Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından oyununa salon verilmemesini nasıl yorumladı?

Medyatava, Levent Üzümcü'ye sordu!

Ankara Devlet Tiyatrosu'nun 1-6 Mart tarihleri arasında ‘Ankara Tiyatro Günleri' için tahsis ettiği Şinasi Sahnesi'nin tahsisini, ‘program yoğunluğu'nu gerekçe göstererek iptal ettiği öğrenildi. Ancak iptal gerekçesinin asıl nedeni, ünlü oyuncu Levent Üzümcü'nün ‘Anlatılan Senin Hikayendir' adlı oyunda sahne alacak olması...



Ankara Tiyatro Günleri Etkinlik Komitesi, sosyal medyadan tüm programın iptal edildiğini duyururken, Medyatava, olayın nasıl geliştiğini ve iptal kararıyla ilgili görüşlerini ünlü oyuncu Levent Üzümcü'ye sordu.



MT: Ankara Devlet Tiyatrosu, Şinasi Sahnesi'nin tahsisinin iptaliyle ilgili nasıl bir açıklamada bulundu, kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?



Levent Üzümcü: Tiyatrolar, yıl içerisinde oynayacaklarını düşünerek Devlet Tiyatroları'nın sahnelerinden gün alırlar. Bunları da o tiyatrolar adına organizatörler yapar. Eğer o tiyatro, o tarihte oynayamıyorsa, onun yerine başka bir tiyatro o sahneyi alır, sahne de ona verilir ve devam eder. Teamüllerde bu böyle işler.



Yani Devlet Tiyatrosu 'Vay efendim siz bu tiyatro için aldınız ama bu tiyatro geliyor' demez. Çünkü organizatör bundan para kazanacaktır. Adam da sonuçta zarar edeceği bir şeyi yapmak istemez. Bizim organizatörümüz bu tarihleri başka bir tiyatro için almış. Ankara Şinasi'de 2 tane oyunumuz olacak diye biletlerimiz satışa çıkmış. 



Tabii o partinin bir takım Gestapo'ları var. Bu Gestapo'lar da çıkmışlar demişler ki; "Vay efendim devletin kurumunda bir vatan haini nasıl oynar?"... Onlardan birebir duymadım ama muhtemelen böyle söylemişlerdir. Devlet Tiyatrosu da bizim oynamış olduğumuz oyunla ilgili "Biz size vermemiştik ki tiyatroyu" demiş. "Ama bu güne kadar kırk yıldır böyle işliyor bu işler" yanıtı verilince de "Hayır bundan sonra böyle işlemeyecek" deniliyor. Sonrasında öbür oyunla ilgili tarihlere bakılmış ve bir çıkar yolu bulunamayınca bütün festivali iptal etmişler. Yerine kendi oyunlarını koymuşlar. Aynı Antalya'da yapıldığı gibi... Ve orada bu işten ekmek yiyen bir ton meslektaşıma da yazık ettiler.



Sorulduğunda, kendileri sütten çıkmış ak kaşıktır. "Yapılan şeylerin bizle bir alakası yoktur" diyeceklerdir çok büyük bir ihtimalle. Ama kırk yıldır bugüne kadar ilerleyen işlerin neden bugün bu hale geldiğini bilmiyoruz. 



Gerçekten merak ediyorum, ne yapmayı düşünüyorlar acaba? Ben tiyatro oyunu oynamayayım, reklam seslendirmesi yapmayayım, televizyon dizisinde oynamayayım, sinema filmi çekmeyeyim istiyorlar herhalde... Bu nereye kadar böyle devam edecek? Bir de bize yönelik bu uygulamaları meslektaşlarımıza yaptırıyorlar. Bu insanlar gelip geçici. Hepimiz gibi... Ama hükümetler bir insan ömründen daha az yaşarlar. Biz bu işi yapan insanlar olarak yüz yüze bakacağız ileride. Ben onurumla iki ayağımın üzerinde durabildiğim kadar dik durmaya çalışıyorum. Doğru bildiğimi çekinmeden sonuna kadar söylüyorum. 



Devlet Tiyatrosu devlete ait bir kurumdur. Devlet de bütün halkıyla bir devlettir. Devlet Tiyatrosu dediğiniz şey de bütün halka aittir. Sadece rejimini bize zorla dayatan partinin değildir bu devlet, hepimizin devletidir. 



Son olarak asıl ilginç olan bilgiyi de paylaşayım; benim oynağım "Anlatılan Senin Hikayen" oyunu, Devlet Tiyatroları repertuarından geçmiş ve Devlet Tiyatroları'nda 120 kez sahne almış bir oyun. Ne oldu da şimdi oynanmasına izin verilmiyor? Yazıktır...





Canan Kaya / Medyatava



canankaya@medyatava.com



 
Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında