Basın Bayramı'nda 'sansür' etkisi
24 Temmuz Basın Bayramı dolayısıyla Gazeteciler Cemiyeti bir açıklama yaptı.
Gazeteciler Cemiyeti'nden yarın kutlanması planlanan Basın Bayramı ile ilgili olarak şu açıklama yapıldı:
"BASINDAN SANSÜRÜ KALDIRACAK İRADE, LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI'NIN RUHUNDA MEVCUTTUR!
Yarın 24 Temmuz 2013; Cumhuriyet tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olan, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın 90'ıncı; basın tarihimizin önemli dönemeçlerinden, 24 Temmuz 1908’de Meşrutiyetin ilanıyla Türk basınından ilk kez sansürün kaldırılmasının 105'inci yıldönümü...
Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, hukukunu ve egemenliğini uluslararası düzeyde kayıt altına alması bakımından, devletin kurucu belgelerinden biridir. Cumhuriyetimizin temel nitelikleri, Lozan Antlaşması’nda yer almıştır. Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütündür. Türkiye’de yaşayan ve Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes birbirleriyle eşit ve aynı haklara sahip Türk ulusunu oluşturur.
Türk ulusu, olağanüstü koşullarda, örnek bir mücadele vererek Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış ve ulusun egemenliğine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Bunun en güzel kanıtı, Lozan Antlaşması’nın imzalanması sürecidir.
Türkiye'yi bölmeye çalışanları hüsrana uğratan; laik ve üniter Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan önemli gelişmelerden biri olan Lozan Barış Antlaşması'nın yıldönümünü bayram havasında kutlayan Türk milleti, dünyaya örnek oluşturan bağımsızlık ruhunun haklı gururunu taşımaktadır.
BASINDAN SANSÜRÜN KALDIRILMASI
Buna karşılık, "basından sansürün kaldırılmasının" yıldönümünde ülkemizde basın özgürlüğü ve sansür uygulamaları tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Aralarında üyemiz İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın da bulunduğu gazetecilerin mesleklerini icra ettikleri için "cezalandırmaya" dönüşen ve Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla bile çelişen uzun tutukluluk halleri, çağdaş demokrasi anlayışına göre ülkemiz için bir utanç kaynağıdır. Bu tablo, 24 Temmuz'u bayram olarak kutlamamızı engellemektedir.
24 TEMMUZ, NE ZAMAN BASIN BAYRAMI OLUR?
Gazeteciler Cemiyeti (Ankara), 24 Temmuz'u "Basın Bayramı" olarak kutlama arzusunu her vesileyle dile getirmektedir. Ancak bunun önünde çeşitli engeller bulunmaktadır.
- Basın ve ifade özgürlüğünü engelleyen ve gazetecilerin her an "terörist" suçlamasıyla demir parmaklıkların arkasına kapatılmasına yol açabilen yasa hükümleri kaldırıldığında;
- Mesleki faaliyetlerinden dolayı cezaevlerinde bulunan gazeteciler özgürlüklerine kavuştuğunda;
- Basın ve ifade özgürlüğü ile halkın haber alma hakkının önündeki en büyük engellerden tekelleşme ile siyasi iktidarın gazetecilere ve medya gruplarına baskı ve müdahaleleri sona erdiğinde;
- İktidarın hoşuna gitmeyen yazı ve haberleri yüzünden gazeteci ve yazarların işlerine son verdirilmesinden ve medya gruplarının dünyada benzeri görülmemiş büyüklükte vergi cezalarıyla sindirilmesinden vazgeçildiğinde;
- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), medya kuruluşlarını hükümet adına "teslim alan" kurum olmak yerine, "tasarruf mevduatlarının sigorta fonu" olarak görev yaptığında; yani görev tanımında belirtildiği üzere, tasarruf sahiplerinin haklarını korumak, bankacılık sisteminin güven ve istikrarına katkıda bulunmak amacıyla tasarruf mevduatını ve katılım fonlarını sigortaladığında;
- "Yandaş medya" kavramı tarihin çöplüğüne atıldığında ve kuvvetler ayrılığı çerçevesinde medya "Dördüncü Kuvvet" rolünü yeniden üstlendiğinde;
- Basındaki tekelleşmeyle ve siyasi baskılarla giderek büyüyen sendikasızlaştırma hareketine, bunun sonucunda medya çalışanlarının iş güvenceleri olmadan çalışmasına ve hukuka aykırı olarak taşeron işçi çalıştırılmasına son verildiğinde;
- Taksim'deki Gezi Parkı'nda başlayarak yurt çapına yayılan ve siyasi iktidarın tutumu ile emniyet güçlerinin orantısız şiddet kullanması yüzünden giderek büyüyen gösteriler devam ederken ve toplumun haberlere ihtiyaç duyduğu sırada, televizyon kanalları penguen belgeselleri yayımlamak yerine gelişmeleri aktardığında;
- Öte yandan bütün dünyanın gözü ülkedeki gelişmelere çevrilmişken, duyarsız televizyon kanallarına yönelmesi gereken tepkiyi, gelişmeleri aktararak habercilik yapan yabancı televizyon kanallarına göstermekten; ayrıca Türkiye'deki gelişmeleri izlemekle görevli yabancı gazetecilere "casus" muamelesi yapmaktan vazgeçildiğinde;
- Sosyal paylaşım ağlarını "baş belası" olarak gören anlayış terk edildiğinde,
- Mısır'daki gelişmeleri Türk kamuoyuna aktarmakta büyük maharet gösteren basın kuruluşları, aynı hassasiyeti ülkemizdeki gelişmelere gösterdiğinde;
- Türkiye çapındaki gösterileri halka aktararak gazetecilik görevini layıkıyla yerine getiren televizyon kanallarına ağır cezalar verilmediğinde;
- Kısacası şerefli Türk basını, siyasi iktidarın kendisine reva gördüğü "tasma" yakıştırmasından kurtularak, sansür ve oto-sansür uygulamalarından uzaklaştığında;
24 Temmuz, bütün görkemiyle "Basın Bayramı" olarak kutlanacaktır. Bunu sağlayacak irade, Lozan Barış Antlaşması'nın ruhunda mevcuttur!
Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu"