Çok katmanlı bir çocuk kitabı: Dev ile Üç Cüce

Eylem Tok, Dev ile Üç Cüce adlı kitabını Sayım Çınar'la konuştu.

Eylem Tok, Dev ile Üç Cüce adlı çocuk kitabıyla okurlarla buluşuyor. Yazarla edebiyatını, yeni okuru, özellikle de çocuk okurları Sayım Çınar konuştu.





Sayım ÇINARsayimcinar@gmail.com



Çok katmanlı bir çocuk kitabı: Dev ile Üç Cüce



Okurlar sizi romanlarınızdan tanıyor, bu kez bir çocuk kitabıyla karşımızdasınız. Fikir nasıl doğdu, buradan başlayalım.



Bunlar genellikle oğluma anlatmak için yazdığım masallardı fakat romanlara öncelik verip çocuklarla ilgili yapmak istediklerimi biraz ertelemiştim. Bu “Dev ile Üç Cüce” adlı beş serilik bir masalın romanlaştırılmış hali. Masal olarak Türkiye’de değil, üç sene önce ilkin İngilizce olarak İngiltere’de yayımlandı ve Amerika, Kanada’da aynı anda satışa sunuldu. Elbette şimdi yayımladığımız roman haliyle masal hali çok farklı. Bu benim için özel bir yere sahip kitaplarımdan. Elbette hepsi çok kıymetli ama bunda kendini feda eden insanlara değinmek istediğim için, önemli.



Üç cüce, mutlu bir aile, ancak köylerini terk etmek zorundalar çünkü iş bulmaları, hayata atılmaları gerekiyor. Çocuk kitabı olsa da satır aralarında önemli mesajlar, hatta politik diyebileceğim göndermeler hissettim. Siz günümüz sorunlarından ne kadar faydalandınız yazarken?



Günümüz ve geçmişimiz bir bütün olmalı ve bunlar çocuklara iyi aktarılmalı. Bugünün her şeyi gözlerinin önünde ama dününü hatırlayıp bilen kimse kalmadı. Biz dedelerimizin ninelerimizin hayatlarını da bilirdik ama bugünün çocuklarına verilen-verenlerin sadece kendi hayatları ve onlara sundukları kadarı. Bu geçmişten kopuş gelecek nesil dediğimiz çocukların, yüzeysel bir yaşam içinde yetinmesini bilmeyip tüketim araçları haline gelmesine neden olacak. Çiftçiliğin bitmesi, köylünün çalışmak için köyünü hatta şehrini terk etmek zorunda kalması… Ve dev.



Cüceler çalışmaya, üretmeye hazır ancak önlerine devamlı engeller, devler çıkıyor. Yılmama mesajı mı vermek istiyorsunuz çocuklara?



Dev aslında burada, cücelerin hayat karmaşasında karşılaşacakları büyük insanların, onları nasıl yemeye çalışacaklarını, onları nasıl eline alıp, sırtına binip kullanacaklarını öğretir. Cüceler burada, küçük insanların hayatları boyunca devlere yani büyük insanlara karşı mücadele verdiğini gösterir. Elbette asıl tema, her ailede kendini feda eden birinin olması. Birileri kendini diğerleri için feda eder ve bazen hayallerini yaşayamaz, kendini feda ettiği kişilerin yaşamasını sağlar. Bu bizim toplumun çoğunluğunda olan ve değişmesi mümkün olmayan bir davranış biçimi. Birileri hep kendini feda eder. Bu cücelerden de Fiko, sürekli kendini feda edip sorumluluk alan kişiydi. Buna mecbur hissediyordu.





Peki bu fedakarlık mı, mecburiyet mi?



Mecburiyet seni fedakar kılar. İnsanların karakterleri farklıdır ve birinin karakteri bunu gerektiriyorsa, kendini böyle iyi hissediyorsa, buna mecburdur. Biri boğulurken sen eğer görmezden gelip gidiyorsan bu senin korkaklığındır, ama biri yüzme bilmediği halde bile suya atlıyorsa bu onun cesur oluşundandır ve buna mecbur olduğunu bildiği için kendini suya atmıştır. Şimdi korkup kaçan mı, hiç tanımadığı biri için yüzme bilmediği halde suya atlayan mı fedakârdır? Mesele özveri meselesi.



Peki ilgisi bu kadar çabuk dağılan bir nesle mesaj vermek, onlara kitap okutmak ne kadar kolay ne kadar zor diye sorsam?



Haklarını yememek gerek, bu nesil kitabı severek büyüyor. Kitap okuyor. Evet, teknolojinin esiri olmuş durumdalar ama çoğu dikkatli anne babalar tarafından yaptıkları takip altında oluyor ve çocuğunu mutsuz etmeyecek şekilde aktiviteleri dengeleniyor. Bu tür insanlar zaten çocuklarını hemen her gün belli bir süre kitaba yönlendiriliyor.



Kitap için etkinlikler, okumalar planlıyor musunuz?



Ben aslında kitap çıkmadan öncede bazı festivallere davet ediliyordum ve orada çocuklara masallarımı anlatıyor onlarla oyun oynuyor ve güzel zaman geçiriyordum. Çocuklarla geçirdiğim her saniye benim için çok özel. Bir anne olarak bütün çocukları kendi çocuğum gibi görüyorum ve onlarla olduğumda sürekli yeni şeyler öğreniyorum, bakış açımı değiştirecek çok güzel şeyler görüyorum. Elimden gelse her gün çocuklarla olur ve onlara masallar anlatıp, oyun oynar ve kaliteli zaman geçiririm. Her zaman böyle devam eder umarım.





Cücelerin hikayesi enteresan bir noktada bitti, devamı gelecek mi maceranın?



Evet, bunu düşünerek bitirmiştim ama şimdi acelem yok çünkü yayımlanmayı bekleyen çok fazla çocuk kitaplarım ve yetişkin romanlarım var. Özellikle çocuklar için yazdığım öykü, masal ve romanları yayımlattıkça kendimi daha mutlu hissedeceğim.



Şairlik yönünüzü de konuşalım isterim her ne kadar odağımız Dev ile Üç Cüce olsa da. Ne kadar süredir şiirler kaleme alıyorsunuz, roman ve çocuk kitaplarınıza sızıyor mu şairliğiniz?



Evet Mihr ve Allah’ın Piyonları, adlı romanlarımda aslında şairliğimin de hissedilmesi için belirli planlama yapmış ve kurguları ona göre belirlemiştim. Belki karakterlerimden, özellikle Mihr adlı romanımdaki karakterlerimin bilgeliğinden ve çok derin cümlelerle yapılan sohbetlerinden rahatsızlık duyan olmuştur ama kendi dışındakilerin dünyasını bilmeyenlere bunun garip gelmesi çok doğal. Derin insanlara da, bu kişilerin derinliği olmayan diyalogları çok basit ve yapay gelebilir. Herkesin dünyası gördüğü kadar, ötesi yok. Ve dünyada şiir diye bir şey var, var oldukça da iyilik ve aşk gücünü hep koruyacak. Şiiri sevin.



Sıradaki projelerinizi de öğrenerek söyleşimizi tamamlayalım.



Dev İle Üç Cüce adlı çocuk romanımız Masalperest yayınları tarafından basıldı. Şimdi sırada yeni romanımla birlikte Mihr ve Allah’ın Piyonları adlı romanlarımın yayımlanması için girişimde bulunacağız. Çünkü üçünün aynı yayınevinden çıkmasını istiyorum. Ve sanırım gençler için yazdığım Pixee Fox adlı romanım gelebilir. Pixee Fox biliyorsunuz dünyaca ünlü top model. Onun karakterini yarattım, bunun için Türkiye’ye gelmiş ve görüşmemizi yapmıştık. O İsveçli. Böyle olunca hikayemi kuzey bölgesinde ama hayali ülkeler yaratarak planladım ve genellikle onların isimlerini kullanarak yazdım. Çok içime sinen bir roman oldu. Eminim gençler dışında çocuklar da çok sevecekler. Belki çocuk ve gençlerin övgüleriyle büyükler için de okunması gereken kitaplardan olabilir. Çocuklara son olarak mesajım, kitabımı sevin!




Galatasaray, Bodrumspor'u tek golle geçti Narin Güran cinayetinde kritik gelişme Yenidoğan Çetesi davasında ara karar! En yüksek emekli promosyonu veren bankalar O Ses Türkiye'ye damga vurmuştu! İşte son hali... 11 kilo verdi! Demet Akalın'ın son hali olay oldu