Burak Sergen: Tiyatro birinci eldir, televizyon ikinci eldir

Öykü Özdoğan’ın hazırlayıp sunduğu '20 Dakika', oyuncu Burak Sergen’i konuk etti.

Sergen; NTV Radyo dinleyicilerine oyunculuk hayatından, projelerinden ve “Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi” isimli yeni oyunundan bahsetti.



“Bir insanın nasıl pimi çekilmiş bomba haline gelebileceğinin hikayesi”



Burak Sergen, yeni oyunuyla ilgili; “Hızla gelişen kentleşme, yeniden sorgulanan cinsel kimlikler, iletişimsizliğin had safhaya çıktığı bir durum, vahşi kapitalizm, ortamın getirdiği uyumsuzluklar, sınıfsal ayrılıklar birbirini hiç tanımayan iki insanı bir Pazar günü New York Central Park’ta biraraya getiriyor. Fakat oyunda, bu saydığım şartlardan dolayı bir insanın nasıl pimi çekilmiş bomba haline gelebileceği, karşısındaki insanın konumu, şartları, sınıfsal durumu ne olursa olsun onu yok etmenin planlarını yapan bir makeneye nasıl dönüştüğünün hikayesini anlatılıyor” diyerek merak uyandırdı.



“Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi dünyada en fazla oynanan oyun”



Burak Sergen, geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden ve 2. Dünya Savaşı Amerikan Tiyatrosu’nun en önemli yazarlarından kabul edilen Edward Albee’nin kaleme aldığı  “Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi”nin dünyada en fazla oynanan oyunlardan biri olduğunu belirtti.



“İletişimsizliğin had safhaya çıktığı bir yüzyılda yaşıyoruz”



Burak Sergen, Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi’yle ilgili, “Oynanması hem kolay hem de zordur. İki kişi olduğu için hemen sahneye koyulabilir, ama içeriği açısından hemen konulup oynanabilecek nitelikte bir oyun değildir” açıklamasını yaptı.



Bu oyunu oynamaya nasıl karar verdiğine ilişkinse “Artık zamanı geldi diye düşündüm. Çünkü artık iletişimsizliğin had safhaya çıktığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Yeniden sorgulanan bir iletişimsizlik var” dedi.



“Bu oyunu yapmaya Kerem Alışık’la sette konuşurken karar verdik”



Usta oyuncu, oyunun çıkış hikayesiyle ilgili olarak “Çolpan İlhan Sadri Alışık Tiyatrosu’na repertuar dışı girdim. Sette bir gün Kerem Alışık’la konuşurken ‘Hayvanat Bahçesi’ni çok yapmak istiyorum. Nasıl olur acaba?’ dedim. ‘Hadi hemen gel yap burada’ dedi Kerem. Böyle bir şey olunca hemen beş dakikada telefonlar edildi. Bir hafta içerisinde provalara başladım ve 9 Mart’ta prömiyer yaptım” dedi.



“Görüntümün dışında bir rol geldiğinde hemen kabul ediyorum”



Burak Sergen oynadığı karakterlerle ilgili “Oynadığım karakterlerde beni zorlayacak şeylerden hoşlanıyorum. Hatta şu görüntümün dışında bir şey olursa hemen kabul ediyorum” dedi.



“Jerry çok uçlarda bir karakter olduğu için seyircileri alıp götürüyor”



Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi’nde oynadığı Jerry karakteriyle ilgili ise Sergen, “Jerry normal şartlarda pek sevilecek bir karakter değil, ama oynaması çok zevkli. Şizofreniye varan bir hastalığı var. Ama bir o kadar da bütün bunları kabul edip karşısındakini nasıl deşmesi gerektiğini, neler söylemesi gerektiğini net bir şekilde bilen bir karakter. Çok uçlarda bir karakter olduğu için seyircileri alıp götürüyor” dedi.



“Tiyatro birinci eldir, televizyon ikinci eldir”



1984’te Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun olduktan sonra birbirinden farklı karakterlerde tiyatroda oynayan ve ayrıca pek çok televizyon dizisinde rol alan Burak Sergen hangisinde daha mutlu olduğuyla ilgili, “Tiyatro birinci eldir, televizyon ikinci eldir. Televizyon bir güzel sanatlar dalı değil. Ama müthiş bir sıçrayış içinde. Güzel sanatlarda kendinizi bulmanız, kendinizle yüzleşmeniz, dinlendirmeniz insanın olmazsa olmazı. İşte o yerde tabii ki tiyatro diyorum” dedi.



“Oyunculuğun olmazsa olmazı sahte olmamak”



Oyunculuğun olmazsa olmazını “Sahte olmamak” olarak açıklayan oyuncu, “Sahte olmamak belki son şık ama özellikle söylüyorum. Öncelikle doğru seçim yapabilme yetisi bir oyuncuda olmalı. Bir şeyi seçip çalışmaya başladığımız zaman da –miş gibi yapmamanız gerekiyor. Olmazsa olmazlarımdan birtanesi de sahte olmamak. İzleyiciyle mümkün olduğu kadar interaktif şekilde, seyircinin içinde olan oyunları ounamayı seviyorum.  Öyle olunca da o sahteliği hemen atmak durumunda kalıyorsunuz” dedi.



“Radyo tiyatrosu yapmak isterim”



Aynı zamanda seslendirme sanatçısı da olan Burak Sergen, “Seslendirmeyi aslında bir şeye can verme gibi algılıyorum ben. Sizin önünüze bir ürün getiriyorlar ve siz ona sesinizle beğeni sağlıyorsunuz. Onun için çok farklı” dedi. Önceden radyoculuk da yaptığını anlatan oyuncu, “Eskiden radyo tiyatrosu vardı. Seyirciler dinleyerek bir şeyi resmen kafalarında canlandırarak o oyunun içine girerlerdi. İnanılmaz bir etkisi vardı onun. Keşke gene olsa da yapsak” dedi.




Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında