeme sokmak  için, şu ahlaksızca açıklamaları yapıyorlar:

“Arkadaşlarımız yine hukuksuz bir şekilde İstiklal Caddesi’nde yürürken ablukaya alındılar. Önlerine çekilen gözaltı aracı ile dışarıdan tamamen izole edildiler. Kalkanlar yetmedi, bu sefer arkadaşlarımız gözaltı araçlarıyla ablukaya alındı.”

İnsanların füzelerle hastane içinde vurulduğu bir dönemde, böyle bir açıklama yapmak, nasıl bir vicdansızlıktır, nasıl bir gündem değiştirme operasyonudur?

Kocalarınızın, babalarınızın, çocuklarınızın hesabını darbecilerden soramamışsınız.

Şimdi kötülemeye/suçlamaya çalıştığınız Ak Parti iktidarı, darbecileri 30 yıl sonra sanık sandalyesine oturtturmuş.. Darbeciler sanık sandalyesine oturtulurken, “Olamaz, 30 yıl sonra yargılama yapılamaz” diye itiraz etmişsiniz, itiraz etmemiş olsanız bile itiraz edenlerle kol kola girmişsiniz. Tayyip Erdoğan o darbecileri hem sanık sandalyesine oturttturmuş, hem de mahkum ettirmiş.. Bir küçük teşekkürü Tayyip Erdoğan’a çok görmüşsünüz.

1991’de koalisyon ortağı olan CHP; bırakın önceki yıllarda darbecilerin öldürdüğü insanların hesabını sormayı, bir de kendi iktidarı döneminde binlerce faili meçhul cinayete seyirci kalmış.

1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerin de bir kısmını, Ak Parti iktidarı takip edip katillerden hesabını sormuş..

Yine de Cumartesi anneleri, darbecilere/CHP’lilere göstermedikleri protestoları, şimdi Ak Parti iktidarı dönemindeki yöneticilere, hem de hiç sektirmeden, her hafta tekrarlamayı büyük bir görev addediyorlar!

“Abluka içinde yaşananlara hiç kimse tanıklık edemiyor” diyorlar! Sanıyoruz ki Gazze’den bahsediyorlar!

“Endişeliyiz” diyorlar..

Zannediyoruz ki hastanedeki çocuklardan bahsediyorlar.

Açıklamanın sonrasını okuyunca öğreniyoruz ki onların derdi ne Gazze imiş, ne de hastanedeki çocuklar.

Onlar anayasasına gövdeleri ile siper oldukları darbecilerin öldürdüğü kocalarının/eşlerinin/çocuklarının gösterisini yapıyorlarmış..

“Endişe duydukları”; hastanedeki Gazzeli çocuklar değil, oy verdikleri CHP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemde öldürülen çocuklarından/ eşlerinden sonra, şimdi kendilerine bir kötülük gelmesi imiş..

“969’uncu buluşmamızda 26 kişi, AYM kararlarına rağmen bir kez daha kelepçelenerek gözaltına alındı. Destek için gelenlerin arkadaşlarımızla buluşmaları engellendi” diyorlar.

Gazze’de çocuklar ölüyor onlar İstanbul’da 40 yıl önce ölenlerin hesabını Ak Partiden sormaya kalkıyorlar!

Bugün ölenleri değil, 40 yıl önce ölenleri toplumun gündemine sokmaya çalışıyorlar!