Arda Kural'ın annesi Gülnur Kural: Çakıl taşlarını altın sanıyordu
Şizofreni başlangıcı teşhisiyle hastaneye yatırıldığı iddia edilen oyuncu Arda Kural’ın annesi Gülnur Kural, oğluna şizofren teşhisi konmadığı söyledi.
Şizofreni başlangıcı teşhisiyle hastaneye yatırıldığı iddia edilen oyuncu Arda Kural’ın annesi Gülnur Kural, “Deniz kenarından topladığı çakıl taşlarına kafayı fena taktı, kuyumculara bile gösterdi. Kendi isteğiyle hastaneye yattı. Ziyaret ettiğimde bana yine taşlardan söz etti” dedi.
Leonardo Di Caprio’ya benzetilen oyuncu Arda Kural’ın (32) 5 gündür şizofreni başlangıcı teşhisiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatıyor. Kocaeli Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra oyunculuğa yönelen ve Lise Defteri, Emret Komutanım gibi dizilerde rol alan ‘Yerli Leonardo’ lakaplı oyuncu Kural’ın 3 yıl önce depresyona girdiği öğrenildi. 26 Aralık tarihinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırılan Kural için hastaneden bir yetkili “Evet, Arda Kural 5 gündür burada ve K2 servisimizde tedavi görüyor” dedi.
"Arda en son Kubilay filminde oynamıştı. Yapımcısından aşağı yukarı 22 bin dolar alacağı vardı ancak alamadı. Yapımcıyla yönetmenle çok büyük bir münakaşalara girdi. Oğlumun hayatında her şey üst üste geldi. Ortaköy’deki evini boşaltıp benim Büyükçekmece’deki evime taşındı.
Arda’daki değişim 4 yıl önce başladı. Melek gibi oğlum gitti, sinirli, agresif bir insan geldi. Son filminden parasını da alamayınca daha da sinirli oldu. Hatta bir keresinde kardeşinin üzerine yürüdü ki bize çok düşkündür. O zaman ‘Hadi oğlum gel seni doktora götürelim’ dedim. Ama oğlum hastalığını kabul etmedi. Hatta bana “Sen hastasın anneciğim, sen şizofrensin’ dedi.
2-3 yıl önce de tamamen içine kapandı. Çok az konuşuyordu. Çok güzel iş teklifleri geliyordu ama kabul etmiyordu. Her şeyden kaçmaya başladı. Hastaneye yatırmak istedik, yine kabul etmedi. Son günlerde ise olmayan şeyleri oldu gibi göstermeye başladı. ‘Oğlum hayal mi kuruyorsun’ dediğimde “Hayır anne bunlar beynimden geçenler” diyordu. Sürekli ‘Bana kazık attılar, bunları mahvedeceğim’ diyordu.
İlerleyen zamanlarda 'Ben altın arayacağım, madenci olacağım' gibi şeyler söylemeye başladı. Son zamanlarda sahile inip, taş topluyordu. Evimiz Büyükçekmece’de, sahil kenarında. Hava almak için sahile inip, elinde taşlarla geliyordu. Taşların en güzellerini toplayıp, eve getirip bana “Anne bunlar altın olabilir mi?” diye soruyordu. Ben de ona ‘Oğlum bunlar taş, denizin dibinde altın olmaz’ diyordum.
Oğlum ikna yeteneği çok yüksek bir çocuk. O taşların değerli olduğuna kendini öylesine inandırmış ki kimseye kulak asmıyordu. Hatta evimizin orada tanıdık kuyumculara taşları götürüp “Abi bunlar değerli olabilir mi” diye sormuş. Onlar da ‘Hayır Ardacığım, onlar taş’ diye karşılık vermiş.
Geçen gün ziyaretine gittim. Sarıldı bana, konuştuk. İlk önce çok aklı başında, mantıklı konuştu. Aradan yarım saat geçti ki yine bana ‘Anne bende taşlar var. Onları benim için saklar mısın’ dedi. Bildiğiniz çakıl taşlarından bahsediyor.
Oğlum bir dönem alkol kullanıyordu ama 1 yıl önce bırakmıştı. Uyuşturucu testi de yaptılar, tahlilleri temiz çıktı.
Hastaneye kendi isteğiyle yattı. Ömer diye çok samimi bir arkadaşı vardı o da çok uğraştı yatırmak için. Kız arkadaşları da Arda’daki değişimin farkındaydı. Onlar da bana ‘Arda’ya ne oldu’ dediler. Ama şunu söylemeliyim; Arda’ya şizofren teşhisi konulmadı. Doktoru bana psikonevroz dönemi dedi. İnşallah 2-3 aylık tedavi sonrası oğlum eski sağlığına kavuşacak."
(Vatan-Zehra Çengil)