Anksiyetenizi yenmek için bunu yapmanız gerekiyormuş. Duyanların ağzı açık kaldı. Herkesin midesini ağzına getiren o şey sizin anksiyetenizi geçiriyor işe yaradığı test edildi. Denemeye cesaret edebilecek misiniz...
Anksiyete atağı korkutucu bir deneyim olabilir. Atak geçiren kişiler, nefes alamadığını, kalplerinin çok hızlı attığını, başlarının döndüğünü veya düşüncelerini kontrol edemediğini hissedebilir. Anksiyeteyi kontrol altında tutmak için pek çok çalışma yapılıyor Yeni bir araştırmada öyle bir şey ortaya çıktı ki. Duyanların midesi ağzına geldi. Çünkü bu araştırmaya göre başkalarının terini koklamak sosyal fobinizi azaltıyormuş...
Anksiyete ataklarına genellikle ölüm korkusu veya başka korkular da eşlik edebilir. Bireyler kaygıları hiç bitmeyecekmiş gibi hissedilebilir.
Kontrol altında tutmanın kişiden kişiye değişen pek çok yöntemi var ve halen de araştırmalar devam ediyor. Ancak bu araştırma herkesin midesini ağzına getirebilir.
Nedenini soracak olursanız...
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, İsveç'in başkenti Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü'nden Elisa Vigna ve meslektaşları ise vücut kokularının sosyal fobiyi nasıl etkileyeceğini öğrenmek istedi.
TER KOKUSU
Araştırmacılar bir grup gönüllünün koltuk altlarından ter örnekleri topladı. Daha sonra yaşları 15 ve 35 arasında değişen 48 kişi üzerinde deney yapıldı ve bu kişilerden bir grup toplanan ter kokularına maruz bırakıldı. Söz konusu kişiler halihazırda sosyal fobiden mustaripti ve bunun için farkındalık terapisi görüyordu.
KAYGI SEVİYELERİ GERÇEKTEN AZALDI
Hem terapi gören hem de kokuya maruz bırakılan grubun kaygı seviyelerinde yaklaşık yüzde 39 azalma tespit edildi. Sadece farkındalık terapisi alan grubun kaygı seviyelerindeki azalmaysa yüzde 17'de kaldı.
Araştırmacılar terapi ve ter koklamanın birlikte uygulandığında sosyal fobi tedavisinde daha etkili olduğu sonucuna vardı. Ter kokusu ve sosyal fobi arasındaki bağlantı ise belirlenemedi. Ancak araştırmacılar daha kalabalık bir kitle üzerinde yapılacak yeni çalışmalarla bu bağlantının belirlenebileceğine inanıyor.
Ekibe liderlik eden Vigna, sonuçlara "epey şaşırdıklarını" söyledi.
"Bu etkinin kaynağı belki de katılımcıların başka birinin varlığına maruz kaldığını hissetmesinden kaynaklanıyordur" diyen araştırmacı, şöyle ekledi, "Ancak bunu doğrulamak için yeni çalışmalar yapmamız gerekiyor."