Çin ile ABD arasında tehlikeli gerginlik. Şi'den Biden'a şoke eden tehdit: Ateşle oynayan kendini yakar
Çin Devlet Başkanı Şi, ABD Başkanı Joe Biden ile telefonda görüştü. Şi, Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde, Tayvan konusunda yabancı müdahalesinin kabul edilmeyeceğini belirterek, "Ateşle oynayan kendini yakar." dedi.
ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ekonomik ve jeopolitik gerilimler de dahil olmak üzere ikili ilişkileri ele almak üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Beşinci kez telefonda görüşen Biden ve Xi'nin görüşmesi 2 saatten fazla sürdü.
Beyaz Saray, görüşmenin yerel saatle sabah 08.33’te başladığını ve 10.50’de sona erdiğini aktardı. Beyaz Saray tarafından yapılan yazılı açıklamada, görüşmenin ABD ve Çin arasındaki iletişim hatlarını sürdürme ve derinleştirme, farklılıkları sorumlu bir şekilde yönetme ve iki ülkenin çıkarlarının örtüştüğü yerlerde birlikte çalışma çabalarının bir parçası olduğu aktarıldı.
Açıklamada, Biden ve Xİ'nin ikili ilişkiler ile diğer bölgesel ve küresel meseleleri ele aldıkları aktarılarak, iklim değişikliği ve sağlık güvenliğini ele almak için kendi ekiplerini görevlendirdiği ifade edildi.
Açıklamada, Tayvan konusunda Başkan Biden'ın ABD politikasının değişmediğini, ABD’nin statükoyu değiştirmeye veya Tayvan Boğazı’ndaki barış ve istikrarı baltalamaya yönelik tek taraflı çabalara şiddetle karşı çıktığını vurguladığı belirtildi.
EN SON MART AYINDA KONUŞMUŞLARDI
En son geçtiğimiz mart ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden kısa bir süre sonra bir araya gelen Biden ve Xi’nin bugünkü görüşmesi, Çin’in Tayvan üzerinde tehdit oluşturması, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline yanıt olarak Çin’in Rusya’yı kınamaması ve ekonomik rekabet gibi gerilimlerin mevcut olduğu konular etrafında yapıldı. Biden, mart ayında Xi ile yaptığı son görüşmede Çin’in Rusya’nın savaşına maddi destek vermesinin “sonuçları” olacağı konusunda uyarıda bulunmuştu.
“BIDEN, ÇİN İLE TEMASTA KALMAK İSTİYOR”
ABD’li yetkililer, Başkan Biden’ın Çinli mevkidaşıyla görüşmesinin Tayvan üzerindeki gerilimi düşürmeye yardımcı olacağını ifade etti. ABD Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby dün yaptığı açıklamada, Biden ve Xi’nin düzenli olarak temas etmesinin önemli olduğunu söylemişti.
Kirby, “Başkan Biden, sadece o bölgede değil, tüm dünyada sahip olduğumuz en önemli ikili ilişkilerden biri olan Çin’in devlet başkanı ile iletişim hatlarının açık kalmasını sağlamak istiyor. Çin ile işbirliği yapabileceğimiz konular olduğu gibi açıkçası sürtüşme ve gerilimin olduğu konular da var. Bu, her iki ülkenin de ötesinde sonuçları olan, dünyadaki en önemli ikili ilişkilerden biridir” dedi.
ÇİN'DEN ÇOK SERT AÇIKLAMA
ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ekonomik ve jeopolitik gerilimler de dahil olmak üzere ikili ilişkileri ele almak üzere telefonda görüştü. Liderler arasındaki 5’inci görüşme iki saatten fazla sürerken, Çin Dışişleri Bakanlığı görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yayınladı.
Liderlerin, Çin-ABD ilişkileri ve çıkarları hakkında samimi bir iletişim ve fikir alışverişinde bulunduğu aktarılan açıklamada, “Değişim ve düzensizlik dünyası ile karşı karşıya kalan uluslararası toplum ve dünyanın dört bir yanındaki insanlar, Çin ve ABD'nin dünya barışını ve güvenliğini sağlamasını, küresel kalkınma ve refahı teşvik etmede liderliği üstlenmesini bekliyor. Bu, iki büyük ülke olan Çin ve ABD'nin sorumluluğundadır” denildi.
"XI, TAYVAN BOĞAZI'NIN HER İKİ TARAFININ DA TEK VE AYNI ÇİN'E AİT OLDUĞU GERÇEĞİNİ VE STATÜKONUN AÇIK OLDUĞUNU VURGULADI"
Xi’nin görüşmede, Çin'in Tayvan sorununa ilişkin ilkeli tutumunu ayrıntılı olarak açıkladığı aktarılan açıklamada, “Xi, Tayvan Boğazı'nın her iki tarafının da tek ve aynı Çin'e ait olduğu gerçeğini ve statükonun açık olduğunu vurguladı. Üç Çin-ABD ortak bildirisi, iki tarafın verdiği siyasi taahhütleri somutlaştırıyor ve tek Çin ilkesi, Çin-ABD ilişkilerinin siyasi temeli. Çin, ‘Tayvan bağımsızlığına’ yönelik ayrılıkçı hareketlere ve dış güçlerin müdahalesine kesinlikle karşı çıkıyor” denildi.
"ATEŞLE OYNAYAN KENDİNİ YAKAR"
Çin hükümetinin ve halkının Tayvan sorunundaki konumunun net olduğu vurgulanan açıklamada, “Çin'in ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla korumak, 1,4 milyardan fazla Çinlinin kesin iradesidir. Kamuoyuna meydan okunamaz. Ateşle oynayan kendini yakar. ABD tarafının bunu açıkça görebileceğini umuyoruz. ABD, tek Çin ilkesine saygı göstermeli ve üç ortak bildiriyi hem sözlü hem de fiili olarak uygulamalıdır” denildi.
Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada ise, Tayvan konusunda Başkan Biden’ın ABD politikasının değişmediğini, ABD'nin statükoyu değiştirmeye veya Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı baltalamaya yönelik tek taraflı çabalara şiddetle karşı çıktığını vurguladığı belirtilmişti.
Kirby, bugünkü görüşmenin bir parçasının Tayvan üzerindeki gerilimler, ekonomik ilişkiler ve Çin’in Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına tepkisi olacağını söylemişti.
ABD’DEN TAYVAN’A ZİYARET KRİZİ
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Çin’in üzerinde hak iddia ettiği Tayvan’a muhtemel ziyaretiyle ilgili endişelerin artması üzerine Çin bu konuda sert yanıt vermişti. Pelosi’nin ABD’den gayriresmi savunma desteği alan ancak Çin’in kendi topraklarının bir parçası olarak gördüğü Tayvan’a ziyareti durumunda Çin böyle bir geziyi bir provokasyon olarak göreceğini söyledi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, “ABD kendi yolunda gitmekte ve Çin’e meydan okumakta ısrar ederse kesinlikle güçlü tepkilerle karşılaşacaktır” demişti.
Pelosi, Tayvan’a seyahat ederse en son 1997’de o zamanın ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich tarafından ziyaret edilen Tayvan’a seyahat eden en üst düzey ABD yetkilisi olacak. Biden, geçen hafta yaptığı bir açıklamada ise ABD yetkililerinin şu anda Tayvan’ı ziyaret etmesinin “iyi bir fikir olmadığını” söylemişti.
ÇİN VE ABD ARASINDAKİ GERİLİM
Çin ve ABD arasındaki gerilimler, iki ülkenin küresel sağlık, ekonomi politikası, insan hakları konusundaki farklı bakış açıları da dahil olmak üzere Çin’in Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınamayı reddetmesiyle birlikte uzun süredir devam ediyor. ABD’li kaynaklara göre, ABD ve Çin’in diğer gerginlik noktaları arasında ise ABD’nin soykırım olarak ilan ettiği Çin’in Uygur Türklerine yönelik muamelesi, Güney Çin Denizi’ndeki militarizasyonu, küresel ekonomik ve siyasi casusluk kampanyası gibi konular yer alıyor.