Cezaevinde intiharda ihmal şüphesi: Kendini astığında üzerinde kravatı vardı!
Konya’da çocukluğunda geçirdiği trafik kazası sonucu yüzde 41 fiziksel engeli bulunan ve farklı zamanlarda karıştığı yaralama suçlarından cezaevine giren Resul Can Demir, en son sevk edildiği Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 2 katlı bir koğuşta tek başına tutulduğu hücrede, geçen yılın mart ayında yatak çarşaflarını ranzaya bağlayıp intihar etti. Aile ve avukatları intiharında ihmal şüphelerini anlattı.
Konya’da çocukluğunda geçirdiği trafik kazası sonucu yüzde 41 fiziksel engeli bulunan ve farklı zamanlarda karıştığı yaralama suçlarından cezaevine giren Resul Can Demir, sırasıyla Konya, Tokat ve Kandıra Cezaevine sevk edildi. Cezaevinde bulunduğu dönemde Demir’e, Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin yaptığı kurul incelemesiyle anti sosyal kişilik bozukluğu tanısı konuldu. Demir, en son sevk edildiği Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 2 katlı bir koğuşta tek başına tutulduğu hücrede, geçen yılın mart ayında yatak çarşaflarını ranzaya bağlayıp intihar etti.
Demir’in intiharı ile ilgili savcılığın başlattığı soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Bunun üzerine ailenin avukatı İsmail Hakkı Osmançelebioğlu, karara itiraz etti. Savcılık, bu soruşturma dosyası için de takipsizlik kararı verdi.
Tekirdağ Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan ikinci başvuruda, mahkeme devletin koruma ve gözetiminde bulunan kimselerin kendilerine verdikleri zarardan, kamu kurum ve görevlilerinin sorumlu olacağına dair verilmiş Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararlarına işaret ederek soruşturmanın eksik yürütüldüğü belirtilerek ikinci kez verilen takipsizlik kararını bozdu ve dosyayı savcılığa geri gönderdi.
‘24 SAAT KOĞUŞU KONTROL EDİLMEMİŞ’
Cezaevinin güvenlik kamera kayıtlarından Demir’in tutulduğu koğuşun 24 saat kontrol edilmediğini açıklayan, ailenin avukatı İsmail Hakkı Osmançelebioğlu, “Tekirdağ'daki mahkeme başvurumuzu kabul ederek savcılığa deyim yerindeyse işini düzgün yap dedi. Bunun üzerine tekrar bir soruşturma başladı. İkinci soruşturma dosyası açıldı. Bu soruşturma dosyasında ilk soruşturmada toplanması gereken koğuşu gören kamera kayıtları ile koğuşta görevli infaz koruma memurlarının ifadelerine başvuruldu. Kamera kayıtlarından birtakım soru işaretli noktalar tespit edildi. Bunlardan biri müteveffanın bulunduğu koğuşun 24 saatten uzun bir süre boyunca ne sayım, ne kontrol için ziyaret edilmediğiydi. İncelemeler neticesinde müteveffanın 24 saatten uzun bir süre koğuşunun kontrol edilmediği ortaya çıktı."
"İFADELER VE KAYITLAR ÇELİŞKİLİ"
Bunun yanında infaz koruma memurlarının ifadeleriyle kamera kayıtları arasında birtakım çelişkiler de tespit edildi. İnfaz koruma memurları sabah ve akşam sayımlarına gittiklerini söylüyorlar ancak kamera kayıtlarında böyle bir şeyin olmadığı ortaya çıkıyor. Tüm bunlara rağmen savcılık ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçu yönünden yeterli şüpheye ulaşamadığından bahisle takipsizlik kararı verdi. Biz bu karara yine itiraz ettik. Çünkü zorlamalarla toplanan deliller, görevliler hakkında iddianame düzenlenmesi için ulaşılması gereken şüpheyi ortaya çıkartmıştı” diye konuştu.
'OĞLUM ÖLDÜKTEN SONRA KANSER OLDUM'
Oğlu Resul Can Demir’in ruh sağlığının bozuk olmasına rağmen intiharı kolaylaştıracak malzemelerin yanında bulunduğunu söyleyen Ayfer Demir, “Benim oğlum intihar ettiyse neden kravatını, kemerini, spor ayakkabısının bağcıklarını verdiler. Bir de bize dediler ki oğlunuzun psikolojisi bozulmuş. Madem oğlumun psikolojisi bozuksa neden bunları verdiler. Ben adalet istiyorum. ‘Anne ne olursun beni buradan kurtarın’ diyordu. Benim oğlumun yanına hiç gitmemişler. Benim bu soru işaretlerimi aydınlatsınlar. Oğlumu kaybettikten sonra kanser hastası oldum. Kemoterapi alıyorum 3’üncü evredeyim” diye konuştu.
"KENDİNİ ASTIĞINDA ÜZERİNDE KRAVAT VARDI"
Resul Can Demir’in ölümünden 20 gün önce görüşüne giden kardeşi Poyraz Demir, “Biz ağabeyimizin ölümüne inanamadık. Siyasi bir suçlu değil, yüz kızartıcı bir suçlu değil. Ağabeyim ölmeden 20 gün önce görüşüne gittim. CİMER’e yazdığımız yazıyı sordu. Biz adalet istiyoruz. Ağabeyim 2 katlı koğuşta kendi başına kalıyordu. Ağabeyim kendini astığında üstünde kravatı vardı. Benim annem kanser oldu. Biz şikayetçi oldukça dosyaya takipsizlik kararı veriliyor. Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz. Kamera kayıtlarını istiyoruz kayıtlarda kayıp var. Benim ağabeyim elinden engelliydi zaten. Görüşteyken dedi ki tırnağımı bile zor kesiyorum dedi. Ağabeyimin odasında bir tane değil, 5 tane çarşaf var” dedi.