Canlı yayında gerilim! Mustafa Çalık Salih Tuna'yı neden durdurmak istedi?
A Haber’de Özge Özsağman’ın sunduğu ‘Pazartesi Sendromu’nda bu hafta gerilimli dakikalar yaşandı.
Usta gazeteciler Avni Özgürel, Salih Tuna ve Türkiye Günlüğü Dergisi Genel Yayın Müdürü Mustafa Çalık’ın katıldığı programda “Çözüm sürecindeki son adımlar, PKK’nın çekilmesinin satır araları ve siyasetçilerin dil ve üslubu” konuları masaya yatırıldı.
Dakikalar ilerledikçe stüdyodaki gerilim arttı. Siyasetçilerin üslup sorunlarına değinen Çalık bir ara kendisini eleştiren Tuna’nın elini tutarak durdurmak istedi.
İşte o diyaloglar:
Mustafa Çalık: Türk siyasi hayatında mevcut konjonktürde iktidar-muhalefet partilerinin genel başkanları arasında aklı başında kimsenin hoş göremeyeceği bir sertlik var. Biz siyasetçilerden daha zeka işi polemikler, espriler, kamilane üslupla ortaya konmuş bir tartışma bekleme hakkına sahip değil miyiz? Kim daha büyük taş atacak, kim daha çok bağıracak tarzı hakim. Siyasi kavganın da bir üslubunun ve ahlakının olması gerek. Atalarımız “Kavgada eline geçen her taşı atmayacaksın” der.
Özge Özsağman: MHP bunu mu yapıyor sizce?
Mustafa Çalık: Bunu her iki taraf da yapıyor. Beni MHP’lilerle kavga ettirmeye çalışmayın. Sayın Başbakan, Kılıçdaroğlu’na “Kendisi muhtâc-ı himmet bir dede,nerede kaldı gayriye himmet ede” dedi. Ben bunu sevmedim. Kılıçdaroğlu çözüme destek vermek istemişti.
Salih Tuna: Yok hayır, özür dilerim. “Yardımcı olmak istiyorum” demedi, kredi vermek başka bir şey.
Mustafa Çalık: Bir saniye… Nominalizm yapmayalım!
Salih Tuna: Kredi vermek çok dominant bir söylem ve aşağıda tutmak demektir.
Mustafa Çalık: Ben diyorum ki kar yağmış, siz arabanın lastiğini değiştiriyorsunuz. Ben geliyorum, “Yardım edebilir miyim?” diyorum.
Salih Tuna: Onu söylüyorsanız haklı olurdunuz. Ama Kılıçdaroğlu’nun söyleminde “Yardımcı olur muyum, olmak ister miyim?” ifadesi yok…
Mustafa Çalık: Sayın Başbakan benim tipim bir adam. Ama üslubu yumuşak değil. Öbürlerinin üslubu olağanüstü güzel, çok zarif falan demiyorum. Umumi olarak bir üslup problemi var.
Salih Tuna: Ben sizi eleştirmek için söylemedim. Hakkaniyetli davranmak adına söylüyorum. Sayın Başbakan kimi zaman şecaatli, kimi zaman azametli, kimi zaman oldukça sert ifadeler kullanıyor. Onu herkes biliyor zaten. “Bizim yanağımıza biri tokat vurursa öteki yanağımızı uzatmayız, Osmanlı tokadını ben de geçiririm” diyor, üslubu böyle, biliyoruz. Ama Kılıçdaroğlu “Kredi veriyorum” demekle kendisini konumlandırdığı yerle AK Parti’ye baktığı yeri de ortaya koymuş oluyor. “Kredi veriyorum” ifadesi kendisini üstün gören bir anlayışın yorumu.