CHP lideri Özgür Özel partisinin grup toplantısında konuştu.. Özel, 20 Temmuz'da kimlerle Kıbrıs'a gideceğini açıkladı. Önder Sav, Erol Çevikçe ve Ayşe Ayata... Özel'den Tüm Türkiye'ye asgari ücret çağrısı. Bu gece 21:00'de eylemler başlıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Özel partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Özel, 20 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı uçağı ile KKTC'ye gitmeyeceklerini, THY'ye ait uçakla ve Önder Sav, Erol Çevikçe ve Ayşe Ayata ile birlikte gideceklerini açıkladı. Özel, CHP'nin eski genel başkanlarını da davet edeceklerini dile getirdi. Özel, asgari ücretin en az 25 bin TL olması gerektiğini dile getirdi. Özel, zam yapılanana kadar akşam 21:00 ışıkların açılıp kapatılması çağrısında bulundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Özel partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel konuşmasına Madımak ve Başbağlar katliamlarında hayatını kaybedenleri anarak başladı.
20 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gideceklerini belirten Özel, "Önceki dönem genel başkanlarımızla, 1974 Kıbrıs Harekatı'nda bakan olan, imzası olan sayın Önder Sav ile, sağlığı el verirse Erol Çevikçe ile beraber, Ayşe Ayaata ile (Dönemin Dışişleri Bakanı'nın kızı) Kıbrıs'ta olacağız. Ayşe hanım barış için tatile çıkmıştı, Barış Harekatı'nın 50. yılında Ayşe Hanımla birlikte 'Yurtta barış, adada barış, dünyada barış' demek için gidiyoruz " ifadelerini kullandı.
Özel, "Bütün Türkiye'ye sesleniyorum. Bu akşam saat 21.00'de ayağa kalk. Eğer zam istiyorsan, emekliye zam istiyorsan, asgari ücrete zam istiyorsan, ışıkları yakın ve kapatın." ifadelerini kullandı.
Özgür Özel, "Asgari ücretin 25 bin lira olmasını bekliyoruz. Zam yaparsan geçim olur, zam yapmazsan seçim olur". dedi.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Geçen hafta Sivas'taydık. 31 yıllık bir insanlık ayıbının 31. yılında ama birinci yılındaki kadar tepkili, yüreğinde acıyı hisseden ve adalet arayışındaki inancımızla Sivas'ta hep birlikteydik. Buradan, Madımak'ta katledilen 33 canımızı ve o günden bu yana acıyı yüreğinde hisseden aileleri, davayı ilk günden itibaren büyük bir sabırla, kararlılıkla takip eden hukukçu dostlarımızı, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanındaki canlarımızı ve o canların can dostu tüm insanlarımızı saygıyla selamlıyoruz.
Öyle acı günlerden geçtik ki, Sivas'ta daha acı yanarken, Madımak katliamında daha ateş soğumamışken yüreğimize bir ateş daha düştü. Öyle bir plan vardı ki, sanki Sivas'taki canlar ve o canların ölümünden canı yananlar, güya bir başka yerdeki bir acıya duyarsız kalacaklardı, hatta birilerinin zihin altına 'misilleme' gibi kazınacaktı. Bu sefer Erzincan Başbağlar'da 28'i kurşuna dizilerek, 5'i köyü bütün evleri ateşe verildiği için yanarak, yine 33 kişi öldü. Sivas'ta semaha duranları yaktılar diye, orada camiden çıkanları kurşuna dizdiler, evleri yaktılar. Ve bir tek amaç vardı, Türkiye'de bir mezhep çatışmasını tetiklemek, ,insanlar arasına nifak tohumları saçmak, kutuplaştırmak ve bu ülkeyi bir zaafiyet içinde bırakarak kolayca ele geçirmek. Sivas'ı yakan zihniyet ne kadar kara, ne kadar kötü, alçaksa; Başbağlar'ı da kurşuna dizip yakanlar aynı kötülükte, aynı alçaklıktadır. Türkiye'de Aleviler ile Sünniler, Türklerle Türkler kardeştir, onları birbirine düşürmeye çalışan kim varsa da kalleştir. Tüm Türkleri, Kürtleri, Alevileri, Sünnileri birlikte selamlıyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın Aleviler ile Sünnilerin kardeşliği.
Ve buradan bir kez daha eşit yurttaşlığa, anayasa önündeki eşitliğe, bir mezhebin bütün ihtiyaçları karşılanıyorken, diğerini görmeyen devlet anlayışına dikkati çekiyoruz; cemevleri ibadethane sayılıncaya kadar, devlet Alevilik inancını Sünnilik inancından ayırmayana kadar bu mücadelenin takipçisiyiz.
MİLLİ TAKIMA TEBRİK
Hafta sonu, bizim Türkiye ittifakı dediğimiz, yani milli takım gol atınca sevinen, filenin sultanları kazanınca sevinen herkes milli takımı izledi. Gerçekten de hak etmiştik, çok yaklaşmıştık ama maalesef futbolun cilveleri, kendi içindeki hataları ve elbette ki milli takımıza yapılan haksızlıklar, verilen haksız ceza, futbol yerine tartışmayı başka zeminlere çekenler ve bu konudaki UEFA'nın yaptığı büyük adaletsizliğin sonucunda milli takımımız son dakikaya kadar pes etmemesine rağmen, son 15 dakikadaki iki şanssızlık sonucunda kupaya veda etmek zorunda kaldı. Ama bütün takımımızı ve Türkiye'nin bütün renklerini birlikte kucaklayan, farklılıklarını Türkiye'nin gücü sayan ve milli takımı bir bütün olarak sahiplenen herkesin başarısını kutluyorum.
Toplumu göçmenler göçmen olmayanlar, sağcılar solcular, o mezhepten olanlar bu mezhepten olanlar diye bölüp her meseleyi bir başka tarafa yükleyip nefret üretenler Avrupa'da güçlenerek, faşizan ideolojileri, faşizmi hortlatarak aşırı sağı yükseltmeye çalışıyorlar. Avrupa bu konuda çok kötü deneyimler yaşadı ama yeniden hortluyor. Dünyanın bütün demokratları bir araya gelecek, faşizmi eninde sonunda yenecek!
"MAAŞLARDAN SIFIR ATMAYACAĞIZ"
CHP iktidarında yaşanacak olan şudur; AK Parti'nin yaptığı gibi yapacağız. Biz de sıfır atacağız. Ama onlar gibi enflasyonu yükseltip sıfırlar sığmayınca hem paradan, hem maaştan, hem etiketten sıfır atmayacağız. Altı tane de sıfır atmayacağız. Bir tane sıfır atacağız. O bir sıfır etiketlerden atacağız, fiyatlardan atacağız ama maaşlardan atmayacağız. AKP'nin, MHP'nin kıymetli seçmenlerine söylüyorum; 31 Mart'ta doğru yaptınız, dürüst, çalışkan, şeffaf adaylara oy verdiniz, o günden bugüne sizi pişman etmedik, etmeyeceğiz. Gelecek seçimlerde CHP'ye Türkiye ittifakına oy verdiğinizde, 10 yıl sonra cebinizdeki paranın 10 kat değerli olduğunu göreceksiniz. Bugünkü maaşı alıp, 4 liraya mazot kullandığınızı, 1 liraya ekmek aldığınızı, elektrik faturasının 500 lira değil 50 lira geldiğini düşüneceksiniz. Milli gelir artışı bu demektir. Biz gidip AKP'ye bunu yapalım diyoruz. Gelin vergide adalet sağlayın diyoruz. Geçici, dolaylı vergileri kaldırın, zenginlerden doğrudan vergi alın diyoruz. Onlar vatandaşı değil, yine yandaşı düşünüyorlar. Ne kadar kaçabilirler bilmiyorum, çünkü vatandaş seçim istediğini her gün daha yüksek sesle söylüyor. Yapılacak ilk seçimlerde partimiz iktidar olacak, Türkiye zenginleşecek, herkes rahatlayacak.
"BAYKAL'I DİNLEMEDİLER"
Şüphesiz perşembe günü sizlerin de yakalarında olacak olan, her sene yakamıza taktığımız artemisin, ölüm çiçeğini, hafıza çiçeğini bugünden yakama takmak istedim. Çünkü yarın Saraybosna'ya gidiyoruz. Bu çiçekte 11 yaprak var. Bu 11 yaprak 11 temmuz gününü sembolize ediyor. Yeşil umudu, beyaz masumiyeti temsil ediyor. Ve katliamdan 3 yıl önce Sırp kuşatmasındaki Bosna'ya ateş altında, Mostar'a ilk ziyareti genel başkanımız Deniz Baykal gerçekleştirdi. Deniz Baykal, o gün tüm dünyayı uyardı; tedbir almazsak burada büyük bir felaket, soykırım yaşanacak dedi. Deniz Bey'i dinlemediler. Aynı şimdi Filistin'e yaptıkları gibi, hepsinin bir bahanesi vardı. Ama şimdi BM 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımı'nı Anma Günü ilan etti. Biz, Sivas'ı, Başbağlar'ı, Srebrenitsa'yı unutturmayacağız, Filistin'i yalnız bırakıp bu felaketin sürmesine izin vermeyeceğiz.
Kadınlar kararlarını kendileri verirler. Kadının ne yiyeceğine, ne içeceğine, ne giyeceğine, ne zaman nerede dolaşacağına, hangi soyadını kullanacağına sadece kadınlar karar verebilir.
"1 MİLYON ÖĞRETMEN 'ADAY' OLACAK"
Şimdi bu zihniyetin Milli Eğitim şubesinden birazcık bahsedelim. Yusuf Tekin... AKP'nin en çok değiştirdiği iki bakanlıktan biri. Biri Kültür Sanat, diğeri Milli Eğitim. Öğretmenlik düzenlemesinde bir değişiklik getiriyor. Ama bu sefer sadece iş bilmezlik yok, ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlar. 2002'de Sayın Erdoğan çıkıp rahmetli Ecevit'e "68 bin öğretmen kardeşim var, bunları madem atamayacaktın o halde neden okuttun" dedi, o rakam şimdi 1 milyonu geçti. Önce algı yaratmaya çalıştılar, atanamayan öğretmen dediler. Sanki bir kusurları var da atanamıyorlar ya da kendileri çok istiyorlar da atayamıyorlar gibi. Şimdi Yusuf Tekin eliyle 1 milyon öğretmen diplomasını çalacaklar. 1 milyon öğretmenin diplomasına kapkaç yapacaklar. Ne yapacağız? Milli Eğitim Akademisi kuracağız, 1 milyon öğretmen, öğretmen sıfatını kaybedecek, öğretmen adayı olacak, bu akademiye gidecek, 2 yıl okuyacak, çalışacak, biz de ona bakacağız. 2 yıl boyunca öğretmeni izleyecek, gözleyecek, paylaşımlarına, yaşam biçimine bakacak, tercihlerini, bağlılığını, biatını sorgulayacak, ona göre karar verecek. Peki bu akademiye kaç kişi alacak? Efendim, Maliye Bakanlığı ne kadar kadro serbest bırakacak. Maliye Bakanı bunu açıkladı, ne kadar emekli varsa o kadar serbest bırakılacağını söyledi. Bu sene 20 bin, seneye 22 bin. 1 milyon öğretmenin 22 binini akademiye alacak, kendinden olmayanı eleyecek, yandaşları atayacak. Geriye kalanlar için diyecek ki; atanmayan öğretmen kalmadı, akademi var, daha akademiyi bitirmediler. 1 milyon öğretmenin diplomasına kapkaç, yankesicilik faaliyeti yapacaklar. "Sen öğretmen olamadın evladım" diyecekler. Parodi gibi. MEB ile Erdoğan yan yana durmuş, 1 milyon öğretmen yetiştirmiş YÖK, 1 milyon kişiye diploma vermiş, "olmadı bu çocuklar, yapamadık, şimdi bir daha eğiteceğiz" diyor. Mesele öğretmenin diplomasına el koymak. Ve bu, Türkiye'nin değil dünya tarihinin en büyük emek hırsızlığıdır, gelecek hırsızlığıdır, en büyük umut hırsızlığıdır.
TÜİK'E TEPKİ
ENAG enflasyonu yüzde 160 buluyor, TÜİK yüzde 80. ENAG'a göre zam verse iki kat zam alacak, TÜİK'e göre yarısı veriliyor. Tam olarak kul hakkı yemek varsa, kul hakkı yemenin tanımı neyse TÜİK eliyle bu iktidarın herkese yaptığının adı da budur.
TÜİK, iktidara oy veren vermeyen herkesin cebinden para çalıyor. Hani diyor ya... 'Sorumlusu benim ben...' İşte cebinizden parayı çalan, TÜİK'in başkanını atayandır.
Bütün Türkiye'ye sesleniyorum. Bu akşam saat 21.00'de ayağa kalk. Eğer zam istiyorsan, emekliye zam istiyorsan, asgari ücrete zam istiyorsan, ışıkları yakın ve kapatın. Uzaydan görünecek. Hep birlikte sesimizi duyuracağız. Zammı söke söke alacağız. Ya zam olacak, geçim olacak ya da hiç yolu yok seçim olacak.