Başbakan sert konuştu: O basın organlarının muhabirleri...
Başbakan Davutoğlu dün Çağlayan Adliyesi'nde şehit olan savcı Mehmet Selim Kiraz’ın cenazesi sonrasında yaptığı açıklamada medyaya yüklendi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu dün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda gerçekleşen rehine eyleminde vurularak şehit olan savcı Mehmet Selim Kiraz'ın cenaze töreninin ardından açıklamalarda bulundu.
Açıklamasında; savcı Kiraz'ın eylemciler tarafından rehin alındığı fotoğrafı yayınlayan medya kuruluşlularına yüklenen Davutoğlu, sert konuştu.
İşte, Davutoğlu'nun o açıklaması:
Maalesef medyamızın bazıları bu acıyı paylaşırken, başka bir kesimi de daha evlat acısı yüreğini inmiş ailenin acısı dururken bu sabah gazeteleri açtığınıza o resimleri, şakağına silah dayanmış resimleri yayınlama ahlaksızlığını, nezaketsizliğini göstermiştir.
Bütün bu medya mensuplarına çağrıda bulunuyorum. Öz eleştiri yapın Kendi eşiniz, babanız olsaydı bunların olacağını düşünün acaba ne hissederlerdi? Bu insani bir durumdur.
“TALİMATI BEN VERDİM”
Akreditasyon talimatını ben verdim. Ne eleştiri gelirse gelsin hepsine hazırım. Bütün ıstırapları. Yaşadıktan sonra bir rica bulundum. Medyada dikkatli olunması için rica ettim. Birçok kere söyledik.
Gece yarısından itibaren sayfaları gördüğümüzde bırakın insani duyarlılık görmedim ben. Muhterem eşleriyle görüştüğümde neler hissettiğini ben biliyorum. Evladını gördünüz, sabah bu gazeteyi gördüğünde ne hissetti?
Patronlarına da söylüyorum, her türlü eleştiriyi bize yaptılar. Tek bir yerde basına yönelik bir şeyde bulunmadım. Yayın yasağı getirdik, neden gelir o yasak?
“BİR DAHA OLURSA BİR DAHA VERİRİM BU TALİMATI”
Operasyon bitince de yasağı kaldırdık. Peki yürekteki yasak kalkar mı? Bu savcımızın bu fotosunu yayınlama hangi nasıl bir ahlaktır. Bir daha olursa bir daha veririm bu talimatı. Ben verdim talimatı…
İnsanların acısına saygı duyacak herkes. Teröristlerin propagandası yapmayacaklar. Bundan sonra herkes dikkat edecek. Tavırlarına dikkat edecek herkes.
“CENAZEYE KATILMA HAKLARI YOKTU”
Onları bugün o cenazeye katılma hakları yoktu, o çocuğun karşına çıkmalarına hakları yoktu.