BBP lideri Mustafa Destici tv100 canlı yayınına katıldı. Ankara'da Neler Oluyor programında Destici'den kritik açıklamalar
BBP lideri Mustafa Destici, tv100'de Deniz Gürel'in sunduğu Ankara'da Neler Oluyor programına katıldı. Canlı yayında konuşan Destici kritik açıklamalarda bulundu. Seçim tarihinin 14 Mayıs olabileceğini söyleyen Destici, seçimden önce emekli, memur ve asgari ücrete yeni bir zam yapılabileceğini ima etti. Destici ayrıca Sinan Ateş suikastı konusunda da açıklamalar yaptı. HDP'li Meclis Başkanvekili varken oturumlara katılmadığını söyleyen Destici, "HDP, PKK'nın siyasi şubesi olarak görüyorum" dedi.
BBP lideri Mustafa Destici, tv100'de Deniz Gürel'in sunduğu Ankara'da Neler Oluyor programına katıldı. Canlı yayında konuşan Destici kritik açıklamalarda bulundu.
Seçim tarihi hakkında açıklamalarda bulunan Destici, 14 Mayıs tarihi öne çıkıyor iddialarına şu yanıtı verdi:
"Seçimlerin normal tarihi 18 Haziran. Erkene alınabilir mi? Alınabilir. Bu konuda Altılı Masa'nın tavrına baktığımızda 6 Nisan'a kadar yapılacak seçimlere evet deriz, o tarihten sonrasına hayır deriz. Peki o zaman bu halde Meclis'in bir seçim alma kararı alamayacağı gözüküyor. Cumhur İttifakı 6 Nisan'dan sonrasını istiyor. Sebebi de değişen seçim yasası. Seçim yasanının uygulanabilmesi için üzerinden 1 yıl geçmesi gerekiyor.
Seçimin sağlıklı yapılabilmesi için 1 ay erkene alınabilir. Bu konuda verilmiş karar yoktur. (Cumhurbaşkanı ile) Bir görüşme oldu ancak net bir tarih üzerinde karar verilmedi. 'Yılbaşından sonra tekrar değerlendirilir' diye konuşuldu.
Cumhurbaşkanı'nın seçim kararını alması, muhtemelen öyle gerçekleşeceğini umuyorum. Diyelim ki 13 Mart'ta açıkladı, 14 Mayıs'ta seçim olur. Daha sonraki bir tarihte açıklarsa başka bir tarihte olur."
Destici'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
"(Kendi listelerinizden mi seçime gireceksiniz?) Bizim önceliğimiz devletimiz varlığı, milletimizin istikbali ve Cumhur İttifakımızın 2023 seçiminde seçimi kazanması. Biz son 1 yıl içerisinde 76 vilayet, yüzlerce ilçe gezdik. Gördüğümüz şu BBP geçtiğimiz seçimlere ittifak içinde ama AK Parti listelerinden girmiştik. Adayımız belli; tereddüt yok. Seçimde de kendi amblemiyle seçime girme kararındayız. Biz amblemimizi koymadığımızda tabanımızın bir kısmı başka partilere yönelebiliyor.
TÜRKİYE'NİN 5. BÜYÜK PARTİSİYİZ
BBP bugün bazı anketlerde görsetirlmese de sahada gördüğümüz, yüzde 8-9 arasıdır. Biz hemen 8-9 alabilir BBP. Yaptırdığımız anketlerde, genel potansiyele baktığımızda Türkiye'nin 5. partisiyiz. Bizim beklentimiz şudur; asla yüzde 3 'ün altında olmayacaktır. Gerçekçi olacaksak BBP bugün yüzde 5 oy alacaktır. Bir anda 8-9'a çıkması yabana atılamaz. Bir taban var."
"BBP'ye şunun için oy verilmesini bekliyoruz. BBP Türkiye sevdalılarının olduğu bir parti. Ülkenin bütünlüğünü öne koyan bir parti. İkincisi BBP her şartta milletinin emrinde olan kadrolara sahip. BBP özgürlük, refah ve güvenlik diyen bir parti. Biz güvenliği ne kadar önemsiyorsak özgürlükleri de o kadar önemsiyoruz, refahı da önemsiyoruz."
"EYT'lileri kimse konuşmazken ben ve arkadaşlarım bu çıkmalı bu haktır dedik. Aynı şey 3600 ve sözleşmelilerle de ilgili. Staj mağdurları ile ilgili sayın bakanımızla görüştüm. Aralık ayı içerisinde. Orada henüz olumlu ya da olumuz anlamda verilmiş net bir karar yok.
Yüzbinlerce insan var. Staj mağdurlarının da kapsama alınması gerektiğini düşünüyorum. "
"(Asgari ücret ve memur zammı) Burada genel olarak zam yüzde 30 yapıldı ama düşük maaş alan emeklilerde bu oran yüzde 58. Yani asgari ücret oranının üzerinde artış yapıldı. Şimdi diğer kesimlerle ilgili açıklanan enflasyon rakamının iki katı artış yapıldı. Yüzde 30 zam verildi, biz zaten BBP olarak minimum yüzde 30 olması gerektiğini ifade etmiştik. Yüzde 30 veya 40 arası olmasını istemiştik.
İnanıyorum ki hayat pahalılığında alım gücü ile ilgili yükselme gözükmezse ikinci 6 ay beklenmeden yeni bir düzenleme yapılma ihtimali de ortada. Emekliler, memurlar ve asgari ücretliler için de geçerli."
"3600lülerin, sözleşmelilerin, EYT'lilerin BBP'yi unutmaması lazım. Biz hiç boş durmadık. Hatırlayın geçmiş hükümetlerde bazı bakanlar bütçe bunu kaldırmaz, Türkiye batar dediklerinde onların da olduğu toplantılarda "Cumhurbaşkanımızı yanıltıyorsunuz" dedim. İlk bunlar konuşulduğunda emekli maaşları 2500 civarındaydı.
Bugün 2 milyon civarında kişi isterse emekli olacak. Bizim tahminlerimize göre 1 milyon civarında kişi emekli olacak. Aylıkları 6 bin lira olsa yılda 72 milyar yapar. 4.3 trilyon bütçesi olan ülke bunu kaldıramaz mı? Rahatlıkla kaldırır."
"(İmar affı ve vergi affı) Yeni bir imar affı için teklif vermedik, 2017 yılında yapılmış olan yapı kayıt mağduriyetlerinin giderilmesi için teklif verdik. 3-4 milyon arası bir kitle var. O zaman uydu çekimlerinde hata olmuş veya bir sürü şey var. 2017 yılında 10 milyon kişi başvurmuş, 3-4 milyon kişi yararlanamamış. Biz bu mağduriyetlerin giderilmesi için teklif verdik.
Teklifimizin şartları var; özel mülkiyet olacak. İkincisi yapı kayıt belgesi olduğu için depreme dayanıklı binalardan bahsediyoruz. Üçüncüsü kesinlikle bizim normal imara aykırı yapılaşmalarla ilgili teklifimiz yok."
"Ankara'da 350 bin civarında, İstanbul'da 800 bin civarında kaçak yapı olduğu söyleniyor. Bu yönetimlere soruyorum; neden yıkmadılar 3.5 senedir? Ellerini tutan mı vardı? Ekipmanları mı yok?
Güya ihale açıyorlar. Şaka gibi. Yıkım ihalesine giren olmuyor. 3.5 yılda bir yıkım ihalesi gerçekleşmez mi? Neden kaçak yapıya müsade ediyorsun? Bu kadar bina yapılmışsa, aslında bunların kayıt altına alınıp depreme dayanıklı ise, yapı düzenini bozmuyorsa cezasını kesersin, ne kadar rant elde ettiyse tamamını alırsın daha sonra ruhsatlandırırırsın.
Eğer bir vergi affı çıkacaksa, çıkabilir mahsuru yoktur. Yalnız orada vergisini düzenli ödeyenlere de bir kolaylık gelmesi lazım. Ödeyenin suçu ne? Türkiye'nin kapsamlı bir vergi düzenlemesine ihtiyacı var. Ben rahatsız oluyorum; stopaj vergisi nedir ya? ÖTV daha da acayip bir şey.
Stopaj vergisini işyeri sahipleri değil kiracılar ödüyor. Kirayı ödemekte zorluk çeken kiracı stopaj vergisini nasıl ödesin?
Akaryakıtta ÖTV'yi düşünelim. Türkiye'nin en fakir emekli de akaryakıt alırken aynı oranda ÖTV ödüyor, en zengin de akaryakıt alırken aynı ÖTV'yi ödüyor. Akaryakıttan ÖTV'nin kaldırılması lazım.
Belki seçim önüne yetişmez ama seçim sonrasına alınabilir."
"Asgari ücret Türkiye'de asgari geçim rakamı olarak algılanıyor. Türkiye'de yeni bir komisyon kurulmalı. Asgari hane geçim rakamı belirlenmeli. 4 kişilik bir hane asgari kaç liraya geçinebilir? Diyelim 10 bin liraya geçinebilir. Diyelim ki geliri 8 bin lira; 2 bin lirayı devlet tamamlayacak. Hiçbir hane kalmayacak o gelirin altında."
"Türkiye ekonomisi iyiye doğru gidiyor. Enflasyon düşüyor, daha da düşecek. Bazı fiyatların artması da anormal. Ekmek zammını anlamadım. Bir kere buğday fiyatı sezonundaki fiyatından daha düşük. Sezonunda 7-8 arasında satıldı. Biz de sattık.
Yüzde 20-25 oranında zam gelmesi, enflasyon düşerken... Bu artışı ben de garipsiyorum ve diğer soğan başta olmak üzere diğer ürünlerdeki artışları... Gıda fiyatlarında müthiş bir oynama var buna müsade edilmemesi gerekiyor."
"(Sinan Ateş suikasti) Ailesine başsağlığı diliyorum. Emniyet, savcılık soruşturmayı sürdürüyor. Gözaltına alınanlar var, tutuklananlar var. Failler de yakalandı diye biliyorum. Bu olayı gerçekleştirenler hukuk önünde hesap verecektir. Olay aydınlatılacaktır.
Aile de ifade etti; meselenin siyasi istismar konusu yapılmaması konusunda. Ama malesef Türkiye'de her konu siyasi istismar konusu yapıldığı gibi bu hadise de bilinçli olarak siyasi istismar meselesi yapılıyor. Türk milliyetçilerini tenzih ediyorum, onun dışındaki camianın istediği bu, onlara malzeme vermek istemiyorum. Yazdığı bir kitapta şehit Muhsin Yazıcıoğlu başta olmak üzere ülkücülere katiller sürüsü diyen haysiyetsizlerin bu mesele ile ilgili konuştuğunu duyduum, bunların iyi niyetli olmadığını biliyorum. Ekran önünde farklı, ekran arkasında farklı konuşurlar.
O kendisini anladı. Açık adres veriyorum. Şu anda bir TV kanalında program yapıyor. Yazıcıoğlu başta olmak üzere, ülkücü hareketin önemli şahsiyetlerine katiller sürüsü diyen bir zavallı haysiyetsizle beraber ben bir programa çıkar mıyım?"
"Türkiye geçmiş yıllarla kıyaslandığında (Sinan Ateş suikasti) bundan 10 sene önce olsaydı ne failler yakalanmış olurdu, failler teşhis bile edilemezdi. Devletimiz de emniyetimiz de hukukumuz da hem imkanları genişledi hem de çok tecrübelendi.
Bu tür hadiselerin pek çoğu yaşanmadan önce engelleniyor. Mesela İstiklal Caddesi'nde Türkiye bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. Benim bildiğim 50'ye yakın saldırı girişimi de önlendi."
"Cumhur İttifakı'nın en keskin partisiyiz. Tavizsiziz. HDP'den seçilmiş olan Meclis Başkanvekilinin yönettiği hiçbir oturuma katılmıyorum. Onları legal görünümlü illegal bir yapı olarak görüyorum. PKK'nın siyasi şubesi olarak görüyorum."
"Bunların hepsini görüyoruz, tanıyoruz. Çoğu müslüman bile değil. Bizden değil ya bu adamlar. Başka bir şeyler. Kendi eski sosyalist fikirlerine hizmet ediyorlar. Militan gibi düşüncelere sahipler.
Bunu derken genel sol düşünceyi tenzih ederim. Ahlaklı, vatansever çok solcu arkadaşımız var CHP'de olsun başka partilerde olsun. HDP ve onun yanında kümelenmiş partilere baktığımızda ortak özellikleri şu, devlet vatan ve millet düşmanları. Bunlar batı uşağı. Bunlar LGBT+'ları savundukları kadar Türkleri Türk kültürlerini savunmazlar. İstisnalar olabilir ama onların da orada bulunmaları ihanet değilse de gaflettir.
O nedenle kapatılmalıdır. AYM yarın görüşecek, milletimiz HDP'ye yapılan sezim yardımın en azından kapatma davası sonuçlanana kadar tedbir konulması gerekir. Yoksa devlet eliyle, Anayasa Mahkemesi eliyle HDP'ye kaynak aktarılmış olur."
"(Cumhur ittifakı oy oranı) Dün akşam bir anket sonucu öğrendim. Orada gördüğüm şu. Seçimin her iki ayağını da Cumhur İttifakı kazanıyor. Vatandaşımızın endişesi olmaması lazım. Birileri algı oluşturuyor, bizimkilerin bazıları da bu algıya yeniliyorlar. Cumhurbaşkanlığını da kazanıyor ittifak. Elimizdeki anket ilk turda cumhurbaşkanımız seçiliyor. İkincisi 51 ile 53 arasında bir oyla seçiliyor. Meclis ayağında ise şuanda 325 civarında vekil çıkarıyor."
"(İmamoğlu yargılama süreci) Çok açık söyleyeyim, bir kere 3.5 yıl olmuş bu sözler edileli. Bu zamana kadar çoktan bitmesi lazımdı. Ahmak sözünden ve yargılamasından bekliyorum. Niye bu kadar gecikmiş? Cevabını arıyorum. İkincisi, bilirkişi raporları filan. Ahmak sözünde bilirkişi raporuna gerek var mı. Uzamasının hiçbir mantıklı tarafı yok. Cumhur İttifakının yararına hiçbir tarafı yok. Karar kime yaramıştır diye bakmak lazım.
(Yasak gelir mi?) YSK üyelerine hakaret ediliyor, sol entellektüel kesim. Bu hakaret etme hakkını size kim veriyor? Yasada bu ceza varsa hakime bu ceza varsa verme diyebilir misin? Yasada bu varken "Birisi talimat vermiş, birisi uygulamış" bu da hakarettir.
Açıkca söylüyorum; bu yasayı değiştirelim. Hakaretten dolayı siyasi yasak altına girmesinler ama bunun bir cezası olsun. Biz ilkesel olarak diyoruz ki hukuk kararları siyasete yön vermemeli. Ama yasalarda bir ceza varsa bunu da hakimler niye uyguladı diye kimse saldıramaz, onları hukuksuzlukla itham edemez. Bunun yolu yasal düzenlemeden geçer. Bu yasa değişmediği sürece ceza alabilir. Bu cezayı orantısız görüyoruz."