Çiftçilerin aldığı kredinin faizleri silinecek. Tarımsal destek ödemeleri artacak. Mazot, gübre, yem ve tohum gibi destek ödemeleri erken ödenecek

Tarımla ilgili çok önemli yazılar yazan ve bu konuda sürekli uyarılarda bulunan ekonomist Ali Ekber Yıldırım, 6'lı masanın ortak mutabakat metnini inceledi ve çiftçilerle ilgili müjdeleri yazdığı bir yazıyla duyurdu. Çiftçilere verilen tarımsal destek ödemeleri geriye çekiliyor, kullanılan kredilerin faizleri siliniyor, tarımda indirimli elektrik ve su tarifeleri uygulanıyor. İşte vaatler...

Ekonomim.com'dan Ali Ekber Yıldırım'ın "Millet İttifakı’nın vaatleri tarımda sorunları çözmeye yeter mi?" başlıklı yazısı

Seçim öncesinde, Millet İttifakı’nı oluşturan 6 partinin liderinin de katıldığı toplantıda “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” kamuoyuna açıklandı. Toplam 44 sayfa 2 bini aşkın maddeden oluşan bu metinde tarım, gıda, kırsal kalkınma, iklim değişikliği ve diğer konularda da çok önemli vaatler var.

Öncelikle, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” nin farklı görüşte 6 siyasi partinin uzlaştığı bir metin olduğunu ve seçimi kazandıkları taktirde bu vaatleri uygulamaya geçirebileceklerini hatırlatmak gerekir.

Tarım konusundaki vaatlerin hiç birisi ilk kez duyduğumuz vaatler değil. Daha önce de dile getirilen, vaat edilen ama birçoğu yerine getirilmeyen vaatler. Bu 6 parti verdiği vaatleri yerine getirebilir mi? Öncelikle seçimi kazanmaları gerekiyor. Seçimi kazandıktan sonra da bu vaatlerin bir öncelik sıralamasına ve takvime bağlanması gerekir. Bazıları hemen yapılabilir. Bazıları yasal düzenleme olmadan uygulanamaz. Bazıları çok daha uzun süre alır, bazıları ise hiç uygulanmayabilir.

Kurumsal düzeyde neler yapılacak?

Millet İttifakı’nın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” kapsamındaki vaatlerden bir bölümü kurumsal yapı değişikliğini öngörüyor.

1-Tarım ve Orman Bakanlığı’nın adı “Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı” olacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise “İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı” olarak yapılandırılacak. Tarım ve orman ayrılacak. Bakanlık isminin değişmesi için kanun değişikliğine, yasal düzenlemeye ihtiyaç var.

2- Tarım Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı “tarımsal dönüşümü sağlayacak” şekilde yeniden yapılandırılacak.

3- Bakan yardımcılıkları kaldırılarak müsteşarlık sistemine yeniden geçilecek. Bakan yardımcılığı sisteminin özellikle tarıma hiç katkısı olmadığını söyleyebiliriz. Mevcut uygulamada bakan yardımcıları çoğunlukla “siyasi atama” olduğu için, her bakan yardımcısı bakan olmaya çalışıyor.

4- “Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları ve ofisleri lağvederek görev ve yetkilerini ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceğiz.” deniliyor. Tarımla ilgili bir kurul yok. Sağlık ve Gıda Kurulu kapatılacak.

5- Büyükşehir Yasası’yla mahalleye dönüştürülen köylere tüzel kişilikleri iade edilecek.

6- Tütün Yasası ile kurulan “Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu” ve Şeker Yasası ile kurulan “Türkiye Şeker Kurumu”, Biyogüvenlik Yasası ile kurulan Biyogüvenlik Kurulu daha sonra kapatıldı. Şimdi bu 3 kurumun yeniden kurulması öngörülüyor.

Bakanlığın adının değiştirilmesi, tarım ve ormanın ayrılması, müsteşarlık sistemine yeniden geçilmesi ve en önemlisi de “köy” tüzel kişiliğinin yeniden getirilmesi önemli ve olumlu bir adım olacak. Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatması ile çıkarılan Tütün Yasası ve Şeker Yasası ile oluşturulan iki kurumun ve Genetiği Değiştirilmiş Organizma(GDO) konusunda çalışan Biyogüvenlik Kurumu’nun yeniden kurulması tartışılabilir. Bu kurumların nasıl çalışacağı önemli.

Tarımsal destekler, fiyat, kredi ve üretime ilişkin vaatler

7- Adalet ve Kalkınma Partisi(Ak Parti) hükümeti döneminde 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesine göre çiftçiye Gayri Safi Milli Hasıla’nın en az yüzde 1’i kadar tarımsal destekleme ödenmesi gerekiyor. 2006’dan beri bu madde hiç uygulanmadı. Millet İttifakı, bu maddeyi uygulayacağının sözünü veriyor. Tarımsal destekler, üretimi ve verimliliği esas alan, havza bazlı, bölgeler arası farklıkları gözeten, sürdürülebilir ve etkin bir biçimde uygulanacak.

8- Tarımda kullanılan mazotta Özel Tüketim Vergisi(ÖTV) kaldırılacak, gübre ve tohum maliyetinin yüzde 50’siçiftçiye destek olarak verilecek.

9- Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulanacak, sulama ve elektrik faturalarının hasattan sonra tahsil edilmesi sağlanacak.

10- Temel tarım ürünlerinde taban fiyatları maliyet, kur, enflasyon ve çiftçilerin insan onuruna yaraşır gelir sağlamayı dikkate alarak belirlenecek.

11- Tarımsal ürün alım fiyatları ekim öncesi ilan edilecek, mazot, gübre, yem ve tohum gibi girdi destekleri çiftçi tarlasını sürmeden, süt sağılmadan, besi hayvanı kesime gitmeden önce verilecek, diğer destek ödemeleri üretim sonrası 90 gün içinde ödenecek.

Tarımsal desteklerle ilgili en önemli sorun, desteklerin çok geç açıklanması ve çok geç ödenmesi. Bugüne kadar görev yapan tarım bakanlarının hemen hepsi ‘tohum tarlaya düşmeden tarım desteklerini açıklayacağız’ dedi ama hiç biri başarılı olamadı. Millet İttifakı da bunu vaat ediyor. Bakalım yerine getirebilecek mi? Ayrıca, mazot, gübre, tohum ve enerji çiftçinin üretim maliyetlerinde en önemli kalemi oluşturuyor. Bu girdilerde yapılacak vergi indirimi ve destekler üretimi ve maliyetleri, dolayısıyla fiyatı doğrudan etkiler. Umarız verilen bu sözler yerine getirilir.

Çiftçinin kullandığı kredinin faizi silinecek

12- Ziraat Bankası tekrar çiftçinin bankası yapılacak. Çiftçilerin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredinin faizi silinerek yeniden yapılandırılacak. Zirai kredilerin geri ödeme takvimi hasat dönemine göre belirlenmesi sağlanacak. Tarımsal yatırımlara uygun koşullu kredi desteği verilecek.

13- Çiftçinin Tarım BAĞ-KUR prim ödemeleri hasat sonrası faizsiz ödenecek şekilde planlanacak ve sağlık güvencesinden faydalanması sağlanacak.

Ziraat Bankası ve tarım kredileri ile ilgili vaatler çok genel ve yüzeysel. Ziraat Bankası çiftçiden başka kimseye kredi vermeyecek mi? Özel bankalar da dahil zaten kredi geri ödemeleri hasat dönemine uygun veriliyor. Tarımsal yatırımlara da kredi veriliyor. Önemli olan kredinin faizi, çiftçinin ödeme gücü. Bunlarda iyileştirmeler yapılması gerekir. Kredilerin yeniden yapılanması ve faizlerin silinmesi elbette önemli.

Hayvancılık, mera, yem, et ve süt ile ilgili verilen sözler

14- Parite uygulaması getirilerek çiğ süt ve et üreticileri yem fiyatlarındaki artışlara karşı korunacak.

15- Hayvancılıkla uğraşan ancak mali gücü yeterli olmayan ailelere hibe, ucuz kredi ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM) aracılığıyla ucuz damızlık hayvan desteği sağlanacak.

16- Yem bitkilerinin üretimi teşvik edilecek, kullanımına destek sağlanacak.

17- Veterinerlik hizmetleri yaygınlaştırılarak buzağı ve kuzu ölümleri azaltılacak. Veterinerlik hizmetlerinde kullanılan aşıların yerli üretimi teşvik edilecek. Suni tohumlama ücretsiz hale getirilerek yaygınlaştırılacak.

18- Damızlık hayvan ihtiyacının yurt içinden karşılanması için kanatlı sektörüne Ar-Ge desteği verilecek.

19- Mera tespit ve tahdit çalışmaları hızla tamamlanacak, kapalı mera alanları kullanıma yeniden açılacak ve tüm meralar ücretsiz hale getirilecek.

20- Arıcılıkta standardizasyonu sağlamak için Kovan Standardizasyonu, Bal Çeşitlerinin Belirlenmesi, Kalıntı İzleme Projeleri uygulanacak. Bal sektörüne kalite kriterleri getirilerek, taklit ve tağşiş ürünlerde gerekli denetimler yapılacak. Arıcılara konaklama, yol yardımı ve sigorta, enerji-elektrik, konaklama yerleri, şeker ihtiyaçları, ekipman ihtiyaçları gibi konularda destek sağlanacak.

21- Denizlerde ve iç sularda sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığı desteklenecek.

Tarımda şu anda en sorunlu alanlardan birisi hayvancılık.Hayvancılık konusundaki vaatlerin sahada yaşananlarla çok örtüşmüyor. Sahadaki yaşanan sorunlara bu vaatlerle çözüm bulmak zor. Büyükbaş hayvancılığa ve onda da ithalata dayalı bir politika var. Bu politika nasıl değiştirilecek? Çiğ süt fiyatı nasıl belirlenecek? Süt yem paritesi öngörülüyor ama bu nasıl sağlanacak? Bu ve benzeri birçok soruya yanıt bulunması gerekiyor. Gerekirse hayvancılık sektörü temsilcileri ile kapsamlı bir toplantı yapılarak sorunlar ve çözümler dinlenerek bu bölüm güncellenmeli.

Kooperatifçilik ve örgütlenmede neler yapılacak?

22- Üretici kooperatifleri güçlendirilecek ve desteklenecek. Üretici birlikleri ve kooperatifler gibi tarımsal örgütlerin kurumsal kapasitesi güçlendirilerek etkin hale getirilecek. Kooperatiflerin finansman ihtiyacını karşılayabilecek, sermaye temerküzü, kitle fonlaması ve benzeri uygulamalar ülke kooperatifçiliğine uyarlanacak ve şeffaf bir şekilde gözetimi sağlanacak.

23- Tarım Kredi Kooperatifleri asli işlevine odaklanarak, gübre, tarım ilacı, tohum, yem gibi dışa bağımlı olduğumuz tarımsal girdilerin ülkemizde üretimine ve girdi fiyatlarında istikrarın sağlanmasına yönelik yatırımlar gerçekleştirmesi sağlanacak.

24- Süt Üreticileri Birliği, Damızlık Üreticileri Birliği gibi kuruluşların daha etkin hale getirilerek amacına uygun hizmet etmesi sağlanacak.

Kooperatif, birlikler ve üretici örgütleri ile ilgili vaatlerin de mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu vaatlerle tarımda örgütlenme ve kooperatifçilikte başarı elde edilemez. Örgüt enflasyonunun yaşandığı gerçeği dikkate alınarak mevcut örgütler ya işlevsel, çalışabilir hale getirilmeli ya da birleşmeler ve yeni bir modelle kooperatifçilik, üretici birlikleri, ziraat odaları ve diğer örgütlerin etkin ve verimli çalışması sağlanmalı.

Eksiklikler ve tartışılacak vaatler

Millet İttifakı’nı oluşturan 6 parti tarım, gıda, su, toprak, çevre, iklim krizi ve diğer konularda bir metin üzerinde uzlaşmış. Bu kadar uzun bir metinde çok doğru, yerinde ve olması gereken vaatler de var, eksiklikler, eleştirilecek yanları da var. Örneğin, böyle bir metinde son 20 yılda 10 kez gündeme getirilen zeytin sahalarının madenciliğe açılması konusunda “zeytin sahalarının madenciliğe açılmasına kesinlikle izin verilmeyecek” diye bir madde okumak isterdim.

Yine son yıllarda moda olarak yayılan ve birçoğu mera veya tarım arazisine yapılan tarıma organize sanayi bölgeleri ile ilgili olarak tarım topraklarını, meraları koruyucu bir bakış açısı olması gerekirdi. Aksine, “Tarım Organize Bölgeleri kurarak sanayi, lojistik ve pazarlama faaliyetlerini birbirine entegre edeceğiz. Tarım Organize Bölgelerinin demiryollarına entegrasyonunu sağlayacağız.” denilerek daha fazla tarım toprağının heba edilmesine yol açılabilir.

Yine ithalatla ilgili net bir söylem yok. İthalata dayalı politikadan üretim politikasına geçiş daha net vurgulanabilirdi. İthalatla ilgili şöyle deniliyor: “Tarımsal ürün ithalat izinlerini, yeter miktarda üretilmeyen veya üretilme imkanı olmayan ürünler ile Dahilde İşleme Rejimi ile sınırlı tutacak ve rekabetçi bir ortamda şeffaf bir şekilde vereceğiz. Hasat dönemi öncesi ve hasat döneminde ithalata izin vermeyeceğiz.”

İhracat ve son dönemde birçok üründe uygulanan ihracat yasakları ile ilgili ne yapılacağı pek belli değil.

Tarımsal girdilerde dışa bağımlılığı azaltmak için araştırma ve geliştirme destekleri verileceği, gübrede yeni tesisler kurulacağı ifade ediliyor, ancak bu girdilerde hammaddede de dışa bağımlılık yüzde 90’lar seviyesinde. Tesis yapsanız bile hammadde dışarıdan alınacak. Alternatif çözümler bulmak gerekir. Yani soya yerine ikame bir ürün koymazsanız her sene 3 milyon ton soya ithalatı devam eder.

Özetle, yazdıklarımızın yanı sıra iklim, su, toprak, kırsal kalkınma, köyler, ve daha birçok konuda vaatler var. Bunların hepsini bir yazıya sığdırmak elbette mümkün değil. Yeri geldikçe onları da yazar, konuşuruz.

Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde dikkat çeken bazı vaatler

Her 5 yılda bir tarım ve hayvancılık sayımı yapacağız.

Su havzalarını, sulak alanları ve su varlığımızı koruyacak, varlığını sürdürmesini sağlayacak, ayrım gözetmeksizin herkesin ücretsiz, güvenilir suya erişim hakkını yasal güvenceye kavuşturacak bir Su Kanunu’nu derhal çıkaracağız.

Çiftçilerimizin traktör, biçerdöver, tarım makinaları gibi tarımsal üretim araçlarının ve canlı hayvan varlığının hiçbir şekilde haczedilmemesini sağlayacağız.

Tarımsal ürünlerin yurt içi ve yurt dışı pazarlarda yer bulması için markalaşmaya ağırlık vereceğiz.

Küçük aile çiftçilerine örnek projeler yaparak hibeyle destekleyeceğiz.

Köylerimizde sosyal yaşam alanları kuracağız.

Köy okulları ve sağlık ocaklarını yeniden açacağız.

Ziraat Mühendisi, veteriner hekim, ziraat teknikeri gibi en az bir teknik personeli üretim desenine göre bir köyden sorumlu tutacağız.

Konya’daki Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nü, Bahri Dağdaş İklim Değişikliğine Adaptasyon Merkezi olarak hizmet verecek yapıya kavuşturacağız.

Atatürk Orman Çiftliği projesine sahip çıkarak aynı isimle bir Tarım Bilimleri Akademisi kuracak, bu akademide tarım teknolojilerini geliştirip akademiyle bağlantılı olarak kurulacak olan tarım meslek liselerinin eğitim altyapısını tamamlayacağız.

Şehir tarımını ve topraksız dikey tarımı destekleyeceğiz.

Tarım topraklarımızı ve meralarımızı koruyacağız.

Az topraklı ve topraksız çiftçilerimizi topraklandıracağız.

Tarlasını ekemeyen, bahçesine, bağına bakamayan yaşlı, engelli başta olmak üzere ihtiyaç sahibi çiftçiye, üretimden hasada kadar destek vererek milli servetin yok olmasına izin vermeyeceğiz.

Toprak analizini zorunlu hale getirecek, çiftçimizin analizleri ücretsiz yaptırabilmelerini sağlayacağız.

Başta sulama kanalları olmak üzere GAP, KOP ve DAP projeleri kapsamındaki altyapı yatırımlarının tamamlanmasına öncelik vereceğiz.

Tarımsal ve işlenmiş gıda ürünlerinde tarladan çatala kayıp noktalarını belirleyerek gıda israfını önleyeceğiz

Pestisit kullanımını sıkı denetimlere tabi tutacağız.

Nitratlı gübre dışında organik, organo-mineral gübreler de dahil tüm gübre çeşitlerinde uygulan karekod sistemini çiftçiye mali yük olmaktan çıkartacağız.

Mevsimlik tarım işçilerinin kayıt sistemi ile takibini oluşturacağız.

A101 26 Aralık Perşembe aktüel kataloğu yayımlandı Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında