Barış Yarkadaş'tan Fatih Altaylı bombası. Güneş Gazetesi'ni hatırlattı. Patron katındaki konuşmayı ifşa etti
Medya dünyasında yeni bir kavganın fitili ateşlendi. Youtube kanalında program yapan Fatih Altaylı, gazeteci Barış Yarkadaş'ı hedef alan açıklamalarda bulundu. Yarkadaş'ın cevabı ise sert oldu. Yarkadaş, Altaylı'nın Güneş Gazetesi'nde yöneticilik yaptığı dönemi hatırlattı. Yarkadaş 'patron katı'nda yaşananlara ilişkin Ahmet Tezcan'ı şahit gösterdi.
CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaşadığı polemikle gündem olan Fatih Altaylı bu sefer eski CHP Milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş'ı hedef aldı.
Altaylı, Yarkadaş için "Enteresan bir figür, devekuşu gibi. Gazeteci desen gazeteci değil, siyasetçi desen siyasetçi değil. Ortada bir figür olarak kaldı." ifadelerini kullandı.
Yarkadaş ise Altaylı'ya sosyal medya üzerinden yanıt verdi. Yarkadaş kendisinin stajyer öğrenci olduğu Güneş Gazetesi'nde Altaylı'nın yönetici iken maaş alamayan çalışanlar hakkında söylediği sözleri hatırlattı.
O dönem gazetenin yazarlarından Ahmet Tezkan ile Altaylı'nın 'patron katı'ndaki görüşmesini dile getiren Yarkadaş, "Fatih işte budur…" ifadesini kullandı.
Yarkadaş anlattıklarını 2000 ya da 2001 yılında yaklaşık 700 üyesi bulunan Gazeteciler Meclisi Girişimi’nin mail grubunda da yazdığını, Ahmet Tezcan'ın da o grupta olduğunu belirterek "Ahmet Abi hatırlar.. Cezaevinde başlayan ölüm oruçları üzerine yaptığımız bir tartışma sonrası hatırlatmıştım." ifadelerini kullandı.
İşte Yarkadaş'ın o açıklaması:
Yıl 1991..
Güneş Gazetesi’nde stajyer öğrenciyim. Gazete ciddi bir mali krizde. Aralarında Fatih Altaylı’nın da olduğu gazete yönetimi maaş ödeyemiyor.
Maaşını alamayan işçiler, gazetenin karşısında “direniş çadırı” kurmuş, maaşlarını alabilmek için çana gösteriyor. Muhabirler, habere giderken, yandaki bakkaldan borç alıyor. Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik, gazete binası ısınabilsin diye arada sırada mazot yolluyor.
Anlayacağınız tam bir sefalet var.
Fatih Altaylı ise o sırada her gün farklı bir arabayla binaya geliyor ve hiçbir şey yokmuş gibi yaşıyor.
Lafı uzatmayayım:
Sefaletin boyutu derinleşince, gazetenin yazarlarından Ahmet Tezcan, Altaylı’nın da olduğu patron katına çıktı ve Fatih’e “Bir arkadaşımızın çocuğu oldu. Çocuğuna süt alamıyor. Bani ona biraz para verin süt alabilsin” dedi.
Fatih, “Ne yapayım ben de kedime süt alamıyorum” cevabını verdi.
Fatih işte budur…