Başdanışmandan medyaya ağır ithamlar!
Başbakan’ın başdanışmanı, Star gazetesi yazarı Yalçın Akdoğan medyaya sert çıkıştı.
Başdanışman Akdoğan, Akil İnsanlar'ın gittikleri yerlerde karşılaştığı tepkileri haberleştirenleri "sabote etmekle" "sorumlu" olmamakla, dahası "tahrik, tahrip, saldırganlık" içine girmeyle ve "çatışmayı, savaşı, ayrışmayı" kışkırtmakla suçluyor.
İşte Yalçın Akdoğan'ın "Sorumlu davranmak çok mu zor" başlıklı yazısından ilgili bölümler:
"Çözüm sürecinde ‘sorumluluk çağrısı' yapmak ne anlama gelir? Sorumlu davranmak ile siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, hocalık yapmak, kanaat önderliği yapmak arasındaki ilişki nasıl kurulabilir? ‘Sorumluluk' kime ve neye karşıdır?
Medya için ‘gerçeği ama yalnızca gerçeği yansıtmak' sorumlu davranmak mıdır? Siyasetçi seçmenine, medya okuruna, hoca öğrencisine, sivil toplum temsilcisi kendi toplumsal kesimine yönelik mi sadece sorumluluk taşımaktadır?
(…) Medya açısından da ‘sorumlu yayıncılık'ın ne olduğu iyi anlaşılmalı ve tartışılmalıdır. İRA ve ETA örneklerinde sadece muhalefetin iktidarın yükünü nasıl paylaştığı, açık işbirliği geliştirdiği vurgulanmaz, aynı zamanda basının tavrı ve tutumu da vurgulanır. Bu tür sorunlarla baş edebilen ülkeler muhalefet kadar medyanın da ‘sorumlu' davrandığı ülkelerdir.
Kamuoyunu bilgilendirme veya gerçeği ortaya çıkarma misyonundan ziyade iktidarla (değil muhalefet etme) mücadele etme misyonunu üstlenen bazı medya kuruluşları AK Parti iktidarına zarar vereyim derken ülkeye zarar vermektedir.
Köşe yazılarında Akil İnsanlar Heyeti'ni itibarsızlaştırmak için her türlü aşağılama kampanyasına başvuran bazı gazetelerin bu heyetlerin faaliyetlerini yansıtma biçimi de çok sorunludur. Akil İnsanlar bölgelerde yüzlerce kişiyle, kurumla, sivil toplum örgütüyle, akademisyenle görüşmekte, büyük kalabalıkların desteğini almaktadır. Marjinal bir kısım grupların organize tepkilerini veya saldırganlıklarını büyük bir hadise olarak göstererek asıl fotoğrafı örtmek ‘sorumlu gazetecilik' değildir.
Medya açısından ‘sorumluluk' hem hakikati ve varolan haberi objektif ve doğru yansıtmaktır, hem de demokrasi, barış, kardeşlik, çözüm gibi ideallere sahip çıkmaktır. Çarpıtma, yalan haber, dezenformasyon ne kadar kötüyse; tahrik, tahrip, saldırganlık içine girmek ve çatışmayı, savaşı, ayrışmayı kışkırtmak da o kadar kötüdür. Değersizleştirme, itibarsızlaştırma, zarar verme, tahrip etme, sabote etme gibi amaçlar peşinde koşmak basın ahlakıyla örtüşen bir gazetecilik misyonu olamaz. Objektif olarak yapılan haberin, aktarılan bilginin istenmeyen bazı olumsuz sonuçlar doğurması başkadır, açıktan bu sonuçları doğurmak için çaba göstermek başkadır.
Gazeteciliğin altını oyan bu yayın anlayışı aynı zamanda basının içinde yaşayacağı demokratik atmosferin gelişimine yönelik çabalara da sekte vurmaktadır."