CHP'den Abdulkadir Selvi'ye tepki: Bu belgeyi derhal milletimizle paylaşmaya davet ediyoruz
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi'nin bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Milli Eğitim Bakanlığı'na gitmesiyle ilgili yazdığı yazıya CHP'den tepki geldi. CHP İletişim Koordinatörlüğü bir açıklama yaparak Selvi'ye çağrıda bulundu.
CHP İletişim Koordinatörlüğü'nün yaptığı açıklama şöyle:
Hürriyet Gazetesi yazarı Sn. Abdülkadir Selvi, 03 Ocak 2022 tarihli köşe yazısında, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı açıklamaya ilişkin bazı hayal ürünü iddialarda bulunmuştur.
Öncelikle Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’den, 29 Aralık 2021 günü saat 10.51’de randevu talebinde bulunulmuş, aynı gün saat 23.00’e kadar hiçbir geri dönüş yapılmaması üzerine, 30 Aralık 2021 günü saat 13.00’te basın açıklaması yapılmıştır. Dolayısıyla açıklama, randevu talebinden yaklaşık 27 saat sonra gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca, söz konusu köşe yazısında yer alan, Milli Eğitim Bakanlığı kapısına zincir ve kilit takılması talimatının, Sayın Genel Başkanımızın koruma polisi tarafından verildiği iddiası da tahmin edileceği gibi, uzun süre önce dalınan hülyanın ürünüdür. Görülmektedir ki, hayata geçirilen akla ziyan uygulamalar, kendilerinin dahi savunamayacağı bir noktaya gelmiştir. “Elimde belge olmadan konuşmam” diyen Sn. Selvi’yi, bu belgeyi derhal milletimizle paylaşmaya davet ediyoruz.
ABDULKADİR SELVİ NE YAZMIŞTI? İŞTE YAZISINDAN O BÖLÜM
BAKANLIK KAPISININ KİLİTLENMESİNİ KİM İSTEDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir süredir saat ve mekân bildirip kameralar eşliğinden bakanlıkların kapısına dayanıyor. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na gitti. Ama artık bu tarzı kabak tadı vermeye başladı. Çünkü cumhurbaşkanlığı adaylığına hazırlanan, ülkenin ana muhalefet partisinin liderinin marjinal sol sendikalara özenip bakanlıklara baskına gitmesinin hoş karşılanır bir tarafı kalmadı. Halkımız sokak eylemlerine prim verse marjinal solcular iktidar olurdu.
Kılıçdaroğlu bu tarzına daha ne kadar devam eder, orasını bilmiyorum. Ama bir durum değerlendirmesi yapmasında yarar var. Çünkü bu tür eylemlerle Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın önüne geçeyim derken hızla kendisini kriminalize ediyor.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’i yakından tanırım. Beğendiğim bir bakandır. Normalde değil Kılıçdaroğlu ile, en muhaliflerle bile diyalog kurmaktan çekinmeyen birisidir. Ama yeter ki yaklaşım tarzı düzgün olsun. Usul esastan önce gelir. Milli Eğitim Bakanı o sırada Cumhurbaşkanlığı’nda Strateji ve Bütçe Başkanlığı toplantısında. Kılıçdaroğlu’nun özel kalemi, bakanlığın özel kalemini arayıp randevu talep ediyor. Daha Bakan makamına dönmeden bu kez Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından saat 13.00’te Milli Eğitim Bakanlığı’na gidiyorum diye meydan okuyor. Milli Eğitim Bakanı da, Kılıçdaroğlu’nun bu emrivaki tarzından rahatsız oluyor. Olur tabii. Kılıçdaroğlu kendisini arayanlara hemen randevu veriyor mu? Muharrem İnce’nin, bazı CHP milletvekillerinin randevu taleplerine ne zaman dönmüştü? Bu yüzden CHP’den istifa etmek zorunda kaldılar. Ekrem İmamoğlu her istediğinde randevu veriyor mu?
KILIÇDAROĞLU’NUN ALGI OPERASYONU
Ankara’da herkes bilir. Hele hele Kılıçdaroğlu daha iyi bilir. Yıllarca bürokratlık yaptı. Milli Eğitim Bakanı ile görüşmek isteyenler, bakanlıktaki bölümden giriş yapar. Kılıçdaroğlu ise Atatürk Bulvarı’ndaki memur girişine geliyor. Tabii onlarca kamera ile. Son olarak o kapıda marjinal sol gruplar eylem yaptığı için o kapılar kapatılmış.
Şimdi gelelim kapıya kilit vurulmasına. Zaten maksat, o kapının kilitlenip üzerine zincir vurulmasında. Kılıçdaroğlu zincirleri kıra kıra geliyor algısı oluşturulacak ya. Kılıçdaroğlu’nun önünde kameralara açıklama yaptığı kapının kilitlenmesini Kılıçdaroğlu’nun koruması talep ediyor. Belgesiz konuşmam.