'Aşka yeniden güvenmeye ihtiyacımız var'
İletişim danışmanı Özgür Aras, yeni kitabı "Mutlu Aşk da Var'la ilgili açıklamalarda bulundu.
Ünlü iletişim danışmanı Özgür Aras'ın yeni kitabı "Mutlu Aşk da Var" geçtiğimiz günlerde okurla buluştu...
Aras, İnkilap Yayınları'ndan çıkan kitabıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu...
"Mutlu Aşk da Var" okuyucuya ne anlatıyor?
"Mutlu Aşk da Var", hepimizin özlem duyduğu bir cümle... Ben bu özlemden yola çıkarak aşkın aslında yanıbaşımızda olabileceğini, her ne yaşamış olursak olalım aşktan vazgeçmemek ve ona tüm kalbimizle inanmak gerektiğini anlatmak istedim. Bunu yaparken de aynı zamanda kendi deneyimlerimden, dinlediğim öykülerden, tanık olduğum hikayelerden ilham alarak aşkı bulma ve ona sahip çıkma ile ilgili ufak püf noktaları verdim. Kitabımın aşka inanmaktan vazgeçenlerin hislerini yeniden gözden geçirmesini sağlarken, aşkla barış imzalamalarına yardımcı olmasını ümit ediyorum. Çünkü aşk, ancak inanmış bir yürekte filizlenebilir... Hayatımızda mutlu aşk istiyorsak, öncelikle ona inanmayı seçmeliyiz...
Diğer kitaplarınız da aşk üzerineydi. Bu kitap tamamen aşkı anlatıyor. Bu kitabı yazma fikri nasıl oluştu?
Son zamanlarda çevremdeki herkesin aşkla ilgili bir sorunu olduğunu farkettim. Öyle ki kimileri aşka kırgın, kimileri kavgalı, kimileri ise ona karşı çok umutsuz... Oysa ki aşkın kimyasına ters umutsuzluk... Hem aşkta mutlu olmak isteyip hem de bunun imkansız olduğunu düşünürseniz, elbetteki elinizde bir tutam hüsranla kalakalırsınız. Öncelikle mutlu aşkın bu zamanda da ve herşeye rağmen varolabileceğini aktarmak istedim... Bunun için de umut dolu bir aşk kitabı yazmaya karar verdim. Çünkü benim aşka dair hissettiklerim tam da bu şekilde... Ben her ne yaşamış olursam olayım, aşkın güzelliğinden ve bana vereceklerinden asla vazgeçmiyorum... Hiç kimse de vazgeçmemeli! Aşka yeniden güvenmeye ihtiyacımız var...
Aşkla neden küsüyoruz?
Elbette geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimlerin bunda rolü çok büyük. Umduğunu bulamamak ya da doğru insanı tam bulduğunu sanırken gerçekte öyle olmadığını farketmek... Bir de başka insanların negatif yönlendirmeleri de var elbette! Oysa her insan kendi deneyiminden sorumlu. Başkaları aşkta mutlu olamıyor diye sizin de öyle olmanız gerekmiyor. O yüzden benim tavsiyem; yaşanılan herşeyi geride bırakıp sadece mutlu olmaya odaklanmak... Bir de aşkla ilgili söylenmiş tüm olumsuzluklara kulağımızı tıkamak... Kimsenin sizi aşka karşı zehirlemesine izin vermeyin!..
Bu kitap sizce okurlarınızın hayatına nasıl dokunacak?
Bence aşka farklı bir bakış açısıyla bakmayı deneyecekler. En azından buna karşı istek duyacaklar... Aşkın sandıklara kaldırılmış, dünya üzerinden silinmiş bir duygu olmadığını, hala tüm canlılığı ve tazeliği ile bizimle olmaya devam ettiğini farkedecekler. Bakış açınızı değiştirdiğinizde dünya değişir ya hani; ben de kitabımda aşka daha pozitif, daha istekli bakılması dolayısıyla da aşka bir an önce kavuşulması adına farklı bölümler kaleme aldım... Yani hep beraber, dünyanın bu en eşsiz duygusuna karşı kalbimizi ferahlatıp, rahatlatacağız... Önyargılarımızı kıracağız... Bizi aşağı çeken tüm geçmiş kayıtlardan kurtulacağız... Sonra da ona kavuşmak için doğru zamanı bekleyeceğiz...
Aşk adına yazılan pekçok kitap var piyasada... Peki terzi söküğünü dikebiliyor mu? Yani siz aşkta başarılı mısınız?
Aşk bir hedef değil, yaşamın ta kendisidir... Eğer aşka bir hedef olarak yaklaşırsanız, onun doğallığını yok eder, elinizde bir kriterler listesiyle dolaşır durursunuz. Ben aşkın hayatım boyunca bana yaşattığı muhteşem deneyimlerin kıymetini bilmiş, bunlara şükretmiş ve onunla geçirilecek daha nice güzel anı heyecanla bekleyen biriyim. Aşkla kavga etmek yerine, onu acı- tatlı her haliyle kabul ettiğim için de zamanında hayatıma dahil olmuş ama görevini tamamlayınca oradan uzaklaşmış kimseye karşı öfke duymuyorum. Tam tersi benim için her biri çok değerli ve onları minnetle anıyorum... Yani ben aşkla meselesi olmayan ama hala beklentisi bulunan ve bundan da keyif alan biriyim. O yüzden diyebilirim ki; evet kendi söküğümü dikebiliyorum...
Mutlu Aşk Da Var ‘ın özetini sen anlatır mısın bize?
“Mutlu Aşk Vardır” ın kısaca özeti şu: Hepimiz aşkı arıyoruz, onu bulamamaktan yakınıyoruz. Aşkı bulanlar ise onu elinde tutamamaktan şikayet ediyor. Sonuçta şehirde kadın-erkek mutsuz kalabalıklar artıyor. ‘Mutlu Aşk Vardır’ da aşkı bulmanın hiç de zor olmadığını, bulduğumuz her aşkın sonunda bizi kaybedişin beklemediğini, geçmiş deneyimlerin acısından kurtularak taptaze bir başlangıç yapabilmenin mümkün olduğunu anlatıyorum. Son zamanlarda zihnimizde oluşan bilgi kirliliğinin aksine diyorum ki; mutlu aşk vardır; yeter ki mutsuz insan olmak için uğraşmayalım.
Aslında kitabıma bir nevi "Mutlu Aşk Rehberi" diyebiliriz. Bu sırada muazzam ilahi plandan da söz etmeden olmaz elbette!.. ‘Olmayanı oldurmaya çalışmak, olacağa engel olmak ya da onu geciktirmektir... Büyük resimde bizi bekleyen muhteşem sürprizleri bilmediğimize göre, eski sevgili hayaletinden ve mutsuz geçmiş deneyimlerden kurtulup kendimizi ilahi akışa teslim etmeliyiz... Böylece yeni fırsatlara ve mutluluğa açık hale geliriz...
Kitabınızın bir bölümünde günümüzde ilişkilerin de pr'ının yapıldığını ve mesleğiniz gereği buna çok tanık olduğunuzu yazmışsınız. Hatta bu yüzden okurlarınıza başka insanların ilişkileri ile kendi ilişkilerini kıyaslamamalarını söylemişsiniz. Ünlüler dünyasında reklam aşklar her zaman çok konuşulur. Gerçekten bu durum yaygın mi?
Bu sadece ülkemizde değil, tüm dünyada kullanılan bir yöntem. Yani yaşanılan ilişkilerin çevresinde dikkatleri üzerine çekmek, kendinden konuşturmak. Bilhassa da albüm ve film tanıtımları öncesinde... Bu değil ki tüm ünlüler reklam askı yaşıyor ama bizler ışıltılı dünyanın albenisine kendimizi çokça kaptırıyor ve filmlerdeki gibi bir aşkın peşine düşüyoruz. Ben diyorum ki, film aşkları bırakıp, her şeyiyle sadece size ait olan, sizi yansıtan bir öykü yazın. Herkesin mutluluk ölçüsü farklıdır. İlişkinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Bu size sadece mutsuzluk getirir. Onun yerine aşkın ve yüreğindeki heyecanın tadını çıkarın... Başkalarını kıskanmaktan daha güzel bir seçimdir aşkın varlığına şükretmek...
*Siz hiç gerçekten aşık oldun mu?
Olmaz mıyım. Hayatıma kim girdiyse ona aşık olduğum için girdi.
*En uzun ilişkin kaç yıl sürdü peki.
Dört yıl.
*Şuan hayatında biri var mı peki ?
Ne kimseye aittim, ne de kimseye sahip... Şuan biri yok. Ama birbirimizi tanıma aşamasında olduğumu biri var. Ona Mutlu Aşk’ın olduğunu ispatlamaya çalışıyorum.
*26 yıldır bu işi yapıyorsun ? Senin başarın nedir?
İşini severek yapmak. İşini severek yaparken çok çalışmak. Yenilikci olmak.
*Siz hep birilerinin zor zamanlarında yanındasın neden ?
Hayat bana bunu öğretti. Bu renkli dünyada iyi güzel zamanda etrafınızda çok insan görürsünüz. Kötü günde elini tutmak gözünün içine bakabilmek önemli.
*Hayat nasıl öğretti peki ?
Yirmili yaşlarımın başında bir sabah en yakın arkadaşını kaybedince insan düz duvara toslayınca her şeyin boş olduğunu anlıyor insan. Ajlan (Büyükburç) ın ölümünün ardından ben evde avaz avaz tek başıma ağladım. Ne omzunda ağlayabildiğim ne elini tutabileceğim biri vardı yanımda. Herkes baktığın zaman yanımdaydı ben kimseyi göremedim ama. O zaman söz verdim kendime birilerinin zor zamanında yanında olmaya.
Bu kadar özverinin karşılığını görüyor musunuz peki?
Bir karşılık beklemiyorum ki. Ben birileri için gönülden bir şeyler yaparken bakıyorum zamanla bir zaman sonra bunlar benim görevim yapmak zorundaymışım gibi algılanıyor içimden gülüyorum sadece.
Sizin ilişkiniz neden bitiyor ?
Öyle çok seviyorum ki. Hayatımın merkezi sadece o oluyor. Gözüm başka bir şey görmüyor. Her an her saniye ilgi benden olunca bu hep böyle olacak sanılıyor. Bende aynı ilgiyi bekliyorum. Alışkanlıklarım görevim haline gelince bir müddet sonra bendeki o ilgi bitiyor. Gözüm biranda açılıyor. İlgi bitince karşımdaki ne olduğunu anlamıyor. Yanılgıları ben çok aşığım gözüm başka birini görmeyecek sanıyorlar.
En son ilişkiniz de bundan mı bitti?
En son ilişkimde aynen bu nedenle bitti. Benim ilgim dağıldı gözüm açıldı. Ve akışına bırakınca da bitti
Siz terk eden mi terk edilen mi olursunuz çoğunlukla?
Ayrılığın terk edeni veya terk edeni mi olur. Karşılıklı bence bu. Ben hayatıma giren herkese şükrediyorum bana yaşattıkları o güzel duygular için. Bu duygular için terk edilen de olurum ne fark eder...
Bu kitap birine mi yazıldı? Bir mesaj içerikli mi?
Bu kitap birine değil. Ama bir şeyi itiraf edeyim sana ilk kitaplarımda bu kitabı sana yazdım dediğim çok insan oldu. Hepsi çok övündüler onlar için kitap yazdığıma ama gerçek o değildi. Yeni gelecek için kılavuz niteliğinde olsun.