Çağla Tuğaltay olayı nedir, kim öldürdü? Çağla Tuğaltay cinayeti çözüldü mü, ne zaman öldürüldü?

Bundan 24 yıl önce yaşanan bir cinayet sosyal medyada yeniden gündeme geldi. 5 Haziran 2000 tarihinde, 15 yaşındaki Çağla Tuğaltay ailesiyle yaşadığı evde katledilmişti. Tuğaltay cinayetinin soruşturması yıllardır sürüyor. Fakat olay henüz çözülebilmiş değil. Peki, Çağla Tuğaltay olayı nedir, kim öldürdü? Çağla Tuğaltay cinayeti çözüldü mü, ne zaman öldürüldü?

5 Haziran 2000 tarihinde, 15 yaşındaki Çağla Tuğaltay ismindeki genç bir çocuk, ailesiyle yaşadığı evde acımasız bir cinayete kurban gitti. Lise öğrencisi Tuğaltay’ın kim veya kimler tarafından neden öldürüldüğü henüz ortaya çıkmadı. Türkiye’de son zamanlarda yaşanan kadın cinayetlerinin ardından Çağla Tuğaltay cinayeti de yeniden sosyal medyanın gündemine taşındı. Vatandaşlar Çağla Tuğaltay’ın katilini merak ediyor. 24 yıldır süren soruşturmadan henüz bir netice çıkmadı. Peki, Çağla Tuğaltay olayı nedir, kim öldürdü? Çağla Tuğaltay cinayeti çözüldü mü, ne zaman öldürüldü?

ÇAĞLA TUĞALTAY OLAYI NEDİR, KİM ÖLDÜRDÜ?

5 Haziran 2000 tarihinde İstanbul Fulya'da, Narçiçeği Sokak'ta bulunan Çiğdem Apartmanı'nda 15 yaşındaki Çağla Tuğaltay öldürüldü.

Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberine göre; lise öğrencisi Tuğaltay, okuldan eve döndüğü saat 16.40 sularında, ailesi evde yokken vahşice katledildi.

O esnada babası işte, annesi ise doktordaydı. Çağla eve geldiğinde okul kıyafetlerini çıkarmaya bile fırsat bulamadan boğazı kesilerek hayatını kaybetti.

Yaşanan olay Türkiye’yi derinden sarsarken olayla ilgili soruşturma başlatıldı ancak cinayet 24 yıldır aydınlatılamadı.

Olay yerinde yapılan incelemelerde, mutfakta 3 parmak izi bulundu.

Çağla eve geldiğinde kapıyı açar açmaz, kendisini takip eden katil ya da katillerin bıçak tehdidiyle zorla içeri girmesine maruz kaldı. Panikle önce mutfağa, daha sonra ağabeyinin odasına kaçan Çağla, saldırgandan kaçmaya çalıştı. Saldırgan, genç kıza tecavüz etmeye çalıştı fakat Çağla'nın direnmesi üzerine boğazını keserek onu acımasızca katletti. Zanlı, cinayetten sonra mutfakta ellerini yıkarken, bıçakların bulunduğu tahtaya parmak izlerini bıraktı.

Cinayet sonrası, apartman sakinleri ve aile fertlerinin ifadeleri alındı. Aile, apartman sakinleri ve eve gelen yakın çevreden parmak izleri toplandı fakat bulunan parmak izleri kimseyle eşleşmedi. Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından evde ve apartmanda bulunan kan lekeleri ile diğer tüm deliller toplandı. Bıçaklı saldırılarda, kurbanların saldırganla mücadele sırasında ellerini kullanma olasılığı yüksek olduğu için, Çağla'nın tırnaklarının arasına katile ait DNA bulaşmış olabileceği düşünülerek tırnaklar kesilip kriminal incelemeye gönderildi.

İlk incelemelerde herhangi bir bulguya ulaşılamadı. Ancak 13 yıl sonra, toplanan bulgular yeniden Adli Tıp Kurumu'na gönderildi ve incelemelerde soruşturmayı değiştiren önemli bir gelişme yaşandı. Apartman koridorunda bulunan lekenin kan olduğu ve bir erkeğe ait DNA içerdiği tespit edildi. Ayrıca Çağla'nın tırnaklarının arasında da bir erkek DNA'sı bulundu. Bu gelişme, soruşturmayı sürdüren ekipler için kritik bir ilerleme anlamına geliyordu. Artık ellerinde parmak izine ek olarak, iki farklı erkeğe ait DNA örneği bulunuyordu.

Bulunan bu veriler üzerine soruşturma genişletildi. Önce kan örneği alınmış olan Çağla'nın babası Nedim Tuğaltay ve evin anahtarı bulunan alt komşu Yasin Ç.'nin DNA'sına bakıldı. DNA'lar uyuşmadı.

Ardından apartmanda oturanlar ve daha önce ifadesi alınan bakkal çırağı ile aile yakınları, ağabey İlker Tuğaltay'ın arkadaşlarının DNA'sı alındı. Alınan tüm kan örnekleri eldeki DNA'ya uyuşmadı. Olay zamanında Ordu'da olduğu dönemin polislerince tespit edilen ağabey İlker'in de DNA'sına bakıldı. Ancak eldeki iki farklı erkeğe ait olan DNA, kan örneği alınan kimseninkiyle uyuşmadı.

Yapılan araştırmalarda, o dönem, liseli kız çocuklarını veya yalnız yürüyen kadınları evlerine kadar takip ederek tecavüz eden ve tecavüz girişiminde bulunan çok sayıda sabıkalı zanlı incelemeye alındı. Ayrıca başka olaylardan dolayı DNA'ları alınan suçluların arşivde bulunan DNA'larla da karşılaştırılması yapıldı. Yine sonuç alınamadı.

20 yıllık zaman aşımının bitmesine çok az bir süre kala dosyayı inceleyen Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu, unutulan kapıcının DNA'sı ve ifadesinin alınmadığını fark etti. Ulaşılan bu bilgi üzerine 20 yıllık zaman aşımı durduruldu. Savcılık soruşturmanın sürdürüldüğünü belirterek zaman aşımını 10 yıl daha uzattı.

Yaşanan bu 20 yıllık süreç içinde Tuğaltay ailesi gelebilecek önemli bir ihbar için internet sitesi açtı. Tuğaltay cinayeti birçok televizyon programlarında ele alınıp işlendi. Gelen birçok ihbar değerlendirildi. Ve ihbar edilenlerin DNA'sı alınıp parmak izine bakıldı.

21 yıl sonra ilginç bir gelişme yaşandı. İlk kez mahalleden bir ihbar geldi. Volkan Ö., CİMER’e ihbarda bulunarak o mahallede oturduğunu o dönem 17 yaşında olduğunu belirtip "Üst yoldan üstü başı sanki bir kavgadan çıkmış halde biri bana bıçak uzatarak 'Al bunu oraya at' dedi. Ben de 'niye atayım' dedim. Bıçağı uzatan kişi 'ben Y.K'yım' dedi. Sonra araya İlkay girdi 'bırak gitsin çocuk' dedi. Ben de gittim. Bir gün sonra akrabalarıma gittiğim Balıkesir'de Çağla'nın öldürüldüğünü haberlerde izledim. Y.K.'nın DNA'sına bakılsın" dedi.

Gelen bu ihbar üzerine savcılık soruşturma başlattı. Volkan Ö.'nün ifadesi yeniden alındı. İfadesini yenileyen Volkan Ö.'ye "Olayı kimlere anlatmıştın" sorusu soruldu. Volkan Ö., olayı uzun süre önce vefat eden annesine ve mahalleden birine anlattığını söyledi. Savcılık, anlattığı kişiyi bularak ifadesini aldı. İfadesi alınan kişi, Volkan Ö.'nün kendisine öyle bir şey anlatmadığını iddia etti.

Savcılık daha önce yapılan ihbarlarda uyguladığı yöntemi bu olayda uygulamadı. Daha önce ihbar edilenlerin DNA'sı alınırken, bu son ihbarda Volkan Ö.'nün ihbarının ciddi olmadığı düşünülerek ihbar edilen kişinin DNA'sı alınmadan dosyaya takipsizlik kararı verildi.

Volkan Ö.'nün iddiasına göre, kendisine bıçak uzatan kişiyi gören ve tanıyan tek kişi İlkay Tokkal'dı. İlkay Tokkal, Çağla Tuğaltay'ın yan apartmanında oturuyordu. Ancak İlkay Tokkal'ın Mehmet Şerif Boğa tarafından, 16 Şubat 2021 günü Eskişehir’de eşi Emel Tokkal ve 4 yaşındaki oğlu ile birlikte evinde bıçaklanarak öldürüldüğü ortaya çıktı.

ÇAĞLA TUĞALTAY CİNAYETİ ÇÖZÜLDÜ MÜ, NE ZAMAN ÖLDÜRÜLDÜ?

Olay yerinde parmak izi ve bulunan iki farklı DNA'nın, 24 yıldır kime ait olduğu bulunamadı. Şimdiye kadar eski sabıka kayıtlarına bakılmasına rağmen, yenilenen kimlik kartları ve pasaportlardan alınan parmak izleri de olay yerinde elde edilen parmak iziyle uyuşmadı.

Olay Yeri İnceleme uzmanı Naci Bayburt, Türkiye'de DNA bankası olmadığını belirterek cinayetin neden aydınlatılamadığını şöyle anlattı:

"DNA bankası olsa bu tür olaylar faili meçhul asla kalmaz. DNA bankası kurulması gerekiyor. Şimdiye kadar parmak izinin biriyle uyuşmaması, ya o parmak izi sahibi öldü, ya da sahte kimlik kullanarak hayatına devam ediyor ya da çok az ihtimal de olsa parmak izlerini olaydan sonra yaktı tüm resmi işlemlerde okunmuyor olabilir. Ya da otomatik sistemde bir aksaklık oluyor.

Şöyle ki, normal şartlarda eğer o parmak izi sahibi yeni kimlik veya pasaport alırsa o anda alınan parmak izinin otomatik olarak oturması lazım. Ama maalesef otomatik sistemde sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Çünkü benim başıma geldi. Ben pasaport almaya gittiğimde eski parmak izlerimin görünmediğini söylediler. Ve yeni parmak izlerimle işlem yapıldı. Böyle sıkıntılar oluyor ve bu çok önemli bir sıkıntıdır."

Yapılan soruşturmada 10 yıl uzatılan dosyayla ilgili eğer katil bulunmazsa 6 yıl sonra dosya zaman aşımına uğrayacak.

Narin'i ilk mısır tarlasına gömmüşler Hakim Ziyech'in, Galatasaray'da kredisi tükendi Bakanın konvoyunda kaza: 1 ölü 6 yaralı Beşiktaş iki farklı üstünlüğünü koruyamadı Okullara kar tatili! Memurlar izinli sayılacak A101 28 kasım Perşembe indirim kataloğu yayımlandı