Çorlu tren faciası davasında aileler duruşmayı terk etti!
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili 4 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Aileler duruşmada gerçek sorumluların hâkim karşısına çıkarılmasını istersen savcının mütalaasının ardından salonu terk etti.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018'de Uzunköprü-Halkalı seferini yapan trenin devrilmesi sonucu 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren katliamı davasının 5. duruşması bugün saat 10.00'da görülmeye başlandı. Duruşma, Çorlu Adliyesi’ndeki salon kapasitesi yetersizliği nedeniyle Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne alındı.
Duruşma öncesinde faciada hayatını kaybedenlerin aileleri İsmet İnönü Parkı'nda bir araya geldi. Davanın görüleceği Halk Eğitim Merkezi'ne yürüyen aileler adalet taleplerini yeniledi bianet'in aktardığına göre yürüyüş esnasında aileler adına konuşan, faciada yaşamını yitiren 14 yaşındaki Bihter Bilgin'in annesi Zeliha Bilgin şunları söyledi:
"718 gün oldu. Evlatlarımız yok, kardeşlerimiz yok, canlarımız yok, eşlerimiz yok, analar yok. İki yıllık bu süreçte tek bir isteğimiz vardı. Kimseden mucize beklemedik, istemedik. Tek bir şey istedik. Bizi adaleti verin, biz adalet istiyoruz. Benim evladım, kardeşlerim, 25 can geri gelmeyecek. Bizler gibi hiçbir anne hiçbir abla kardeş yanmasın istedik. Bizim canlarımız göz göre göre Devlet Demir Yolları'nın ihmalleri yüzünden boşu boşuna öldü. Bizler 718 gündür bu acıyı boşu boşuna çekiyoruz. Göz göre göre... İhmaller ortada. Bu katliam göz göre göre oldu. Bize bunun hesabını verecekler, vermek zorundalar. Burası adaletli bir ülkeyse bu adaletin bizi bulması gerekiyor. Ben bu acıları nefesim tükenene kadar bağırmak zorunda değilim. Ben evladımı okula getirdiğim yollarda adalet aramak zorunda, koşmak zorunda değilim. Ben bir anne olarak evladımın katillerinin yargılanmasını istiyorum. Mısra bir anne olarak evladının katillerinin yargılanmasını istiyor. Annem dört canını kaybetmiş bir anne olarak, 65 yaşında bu yollarda adalet aramak zorunda olduğu için tüm sorumluları kınıyorum. Çorlunun hesabı sorulacak. Kimse korunmayacak. Tüm sorumlular yargılanacacak. Adalet yerini bulacak."
Zeliha Bilgin açıklamanın ardından fenalık geçirdi.
Açıklamanın ardından duruşma saat 10.00’da Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde başladı. 'Taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan sanıklar TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, köprüler şefi Çetin Yıldırım ve hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk duruşmaya katıldı.
Ailelere destek olmak için gelen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay, CHP Milletvekilleri Muharrem Erkek, Ali Şeker, Candan Yüceer, HDP Milletvekili Serpil Kemalbay ve çok sayıda avukat da duruşmayı takip etti.
Mısra Sel: Sanık olması gerekenler tanık olarak dinlendi
Duruşma tanıkların dinlenmesiyle başladı. BirGün'ün aktardığına göre tanıkların ardından kazada hayatını kaybeden Oğlu Oğuz Arda Sel'i annesi Mısra Öz "3 tanık sıfatındaki kişinin normal zamanda da ifadeleri alınabilirdi. Asıl önemli kişiler getirilmiyor. Mümin Karasu sanık olması gerekirken, tanık olarak ifadesi alındı. İfadesini dinlemeye gittiğimizde usule aykırı, soruların daha önceden verilmiş olduğu, cevapların sayfalarda yazdığını gördüm. Taleplerimizi duymadınız. Mümin Karasu danışman oldu. 718 gün oldu. 5. duruşmadayız. Taleplerimize kayıtsız kalınmasın. Görmemezlik, duymamazlık yapılmasın" dedi.
Necmettin Sel: Gerçek sorumluları bizim karşımıza getirin
Kazada hayatını kaybeden Hakan Sel'in babası ve Oğuz Arda'nın dedesi Necmettin Sel de "Bu menfezi yapan mütteahhit niye bizim karşımıza getirilmiyor? Gerçek sorumluları bizim karşımıza getirin. Bakan ise Bakan, o da bizim karşımıza gelsin. Bizim çocuklarımızdan daha mı değerli bu Bakan?'' ifadelerini kullandı.
Hüseyin Şahin: Bizim aklımızla neden dalga geçiyorsunuz
Kazada hayatını kaybeden Serhat Şahin'in babası Hüseyin Şahin şunları söyledi: "Yanlış çiftlikten insanlar getirmişsiniz. Asıl Akın Çiftliği'nden neden kimse gelmiyor? Buradaki tüm sanıkların tutuklu yargılanması gerekiyor. Ya terfi alanlar? Bizim aklımızla niye dalga geçiyorsunuz?"
Avukat Can Atalay: Bu insanların ölümünün birinci elden sorumlusu sistemdir
Ailelerin avukatlığını yapan Can Atalay dosyadak yağmurun nasıl yağdığının tanık beyanına ihtiyaç duyulmayacak açık bir şekilde yer aldığını belirterek, "Mücbir sebep sayılamayacak kadar açık. Menfezlerin uygun yapıldığı iddia edilmiş. Sanıklar dediler ki ilk duruşmada bu menfezin sorunlarını biz söyledik. Biri 300 küsür üzerinde belge düzenledim dedi. Mücbir sebep gerekçesi akla uygun değildir. Dosyadaki belge delilleriyle açık olan bir meseledir. Sanırım Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı ve siyasi iktidar kovuşturmanın gerektiği gibi yapılmasına engel olmaktadır. Mesele yağmur değil, sistemik olana bakmak gerek. Özelleştirme nedeniyle TCDD'nin yolların bakımsız hale gelmesinin toplumsal ve siyasal sonuçlarıyla ilgileniyorum. Dosyaya gelmesi gereken sanıklar var. Usül ilkesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle iki tanığın huzurda dinlenmesini talep ediyorum. Bu insanların ölümünün birinci elden sorumlusu sistemdir. Bu dosyada taksir değil, olası kasıt vardır." dedi.
Avukat Şahinkaya: TCDD hayatlarınız mahvolmuş ama susacaksınız diyor
Avukat Onur Şahinkaya da şunları söyledi: "Kanaatimiz şudur, olay gününden itibaren bir saygısızlıkla karşı karşıyayız. TCDD şunu söylüyor 'Hayatlarınız mahvolmuş olabilir ama susacaksınız, bir kişiyi bile tutuklatmayacağız'. Tanıklar ölçüm cihazı olmadığını söylüyor. TCDD'nin iç raporunda ise İTÜ'ye dayanarak 'Davis marka bir ölçüm cihazı vardı' diye geçiyor. Üstelik TCDD, İTÜ raporunu çarpıtmış. 45 mm yağışa, olağanüstü yağış demişler. Çarpıtma küstahlığı var. Mümin Karasu'ya sizin yolladığınız sorular önden verilmiş. Yazılı hazırlık yapmış. Karasu, bu ifadeyi verdiğinde alacağı ödülü biliyor."
Avukat Yüzbaşıoğlu'ndan bilirkişilere itiraz
Avukat Selvi Yüzbaşıoğlu, bilirkişi olabilecek kişilere itirazlarını bildirdiklerini kaydederek şunları söyledi: "TCDD ile ilişkisi olan adaylar var. YTÜ'den yazılan akademisyenler Doç. Dr. Halit Özen ve Doç. Dr. Mustafa Sinan Yardım karayolu sistemleri konusunda uzman. Böyle bir dosyada bilirkişi olacak kişilerin daha yetkin kişiler olması gerektiğini düşünüyoruz.
Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi'nden Dr. Serhat Çelik ile ilgili de itirazlarımız var. Dava konusu ve uzmanlık alanı aynı değil. YTÜ'den Doç. Dr. Mustafa Gürsoy'u bu davada bilirkişi yapılmaya uygun görmüyoruz. Birkaç ders veriyor ama araştırmaları dava konusuna uygun değil.
Sakarya Üniversitesi'nden Dr. Hakan Aslan'ın da dava konusuyla ilgili yeterli çalışması bulunmuyor, yetkin görmedik. Sakarya Üniversitesi'nden İrfan Pamuk da dava konusuyla ilgisi olmayan çalışmalar yapıyor. Biz bu kişilerin bilirkişilik yapmalarına itiraz ediyoruz."
Savcı, tutukluluk taleplerinin reddini istedi
Mütalaasını açıklayan savcı, İTÜ'ye yağmur ölçer cihazın neye dayanarak tespit edildiğinin sorulmasına, bilirkişiler hakkında yapılan itirazların kabulüne, talimatla ifadesi alınan tanıkların yeniden ifadesinin alınmasının reddine, sanıkların tutukluluk taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.
Aileler salonu terk etti
Savcının talimatla ifadesi alınan tanıkların yeniden ifadesinin alınmasını reddetmesi üzerine tepki gösteren aileler duruşma salonunu terk etti.
Mısra Öz Sel: Beni sanık yapıp, katilleri aklıyorlar!
Mısra Öz Sel, "Hepsi sarayın soytarısı! Ben Mısra Öz. Çek beni. Oğuz Arda Sel'in annesi. Bu hakimler beni sanık yaptı. Onlara üç maymunu oynuyorlar dediğim için. Katilleri aklıyorlar" sözleriyele heyete ve kendisini çeken polise tepki gösterdi.