Çocuklara karşı hak ihlali yapanlar belli oldu. Birleşmiş Milletler devletleri suçladı

Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi'nde "Silahlı çatışmalarda çocuklar" konulu oturum düzenlendi.

Burada bir konuşma yapan BM Genel Sekreterinin Silahlı Çatışmalarda Çocuklar Özel Temsilcisi Virginia Gamba, haziran ayında yayımlanan "Yıllık Silahlı Çatışmalarda Çocuklar" raporuyla ilgili üye ülkeleri bilgilendirdi.

Gamba, geçen yıl çocuklara yönelik 27 bin 180 ihlalin kayda geçtiğini belirterek, "Her vakanın ardında bir çocuğun hayatı ve hikayesi var." dedi.

Çalışma alanının çok geniş olması nedeniyle birçok ihlalden haberdar olamadıklarını ya da kurbanların susturulduğunu ifade eden Gamba, aynı zamanda ihlallerden sorumluların da bazı durumlarda cezasız kaldığına dikkati çekti.

Gamba, "Terör örgütleri ve silahlı gruplar çocuklara yönelik ihlallerin yarısına sebep olurken, diğer yarının da devletlerin güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiğinin altını çizmek istiyorum. 2022 yılında çocukların ölmesine ve yaralanmasına neden olan okul ve hastanelere yönelik saldırılar ile insani yardım çalışanları engelleyen temel aktörler devletlerin güvenlik güçleri oldu. Devletlerin temel sorumluluğu sivilleri ve çocukları korumaktır." ifadelerini kullandı.

BM'nin geçen sene 1163 okul ve 647 hastaneye saldırı düzenlendiğini tespit ettiğini belirten Gamba, bunların yüzde 50'sinin devlet güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiğini vurguladı.

"Çocuklar son 75 yıla bakıldığında en fazla tehditle karşı karşıya kaldıkları dönemdeler"

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Yardımcısı Omar Abdi ise bu yılki ihlallerin BM'nin şimdiye kadarki raporlama dönemindeki en yüksek rakama ulaştığına dikkati çekti.

Abdi, ihlallerin en çok uzun zamandır süren çatışma bölgelerinde meydana geldiğini, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, işgal altındaki Filistin toprakları ile Somali'nin ön plana çıktığını söyledi.

"Çocuklar son 75 yıla bakıldığında en fazla tehditle karşı karşıya kaldıkları dönemdeler." diyen Abdi, bunun taraflar ve bazı siyasi liderlerin çatışmada "insaniyet" prensibini göz ardı ettikleri için gerçekleştiğini kaydetti.