"Askerleri seviyorum ama ihtilalleri sevmedim"
Gülriz Sururi: "Askerleri seviyorum ama ihtilalleri sevmek için deli olmak lazım"
Son dönemde Ergenekon ve Balyoz gibi davaları eleştiren cumhuriyetçi çıkışlarıyla dikkat çeken tiyatrocu Gülriz Sururi, Skytürk360’ta “Ben askeri seviyorum ama ihtilalleri sevmedim. İhtilalleri sevmek için deli olmak lazım. 12 Mart’ta tiyatromuz battı, 12 Eylül’de boş salonda askerlerin ve silahların gölgesinde gala yaptık” dedi.
Sururi, son dönemde yaptığı mülakatlarla gündem oluyor. Sokak Kızı İrma, Keşanlı Ali Destanı gibi oyunlarıyla 60’lardan 90’lara kadar tiyatro sahnelerinde rüzgar estiren 84 yaşındaki tiyatrocu Skytürk 360’ta katıldığı Şimdi Söz Sizde’de çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.
Ergenekon ve Balyoz gibi davaların adalet duygusunu zedelediğini öne süren Sururi, programda hem 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül’ü değerlendirdi hem de askerlere bakış açısını anlattı.
Ünlü tiyatrocu “Ben askeri seviyorum ama ihtilalleri sevmedim. İhtilalleri sevmek için deli olmak lazım. Bir asker geliyor birden bire hükümet ediyor. Bir kere bir hata oldu. 27 Mayıs’ta ne olduğunu bilmeden mutlu olduk. 2 sene sonra durumu idrak ettik. 12 Mart’ta başımıza müthiş şeyler geldi. Hair müzikalinin benzerini yapmak için büyük para harcadık. 11 Mart’ta prömiyer yaptık. Başarı sarhoşuyla Taksim’e çıktık. Sabah gazete bekliyoruz. Bir de baktık muhtıra. Sokağa çıkma yasağı, bir batış ki bu kadar olur. 12 Mart’tan sonra Türkiye’ye bir daha geriye dönemedi” dedi.
’12 Eylül’de davetliler askerden korktu boş salona gala yaptık’
“Biz ihtilallerle çok çatıştık” diyen Gülriz Surui, 12 Eylül’de yapılan bir galaya askerlerin katıldığını gören davetlilerin salondan kaçtığını, askerlerin ve silahların nezaretinde boş salona gala yaptıklarını söyledi.
Kendisine siyasi görüşünü soran program sunucusu Hilmi Hacaloğlu’na sosyalistim diyen sanatçı şöyle devam etti:
“Ben ilk gençliğimde ülkemin cumhuriyeti bana yetmedi, demokraside bana yetmedi. Ben solcuydum. O günlerde biri bana ‘Türkiye’ye sosyalizmin gelmesini istiyorsun ama daha demokrasi gelmedi, demokrasinin peşine düşeceksin bilmem kaç yaşından sonra Gülriz’ deseydi inanmazdım. Bugün demokrasinin peşinde koşmaktaydım”.
Gülriz Sururi: Türkiye’de din ticareti yapılıyor
Türkiye’nin muhafazakarlaşmadığını ancak din ticareti yapıldığı görüşünü savunan Sururi’ye göre, “cumhuriyetçi olmak bugünkü iktidarın karşısında durmak” anlamına geliyor.
“Kendi insiyatifiyle başını bağlayan 50 yaşında da olabilir 15 yaşında da olabilir, hiç kimseye karşı değilim herkesin inancına büyük bir saygım var. Ben kimsenin inancına karışmıyorum. Şuna nedense çok inanıyorum eğer bir kadın tesettüre giriyorsa boyanamaz”.
Gülriz Sururi, dine bakışını Nicholas Tesla’nın bir sözü ve çocukluğundan bir anıyla anlattı:
“Dinden bahsederken ünlü bir yazarın bir sözü var. Bütün din kitapları okumuş ve anlamamış insan dindar olur; bütün din kitaplarını okuyup anlamış insan ateist olur; bütün din kitaplarını hem okumamış hem de anlamamış insan yobaz olur. Ben böyle düşünüyorum Beş yaşlarımdayken filan babamın bir süt ninesi vardı. O, her Ramazan gelişinde bana dualar öğretmeye çalışıyordu. Ben de ezberlemeye çalışıyorum ama zorluk çekiyordum. Ayşe nine vecde gelmiş ağlıyor bu duaları ederken. Ben dedim ki ‘neden ağlıyorsun bu kadar ne dediğini biliyor musun?’ Bana ‘sus öyle deme günaha girme onlar Allahın sözleri’ dedi. Ben de ona ‘anlamadığım dilde bir şey öğrenmek istemiyorum’ dedim. O da ‘sus, günaha giriyorsun’ dedi Ben de ona ‘sen Arap mısın? Niye Arapça dua ediyorsun? Benim de bilmediğim sözlerden Arapça galaguli sözlerden vecde gelip, kulhuvallahu ahad alllahü samed gibi sözlerden’ dedim”.
‘Bazen bir bomba gelse de İstanbul’u kirleten yapılar yıkılsa diye düşünüyorum’
Bütün hayatı Moda, Kalamış, Nişantaşı Beyoğlu, Gümüşsuyu gibi eski İstanbul muhitlerinde geçen Sururi, İstanbul’un dönüşümünden kaygı duyuyor.
“Öyle bir coğrafyadayız ki binlerce gecekondu, binlerce alışveriş merkezi yapılsa bir gece oluyor Boğaz’a bakıyorsunuz, ‘Allah’ım ne kadar güzel bir ülkedeyiz’ diyorsunuz. Bir güneş doğuyor neredeydim ben diyorsunuz ben burada yaşadığım için dünyanın en mutlu insanıyım diyorsunuz. Bazen de diyorsunuz ‘bir bomba gelse bütün bunları yıksa şu camilerin siluetini kurtarsa’ diyorsunuz. Zannettim ki bu iktidar bizden daha fazla önem verecek camilere. Bir de baktık caminin arkasında koca bir gökdelen.”