Avukatların davasında medyadaki haberler önlenecek mi?
Dokuz avukatın tutuklanmasına yapılan itirazda, davayla ilgili medyada yer alan haberlere de değinildi...
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yöneticisi ve üyesi dokuz avukatın tutuklanmasına yapılan itirazda, tutuklama kararının gerekçesiz olduğu ifade edildi.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay, ÇHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü Sevimli, ÇHD Üyesi Naciye Demir, ÇHD üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu avukatları Barkın Timtik, Ebru Timtik, Şükriye Erden, Günay Dağile ÇHD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu'ndan Betül Vangölü Kozağaçlı, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) üyesi oldukları öne sürülerek 21 Ocak'ta tutuklandı.
Tutuklu avukatların avukatları, dün Terörle Mücadele Kanunu 10. maddesiyle görevli İstanbul 1. Hakimliğine verdikleri dilekçeyle tutukluluğa itiraz etti.
Avukatlar Fikret İlkiz, Dr. Duygun Yarsuvat, Dr. Köksal Bayraktar, Hasan Fehmi Demir,Several Ballıkaya, Murat Çelik, Zeycan Balcı Şimşek, Erhan Ergun, Kazım Yiğit Akalın'ın imzası bulunan dilekçede, itiraz incelemesinin duruşma açılarak yapılması talep edildi.
"Verilmesi beklenen ceza"
Tutuklama kararında yazılı olan "verilmesi beklenen ceza dikkate alındığında tutuklama kararının ölçülü olduğu" ifadesinin ve kararın hukuka da kanuna da aykırı olduğunun altı çizildi.
Tutukluluğa itiraz dilekçesinde özetle şu itirazlar yapıldı:
"Soruşturma dosyasının içeriğine göre, avukatlara yöneltilen suçlamalar ve sorular dikkate alındığında, tutuklama kararlarında sayılan gerekçelerin hiçbiri 'kuvvetli şüphe' değildir ve hatta 'yeterli şüphe' oluşturacak olgular dahi değildir."
"Kuvvetli suç şüphesi dahi bulunmayan bu soruşturma sırasında bilmediğimiz tanık/gizli tanık beyanları ile tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırıdır."
"Kaçma şüphem mi var?"
Dilekçede, Selçuk Kozağaçlı'nın hakimlikteki ifadesinde söylediklerine de yer verildi:
"Ben Suriye'den karları buzları aşarak uçağa binip geldim. Kaçma şüphem mi var?"
İtirazda, iddiaların ve suçlamaların mükerrer olduğu da ifade edildi.
Suçlamalara delil olarak gösterilen "Hollanda ve Belçika'dan gönderilen 22 Mart 2003 tarihli word belgeleri" ile ilgili Selçuk Kozağaçlı 2004 yılında yargılanmış ve beraat etmişti. Kozağaçlı'nın avukatları, beraat kararını içeren dosyayı da mahkemeye sundu.
Ayrıca, Ebru Timtik de savcılık sorgusunda, Halkın Hukuk Bürosu hakkında yapılan savcılık soruşturmasında, "örgüt üyeliği" suçlamasından Temmuz 2012'de takipsizlik kararı verildiğini belirtti.
İtirazda, avukatların, beraat ettikleri veya takipsizlik verilen aynı suçlamalarla bu kez tutuklandığı belirtildi.
"Medyadaki haberler önlenecek mi?"
Dilekçede, basında çıkan haberler ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamalara da değinildi:
"Dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle avukatlar olarak soruşturma dosyasında incelememize olanak tanınmayan, örneğini almamız yasaklanan birçok belge, doküman ve hatta dosyada olduğu anlaşılan tanıkların ve gizli tanıkların ifadeleri ile teknik takipler ve iletişim tutanaklarının medyada haber olması önlenecek mi?"
"Operasyon görüntülerinin televizyonda sürekli yayınlanması, ifadelerin değerlendirilmesi, kozmik bilgiler gibi gerçekle bağdaşmadığı anlaşılan ve var olduğu ileri sürülenler açık oturumlarda tartışıldığında, tutuklanan avukatların ve onların avukatlarının incelemesi yasaklanan soruşturma dosyasının gizliliğinin ihlali önlenebilecek mi?" (bianet)