Biyofili hipotezi nedir? Biyofili (doğa sevgisi) bir hastalık mı, belirtileri neler?

İnsanların doğaya, yaşama ve yaşayan her şeye duyduğu içgüdüsel ilgiye ve sevgiye biyofili adı veriliyor. Biyofili hipotezi ise biyofilinin psikolojik ve fiziksel sağlık üzerindeki olumlu etkileri olduğunu öne süren bir teori olarak karşımıza çıkıyor. 1984 tarihinde biyolog Edward O. Wilson tarafından ortaya atılan bu hipotezi sizin için daha yakından araştırdık. Peki, Biyofili hipotezi nedir? Biyofili (doğa sevgisi) bir hastalık mı, belirtileri neler?

Doğada bulunan her şeye; ağaçlara, bitkilere, kuşlara, dağlara vs. ilgi ve sevgi duyma hali olan biyofili, "canlı ve yaşamsal olan şeyler tarafından cezbedilme yolundaki psikolojik saplantıdır. Biyofili ilk kez Erich Fromm tarafından kullanılırken, biyofili hipotezi Edward O. Wilson tarafından ortaya atıldı. Wilson biyofiliyi, "İnsan varoluşunun bilinçaltından hayatını devam ettirme ve yaşamsal bağlantılar kurma çabası" ile ilişkilendirdi. Peki, Biyofili hipotezi nedir? Biyofili (doğa sevgisi) bir hastalık mı, belirtileri neler?

BİYOFİLİ HİPOTEZİ NEDİR?

Biyofili hipotezi, insanların doğal unsurlara ve doğaya, içgüdüsel olarak ilgi duyduğunu ve doğayla etkileşim içinde olmanın fiziksel ve psikolojik sağlık üstünde olumlu etkiler yarattığını öne süren bir terimdir. Amerikalı biyolog Edward O. Wilson tarafından 1984 yılında ortaya atılan bu terime göre; doğayla temas, stresin azalması, ruh halinin iyileşmesi ve genel yaşam memnuniyetinin artması gibi çeşitli faydalar sağlar. Bundan dolayı yeşil alanlar, bahçeler, parklar ve doğal manzaraların vs. şehir planlamasında ve mimaride daha fazla yer alması gerektiğine inanılır.

Wilson, insanların evrimsel geçmişlerinden kaynaklanan bir doğa sevgisi olduğunu ve bu bağın modern yaşamda da önemini koruduğunu savunmaktadır. Biyofili hipotezi insan benliği ve diğer yaşayan sistemler arasında içgüdüsel bir bağ olduğunu öne sürer. Bu hipotez,

Edward O. Wilson'ın Biophilia adlı kitabıyla gündeme gelmiştir.

BİYOFİLİ (DOĞA SEVGİSİ) BİR HASTALIK MI, BELİRTİLERİ NELER?

Biyofili (doğa sevgisi) bir hastalık değildir. Tam tersi biyofili, insanların doğaya ve diğer yaşam biçimlerine karşı duyduğu içgüdüsel sevgi ve bağlılığı tanımlamaktadır.

Biyofili belirtileri şunlardır:

Doğal alanlarda yürüyüş yapmak, kamp yapmak, bahçe işleriyle uğraşmak veya doğayla iç içe olmayı istemek.

Dağlar, ormanlar, denizler ve diğer doğal manzaralar karşısında huzur ve mutluluk hissetmek.

Evde bitki yetiştirmek, hayvan beslemek veya doğa gözlemi yapmak.

Ahşap, taş gibi doğal malzemelerle yapılan eşya ve dekoratif öğelere ilgi duymak.

Doğal çevrenin korunması ve çevre dostu uygulamalara duyulan ilgi ve destek.

BİYOFİLİ TEŞHİSİ NASIL KONULUR?

Biyofili, bir hastalık olmadığı için tıbbi bir teşhis gerektirmez. Fakat bireylerin doğaya olan ilgisi ve bu ilginin düzeyi çeşitli yollarla değerlendirilebilir.

Araştırmacılar ve psikologlar, insanların doğaya olan ilgisini ve bağlılığını ölçmek için anketler ve ölçekler geliştirmiştir. Bu anketler, bireylerin doğada zaman geçirme alışkanlıkları, doğal çevreye duydukları ilgi ve doğa koruma konusundaki tutumlarını değerlendirebilir.

Bir kişinin doğada ne kadar zaman geçirdiği, doğa etkinliklerine katılım sıklığı ve bitki veya hayvanlara olan ilgisi gibi davranışsal gözlemler de biyofili seviyesini anlamada yardımcı olabilir.

Doğa ile etkileşim sırasında hissedilen mutluluk, huzur, rahatlama gibi duygusal tepkiler, biyofili düzeyini belirlemede kullanılabilir. Psikologlar, bireylerin doğayla etkileşimlerinin onların ruh sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyebilir.

İnsanların yaşam alanlarında doğal unsurları tercih etme eğilimleri de biyofiliye işaret edebilir. Örneğin, bitkilerle dolu bir ev dekorasyonu, ahşap ve taş gibi doğal malzemelerle yapılan eşyalar ve açık hava etkinliklerine duyulan ilgi biyofili seviyesini gösterebilir.

Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti A101 26 Aralık Perşembe aktüel kataloğu yayımlandı Kocaeli’de trajik son Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! Zincirleme çarpışmada 37 can kaybı