Bayiye giremeden toplatılan Nokta'nın Genel Yayın Yönetmeni, Medyatava'ya konuştu!
Gece yarısı terörle mücadele polislerince basılan Nokta dergisinin yayın yönetmeni Cevheri Güven, o anları anlattı.
Nokta dergisi, son sayısı bayilere ulaşamadan gece yarısı saat 01:30'da terörle mücadele polislerinin baskınına uğradı.
Derginin piyasaya çıkamayan kapağında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arkada şehit cenazesi geçerken selfie yaptığı bir görüntü yer alıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararıyla 18. sayısı toplatılan Nokta'nın Twitter hesabı ve internet sitesiyle ilgili de erişime engelleme kararı alındığı öğrenildi.
Polis baskını ve savcılık kararıyla ilgili Medyatava'nın sorularını yanıtlayan derginin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven, polis baskınının nasıl geliştiği ve bundan sonra nasıl bir yol izleyeceklerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İşte, Güven'in açıklamaları:
Olay nasıl gelişti?
Her hafta olduğu gibi derginin kapağını pazar akşamı Twitter'dan paylaştık. Her pazartesi günü de dergimiz bayilere çıkıyor. Tabii kapağımızı paylaştıktan sonra Aktroll diyebileceğimiz hesaplardan çok yoğun hakaret ve hedef göstermeler başladı. Bunun ardından da gece 01:30'da hem dergimizin merkezine, hem basıldığı matbaaya, hem de dağıtım şirketine eş zamanlı olarak terörle mücadele polisleri gitti. Bütün bunlar olurken avukatlarımız da karara ulaşmaya çalıştı. Gece boyu karara ulaşamadık. Sabah saatlerinde elimize ulaştı. Kararda da gördüğümüz kadarıyla, savcılık tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret üzerinden bir karar alınmış. İlk etapta kararı polis yazmış. Fakat Cumhurbaşkanı'na hakeret bir yayın organının toplatılmasına yetmiyor. Bunun üzerine el yazısıyla "terör örgütü propagandası" da eklenmiş. Yani toplatmaya kılıf uydurulmuş. Sonrasında da dergi gerek Yaysat'tan, gerek matbaadan toplandı. Tabii taşra baskılarımız bayilere pazar günü öğleden sonra dağıtıldığı için bazı yerlerde satılmaya başladı. Bununla ilgili de polis Anadolu'da tek tek bayileri dolaşıyor.
Neden böyle bir kapak yapmayı uygun gördünüz?
Biliyorsunuz bu hafta şehit cenazelerimiz oldu. Tüm bunlar olunca bu konuda bir kapak yapmamız gerekliydi. Nokta da geleneklerinden gelen bir şey olarak dikkat çekici kapaklar yapar. Bunlar zaman zaman rahatsız edici ve eleştiri dozu yüksek olabilir. Ama bunların hepsi basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilecek şeyler. Cumhurbaşkanı'nın bir şehit cenazesinde söylediği ve canlı yayınlarda da tekrarladığı "Şehitlik sevinç duyulacak, mutluluk duyulacak bir şeydir" ifadesinden yola çıkarak hazırlanmış bir kapaktı. Çünkü insanlar sevinç ve mutluluk duydukları şeyleri arkalarına alarak selfie çekerler biliyorsunuz... Biz de böyle bir ironi yaptık. Benzer bir durum Guardian'da da yer almıştı. O zamanki İngiltere Başbakanı Tony Blair'ın savaşçı politikaları nedeniyle arkasında bir savaş görüntüsünün önünde selfie çekerken fotoğrafı vardı. Buna benzer bir şey yaptık. Fakat İngiltere'de bununla ilgili en ufak bir dava, toplatma, tazminat davası dahi olmadı. Ama Türkiye'de bu tip bir kapağa terörle mücadele polisleriyle baskın yapılarak cevap veriliyor.
Şu an son durum ne?
Dergimiz toplatılmış durumda. Twitter hesabımıza ve internet sitemize erişimin engellenmesiyle ilgili kararlar alınmaya çalışılıyor.
Size ya da derginin diğer çalışanlarına gözaltı kararı uygulandı mı, soruşturma açıldı mı?
Muhtemelen gelecektir. Fakat dün akşam savcıya talimat verir gibi, sosyal medyada derginin toplatılmasını yazan kamu görevlisi ya da parti görevlisi insanlar, bizimle ilgili de gözaltı olması gerektiği yönünde şeyler yazdılar. Hatta Twitter'da benim gözaltına alındığım da yazıldı. Bunlar doğru değil. Şu an için böyle bir karar yok. Ama tabii dergi çalışanlarını tedirgin etmek esas gerekçe. Geçen hafta Hürriyet gazetesine yapılan baskın da böyleydi. Hürriyet çalışanları ve gazete yöneticilerini tedirgin ederek, otosansüre yöneltmeye çalışıyorlar. Bizde de durum aynı. Dergimizin 13 tane personeli varken, buraya 5-6 ekiple dergi personelinden çok çok fazla terörle mücadele polisi göndermenin tek gerekçesi otosansüre yöneltmektir. Ancak ne gözaltı kararları ne de başka bir şey bir sonuç doğurmayacak.
Bundan sonra nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Derginin kurucusu Ercan Arıklı'dan bu yana Nokta dergisi bu tip kapaklar yapar. Nokta dergisi kapağında Turgut Özal'ın Marilyn Monroe'lu kolajını da kullanmıştır. 12 Eylül ve YÖK Başkanı'nın YÖK'ü kurduğunun dördüncü ayında poposu açık bir şekilde klozete oturduğu bir kapak da yayınlamıştır. Yani Nokta böyle sert eleştiriler yapar ve 12 Eylül rejiminde takibata uğramayan, toplatılmayan, hatta dava açılmayan bu tip kapaklar, bugün terörle mücadele polisinin baskın konusu haline getiriliyor. Ama bu bizim gazeteciliğimizi etkilemeyecek. Çünkü şu an ülkeyi yönetenlerin bize verdikleri özgürlük alanında hareket etmiyoruz. Biz kendi gazetecilik durumuşumuz ve cesaretimiz çerçevesinde hareket ediyoruz.
Nokta, aynı şekilde yine rahatsız edici kapaklarıyla yoluna devam edecektir.
Canan Kaya / Medyatava
canankaya@medyatava.com