Çinlileri İzmir Marşı'yla coşturmuşlardı... Hedefleri, tüm dünyada çalmak! İzmir Marşı'nın yeni versiyonunun mimarları, Medyatava'ya konuştu!

Dünyaca ünlü DJ, Ümmet Özcan'ın Çin'de çaldığı "İzmir Marşı"nın elektronik versiyonunun yaratıcıları Arem Özgüç ve Arman Aydın, Medyatava'dan Canan Kaya'nın sorularını yanıtladı...

Arem Özgüç ve Arman Aydın iki genç müzisyen. Geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü Türk DJ Ümmet Özcan’ın Çin’de çalarak kalabalıkları yerinde zıplattığı İzmir Marşı’nın elektronik versiyonunun mimarları.



Arem ve Arman, müzikle küçük yaşlarda tanışmış ve EDM (Elektro Dans Müzik) alanında yaptıkları çalışmalarla dünya çapında ün kazanmış iki genç sanatçı… İlk olarak “Imagine” adlı parçalarıyla yakaladıkları başarıyı, “İzmir Marşı” çalışmalarıyla da zirveye taşımışlar. Hedefleri ise bu marşı tüm dünyada çalmakmış. Şimdilerde ise yakında piyasaya çıkacak olan yeni parçalarının hazırlıklarını yapıyorlar.



Biz de Medyatava olarak Arem ve Arman’la bir araya geldik ve hem yeni parçalarını, hem yeniden düzenledikleri İzmir Marşı’nı, hem de müzikal yolculuklarını konuştuk… Söz onlarda!





Canan Kaya / Medyatava



canankaya@medyatava.com





İzmir Marşı’nı yeniden düzenlediğiniz çalışmanız çok ses getirdi. Parça özellikle de Çin’de çalındıktan sonra haber bültenlerine de konu oldu. Peki kimdir Arem Özgüç ve Arman Aydın? Nasıl başladı müzik serüveniniz?



Arem Özgüç: Ailemin neredeyse tamamı sanatla iç içe. Babam orkestra şefi, annem tiyatro sanatçısı, babaannem soprano, dedem koro sanatçısı… Hatta ben ailede beşinci kuşak müzisyenim. Küçük yaşlarda piyano dersleri alarak başladım müzikle tanışmaya. Ortaokuldan itibaren de dönem müziği olan elektronik müziğe ilgi duymaya başladım.



Profesyonel olarak nasıl devam ettin müziğe?



A.Ö: 14 yıl önce kendi müziğimi yapmaya başladım. Daha sonra yakın çevremin de beni yönlendirmesiyle müziğimi diğer insanlarla da paylaşmak istedim. 5 yıl önce de profesyonel olarak diğer insanlara aktarmaya başladım.



Arem çok ilginç bir isim. Anlamı nedir?



A.Ö: Ben aynı zamanda Amerikan vatandaşıyım. Arem, eski Türkçede ‘her derde deva’ demek. Türk kökenliyim.





Kaç yaşındasın?



28



Arman senin nasıl başladı müzik yolculuğun?



Arman Aydın: Babamın mesleğinden dolayı ben de yurt dışında doğdum. İrili ufaklı farklı ülkelere girdim, çıktım. 8-11 yaş aralığımda yurt dışında yaşadığım için yabancı kanalları izleme olanağım oluyordu. O kanallar sayesinde elektronik müzikle ve dj’lerle tanıştım. Bu işi yapma kararını 8 yaşımdayken aldım. Gittiğim okulda klarnet eğitimi aldım. Üniversite dönemimde Türkiye’ye geldim ve müzikal anlamda edindiğim deneyimlerimi kendi müziğime aktarmayı tercih ettim. 2010 yılında da her şeyimi bu işe vererek başladım.



Birlikte müzik yapma fikri nasıl ortaya çıktı?



A.Ö: İkimiz de Ankara’da mahalle arkadaşıyız. Ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. Daha öncesinde birbirimizin çalışmalarını duymuştuk. Tanıştığımız günden bu yana da neredeyse her gün beraberiz.



A.A: Aslında başta Arem kendi ürettiği müziği yapıyordu, ben de kendi ürettiklerimle yoluma devam ediyordum. Bir noktadan sonra ise güçlerimizi birleştirmenin daha mantıklı olacağını fark ettik. Özelikle ilk bilinen şarkımız “Imagine”le birlikte iyice tavan yaptı bu birlikteliğimiz.



Kaç yıldır birlikte çalışıyorsunuz?



A.A: Aslında 6 yıllık bir arkadaşlığımız var. Müzikal olarak 3 yıldır beraberiz.



“Imagine” şarkısından önce başka çalışmalarınız oldu mu?



A.A: Aslında Imagine’den önce de bir tane vardı ama o bir radyo şarkısı değildi.



A.Ö: EDM (Elektro Dans Müzik) dediğimiz bir kategori var müzikte. Aslında kökenimiz de bu. Dolayısıyla çok daha enerjik ve hızlı müzikleri üretirken, Imagine daha radyolara ve geniş kitlelere hitap eden ilk çalışmamız oldu. O nedenle insanlar ilk parçamız olarak “Imagine”ı biliyorlar.



A.A: Arem ve ben aynı zamanda dünya çapındaki superstar DJ’ler tarafından da destekleniyorduk. Bizi Türkiye’den önce yurt dışı zaten keşfetmişti. Türkiye biraz daha geç fark etti.



Hep böyle oluyor genelde… Neden sizce?



A.A: Çünkü yurt dışında o müziğin alıcısı çok fazla.



Haklısın. Türkiye’de elektronik müzik kendine biraz geç yer edindi…



A.A: Evet.



Peki İzmir Marşı’nı yeniden düzenleme ve yurt dışında çalma fikri nasıl oluştu? Dünyaca ünlü Türk DJ Ümmet Özcan, Çin’de geniş bir kalabalığa çalmıştı ve çok büyük ilgi görmüştü…



A.A: Türkiye’de çok büyük organizasyonlar yapan "One Colony" adlı bir firmayla çalışıyoruz. Ülkemizde elektronik müzik kültürünü benimseten bir firma bu diyebiliriz. One Colony'nin tek sanatçısı da bizleriz. Onlar da bu tarz büyük konserler ve elektronik müzik festivalleri düzenlerken, DJ Ümmet Özcan’ı birkaç kez Türkiye’ye getirmişlerdi. O esnada biz de Ümmet’le tanışma fırsatı bulduk. Yaptığımız işleri de oldukça beğeniyle karşıladı. 2 yıl önce geldiği konserde de birlikte bir stüdyo çalışması yaptık.





A.Ö: Bir önceki açıklamamda da belirttiğim gibi bizler EDM dediğimiz daha enerjik ve tempolu müziklerin yer aldığı alandan gelen müzisyenleriz. Dolayısıyla o dönemlerde yapmış olduğumuz parçalar, dünyanın dört bir yanındaki festivallerde ve en çok dinlenen radyo kanallarında çalınıyordu. Arman ve ben hemen hemen gittiğimiz her konserde Türk bayrağını büyük bir gururla dalgalandırıyoruz. Elimizde böyle bir fırsat varken, yapmış olduğumuz her parçayı neredeyse her festivalde ve önemli radyolarda yer verebiliyorken, bir Türk marşının bütün dünyada çalınacak gücü elde edebiliyor olma fikri bizi çok heyecanlandırdı. Yaptığımız herhangi bir besteyi, örneğin Belçika’daki bir festivalde ya da Kanada’daki bir festivalde çaldırabiliyorken, herhangi bir Türk marşının oralarda çalınıyor olması bizim için çok gurur verici olacağı için böyle bir projeyi hayata geçirmek istedik.



Peki ilk kez nerede çalındı İzmir Marşı?



A.Ö: İlk defa Antalya’daki Magic Break Festivali’nde çaldık. O da aslında her DJ’in yaptığı test gibi bir şeydir. Parça bittikten sonra bakarsın nasıl tepkiler geliyor diye… 2 saatlik bir sahne performansının son parçası olarak çalmıştık. Sahneden indiğimiz zaman hiç unutmuyorum, parça bittikten sonra bile insanlar bağıra çağıra İzmir Marşı’nı söylüyorlardı.



Sizin yaptığınız versiyonda sözleri yok üstelik…



A.Ö: Evet, sadece melodisini kullanıyoruz. O festivalden sonra 5 ay boyunca çalmadık. Ancak 5 ay sonra Hatay’da düzenlenen bir festivalde çaldık. Bizim sahneye çıkacağımızı bir Belediye Başkanı anons etmişti. Başkanın “Birazdan Arem ve Arman sahnede olacak” sözlerinin ardından bir anda 8 bin kişi birden İzmir Marşı’nı söylemeye başladı.



A.A: Kulaktan kulağa yayılarak duyulmuş parça.



A.Ö: Evet, çünkü biz hiçbir yerde paylaşmamıştık. Sadece 5 ay önce Antalya’da çalmıştık.



Peki yurt dışında nasıl tepkiler aldınız?



A.A: İzmir Marşı gerçekten çok enerjik ve soundu dünya çapında olan bir çalışma. Ümmet de zaten bu soundun öncülerinden biri. Melodi çok etkileyici ve müziğin dili de evrensel olduğu için yurt dışındaki dinleyiciler de çok ilgi gösterdi. Bu melodinin farklı bir melodi olduğunu insanlar ilk andan itibaren benimsedi.



Peki şu an yakaladığınız bu başarıyı ileriye taşımakla ilgili atılımlarınız olacak mı?



A.A: Arem’le en çok özendiğimiz şey, ne tarzda şarkı çıkartırsak çıkartalım, yapabileceğimizin en iyisini yapmaya özen göstermemiz. Hiçbir zaman üzerine planlanmamış ve düşünülmemiş bir çalışmamız olmadı. Bunu da hep aynı çıtada devam ettirmek istiyoruz. Öte yandan bu şarkılardan elde ettiğimiz başarıyla çok daha büyük isimlerle, çok daha global işler çıkartmak istiyoruz.



A.Ö: Şu an önümüzde iki proje var. Biri, son derece cool bir parça. Klibi de yeni çekildi. İlk olarak o geliyor.



Ne zaman dinleyeceğiz?



A.Ö: Nisan sonu ya da mayıs ayının başlarında yayında olacak. Öte yandan yaz sezonu geliyor ve çok değerli birçok festival var önümüzde. Bununla ilgili planlamalar da hemen hemen yapıldı. Arkasından da en kısa sürede İzmir Marşı çalışmamızı yayınlamak istiyoruz. Aslında en büyük amacımız bu marşı bütün dünyaya duyurmak.



A.A: Türkiye’yi müzikal anlamda tüm dünyada temsil edebilen insanlar olarak kariyerimize devam etmek istiyoruz. Yerel değil de dünya çapında işlere imza atan bir ikili olarak yolumuza devam etmek istiyoruz.



Yeni parçanızın nasıl bir soundu var, klibi de oldukça farklıymış sanırım…



A.A: Şarkı, Arem’le bize oldukça mutluluk veren bir parça.



Sözleri var mı?



A.A: Var. ortaya çıkış hikayesi de çok ilginç. Bir ara herkesin bize fikir verdiği bir dönem oldu hayatımızda. Arem’le birlikte bütün o konuşmaların hepsini stüdyonun dışında bırakıp kapıyı kapattıktan sonra “Oh be” diyerek başladığımız bir çalışma oldu bu. Dolayısıyla fazlasıyla bizi yansıtan ve içimizdeki enerjiyi, heyecanı ve mutluluğu aktarmak ve insanlara bunu aşılamak istediğimiz bir parça oldu.



Sözleri kime ait?



A.A: Isabel adında Hollandalı bir vokaliste ait. Parçayı da o seslendiriyor. Parçanın geriye kalan her şeyini biz yaptık. Türkiye’de müziğin algısı genellikle üzüntülü ve daha düşük tempolardan oluşmaya başladı. Ama bu parça tamamen keyifli, neşeli ve enerjik bir ritme sahip. Bu parça için insanı ferahlatan bir şarkı diyebiliriz.



Ülkece böyle şarkılara ihtiyacımız var…



A.A: Bizim de böyle bir şey yapmaya ihtiyacımız vardı.



Yolunuz açık olsun o halde.



A.A: Çok teşekkür ederiz.



A.Ö: Teşekkürler. Kararlı ve emin adımlarla ilerliyoruz. Önümüzdeki günlerde adımızı sıkça duyacaksınız.












Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi Komutan askerlere cinsel saldırıda bulunmuştu...