Batı medyasına çok sert çıktı: Niye sesleri çıkmıyor. TRT World Forum 2023'te konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'deki katliama sessiz kalan medyaya yüklendi
TRT World Forum 2023'ün açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde İsrail'in Gazze'deki katliamları vardı. Küresel medyaya yönelik sert açıklamalar yapan Erdoğan, Türkiye'deki basının durumuyla ilgili konuştu ve "Bugünlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldik" sözlerini hatırlattı. Erdoğan, "Şu anda Gazze'de 70'i aşkın medya mensubu öldü. Nerede dünya? Dünyanın o meşhur basın yayın organları nerede? Niye sesleri çıkmıyor?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan batı medyasına sert tepki geldi, sert sözlerle Gazze'deki katliama sessiz kaldıkları için eleştirdi.
Bu yıl 7'ncisi düzenlenen TRT World Forum 2023 başladı. Forumun açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı.
Forumda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani- Sadriu, İstanbul Valisi Davut Gül, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, medya temsilcileri, uzmanlar ve davetliler yer aldı.
Programda, farklı ülkelerde yaşayan çocuklar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a barış çabalarını temsil eden bir hediye vererek teşekkür etti.
BU GÜNLERE MANŞETLERLE ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Basın, bilhassa da kalemini ve ekranını küresel güçlere kiralamayan özgür basın demokrasiler açısından yeri doldurulamaz bir ihtiyaçtır. İyi işleyen ve sağlıklı bir demokrasi için yasama, yürütme, yargı erklerine ilaveten dördüncü kuvvet olarak basının sayılması boşuna değildir. Güdümlü basın ise halkın haber alma hakkı yanında demokrasi içinde açık bir tehdit oluşturur. Ülke olarak 70 yılı aşan çok partili demokrasi mücadelemizde bu hakikati tüm boyutlarıyla pek çok kez tecrübe ettik. Üzülerek ifade etmek isterim ki bir dönem demokrasiye sahip çıkmak yerine, vesayetçilerin yanında hizalanan darbeye alkış tutan, milli iradeye müdahale çağrısında bulunan bir medya yapısıyla karşı karşıyaydık. Manşetlerini vesayetçilerin attığı güdümlü medya düzeni, bilhassa 2002 öncesinde Türkiye'nin acı bir gerçeğiydi" ifadesini kullandı.
Erdoğan şöyle konuştu: Elbette bu zor dönemlerde her türlü tehdide rağmen milli iradenin yanında duran cesur basın yayın kuruluşları ve medya mensupları da vardı. Sayıları kısıtlı olmakla birlikte halka karşı sorumluluğunu yerine getiren bu gazetecilerin isimlerini demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırmışlardır. Biz de bu cesur kalemleri daima şükranla yad ediyoruz, yad edeceğiz. Türk demokrasisi ne zaman riske girse hemen vesayetçilerin tetikçiliğine soyunan postallı medya mensuplarını da asla unutmayacağız. Esasen kalemini, köşesini, ekranını güç odaklarının emrine verenlerin saldırılarına İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığımızdan itibaren biz de defalarca maruz kaldık. Muhtar bile olamaz manşetinden, 411 el kaosa kalktı provokasyonuna kadar nice medya operasyonunun hedefi haline getirildik. Ama bunların hiçbirine boyun eğmedik. Yıldırma girişimleri karşısında asla geri adım atmadık, her zaman söylediğim gibi bu günlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldik.
NİYE SESLERİ ÇIKMIYOR?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerektiğinde ağır bedeller ödemeyi göze alarak ülkemizde tüm kurum ve kurallarıyla hakiki demokrasiyi tesis ettik. Objektif kriterlere göre değerlendirme yapıldığında herkesin kabul ettiği gerçek şudur. Türkiye, ekonomisiyle, demokrasisiyle, basınıyla, gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri bir noktadadır. Bugün medyamız 2002'den daha zengin, daha çeşitli, toplumun farklı kesimlerinin daha fazla temsil edildiği çoğulcu bir yapıya sahiptir. Teröre bulaşmadığı, şiddeti övmediği ve başkasına hakaret etmediği müddetçe isteyen istediğini yazabilmektedir" dedi.
Erdoğan, "Muhalif veya muvafık fark etmeksizin medya mensuplarımızın fikirlerini serbestçe ifade etmelerinde hiçbir mani bulunmuyor. Eksiklerimiz yok mu, tabi ki var. Dünyadaki her ülkede olduğu gibi bizim de çözmemiz gereken meseleler olduğunun farkındayız. Şu anda Gazze'de 70'i aşkın medya mensubu öldü. Nerede dünya? Dünyanın o meşhur basın yayın organları nerede? Niye sesleri çıkmıyor? Niçin öldürülen bu mensuplarına yönelik manşetlerini atmıyorlar? Amerika'nın o meşhur gazeteleri nerede? İngiltere'nin o meşhur gazeteleri dergileri nerede? Fransa'nın o meşhur gazeteleri nerede? Almanya'nın o meşhur gazeteleri nerede? Hiçbirinin sesi çıkmıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla bu zorlukların hep birlikte üstesinden geleceğiz" ifadelerini kullandı.
GAZETECİ KATLİAMLARI...
Erdoğan, "Gazze'de 7 Ekim'den bu yana devam eden katliamlar, bize sadece özgür değil aynı zamanda adaletli ve vicdanlı basının da önemini hatırlatmıştır. Çoğu kadın ve çocuk 180 bine yakın masumun katledilmesinin kağıt kesiği kadar yer bulamadığı bir medya karartmasıyla karşı karşıyayız. İsrail Gazze'de sadece kadın ve çocukları değil, çok zor şartlar altında görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını öldürmüş ve öldürmeye devam ediyor. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 70'ten fazladır. Daha vahimi uluslararası basın kuruluşlarının bu tabloyu kabullenmesidir. Düşünebiliyor musunuz? Her gün bir gazeteci katlediliyor ancak yıllardır bize basın özgürlüğünden dem vuran kurumların hiçbirinin gıkı dahi çıkmıyor. Küresel medya kartelleri Gazze'deki vahşeti gözlerden kaçırmaya, Hamas bahanesiyle gazeteci katliamını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Basın özgürlüğü ve medya ahlakının ötesinde insan onurunu yerle yeksan eden bu vicdansızlığı biz reddediyoruz. Bugün Gazze'deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların yarın başka bir konuda söz söyleme hakları olamaz. Aslolan bugün konuşmak, bugün yazmak, gerçekleri bugün anlatmaktır. Aslolan mazlum ve mağdurların feryatlarını bugün duyurabilmektir. Türk basın yayın organları işte bunu yapmanın bunu başarabilmenin gayretindedir. Her türlü riski göze alarak Gazze'den dünyaya hayati bir iletişim koridoru açan TRT'mizi, Anadolu Ajansımızı ve diğer basın kuruluşlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum" dedi.
PANDORA'NIN KUTUSU AÇILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pervasızca işlenen insanlık suçlarına ortak edilmeye çalışılan medya kuruluşlarına sesleniyorum. Akılla, izanla, vicdanla, mantıkla basın ahlakıyla hiçbir bağı olmayan bu aklama çabasından kandan beslenen bu retorikten, bu zalim iddiadan, bu ahlaksız dayatmadan kurtulun. Hristiyan, Müslüman, Yahudi fark etmez… Hep birlikte, kimsenin kendini dışında tutamayacağı bir sorumluluk altındayız. Dünyanın neresinde olursa olsun, medya mensupları başta olmak üzere tüm vicdanlı insanlar cesur olmak, dik durmak, hakkı ve hakikati açık yüreklilikle konuşmak zorundadır. Bu katliam bugün Gazze'de yaşanıyor olabilir. Şayet bu akıl ve vicdan dışı mezalimin önüne geçemezsek artık dünyanın hiçbir yerinde, hiç kimse kendini güvende hissedemez. Çünkü bir kere Pandora'nın kutusu açıldı. Zulmün çirkin ve vahşi yüzü her an her yerde karşımıza çıkabilir. Gazze'yle ilgili çarpık bakış açısının asıl tehlikesi dünyanın geleceğiyle ilgili umutları işte böyle bir gayya kuyusuna atmasıdır. Hiç kimsenin insanlığı böyle bir çıkmaza sürüklemeye hakkı yoktur. Amerika ve Avrupa ülkelerindeki yönetimler, Filistin halkının ve bilhassa Gazze'deki mazlumların ahına kulak tıkayarak aslında en büyük kötülüğü kendine yapıyor. Batı üzerine titrediği güvenlik ve refah düzenini kökten sarsacak bir sınamadan geçtiğinin hala farkında değil" ifadelerini kullandı.