Can Yücel´in mezarına saldırıya beraat!
Can Yücel'in anıt mezarını parçaladıkları iddiasıyla hapis cezası istemiyle yargılanan amca ve yeğen beraat etti.
Türk Edebiyatının usta ismi Can Yücel 'in Datça Belediye Mezarlığı'ndaki anıt mezarı 19 Ağustos 2011 tarihinde, balyozla parçalanmasının ardından polis, Ş.K.'yı gözaltına aldı.
Ş.K., ifadesinde, olay günü babası İdris Keleş ve kuzeni Erdi Temel'in mezarları yanındaki Can Yücel'in anıt mezarında içki içilmesini sinirlenip, bu nedenle kırmaya gittiğini belirtip, uzaktan amcasını T.K.'yı mezarı kırarken gördüğünü söyledi. Bunun üzerine T.K. da gözaltına alındı.
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan amca-yeğen hakkında 'İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme' suçundan dava açıldı. Serbest bırakılması ardından askere giden Ş.K., talimatla alınan ifadesinde, polisteki ifadesini baskı altında verdiğini ileri sürdü.
Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nde, bugün görülen karar duruşmasına tutuksuz sanıklar T.K. ve Ş.K. katılmazken, savunma ve müdahil avukatları son beyanlarında bulundu. Sanık T.K.'nin avukatı Çetin Sargın, Can Yücel'in mezarına yapılan saldırı olayı ardından polisin dosyayı kapatmak üzere kötü bir senaryo yazarak müvekkilinden suçlu yaratma yoluna gittiğini ileri sürdü. Avukat Sargın, şöyle dedi:
"Telefon kayıtları ve keşif sonuçlarından mezarlığın yoldan görülmediği anlaşılmaktadır. Sanık Ş.K., olaydan bir hafta sonra baskı altında suçu amcasının işlediğini söylemiştir. Daha sonra mahkemedeki özgür iradesi ile verdiği ifadesinde amcasına iftira attığını beyan etmiştir. Mahkemelerde, ' Atatürk 'ü ben öldürdüm' şeklinde baskı altında ifade veren kişilere de rastlanılmıştır. Müvekkilimin beraatını talep ediyordum."
Müdahil avukatı Cihat Uzar ise, sanıklardan Ş.K.'nin baskı altında ifade verdiğine dair hiçbir kanıt bulunmadığını öne sürerken, "Sanık, özgür iradesi ile ifade vermiştir. Olay birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmiştir. Datça'ya bir haftalığına gelen 'Muhammet' isimli bir kişinin, ifadesinde mezarı kırmak için gittiğini söyleyen sanık Ş.K.'ye aracını vermesi, hayatın doğal akışına aykırıdır. Kanaatimizce, araçtan mezarlığın görülmemesi çok önemli değildir. Olayı birden fazla kişinin gerçekleştirdiği gözönüne alındığında, 'Muhammet' isimli kişinin bile aynı araçta olduğunu düşünüyoruz. Sanıkların cezalandırılmalarını talep ediyoruz" dedi.
Avukatların savunmalarının ardından mahkeme, mahkemedeki ifadelerinde suçlamaları kabul etmeyen sanıklar Ş.K. ve amcası T.K.'nin kanıt yetersizliğinden beraatine karar verdi. Duruşma çıkışında müdahil avukatı Cihat Uzar, temyize gideceklerini belirterek, kararın temyizden dönmesini umut ettiklerini söyledi. (DHA)