Anayasa Mahkemesi, Bekir Coşkun'la ilgili son sözü söyledi!
Anayasa Mahkemesi (AYM), gazeteci Bekir Coşkun'un aldığı ceza nedeniyle verdiği 'hak ihlali' kararının gerekçesini açıkladı.
AYM gerekçeli kararında, Sözcü yazarı Bekir Coşkun'un yazdığı 'Boyalı Merdivenler' isimli köşe yazısı ile ilgli davada aldığı ceza nedeniyle "Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine" hükmetti.
Anayasa Mahkemesi, gazeteci Bekir Coşkun'un 4 Temmuz 2013'te yazdığı 'Boyalı Merdivenler' isimli köşe yazısı sonrası açılan davada aldığı bir yıl iki ay on yedi gün hapis cezasının hak ihlali olduğuna hükmetmişti. Bekir Coşkun'un bireysel başvurusunu değerlendiren mahkeme, cezanın ifade ve basın özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti. Gerekçeli kararda, Coşkun hakkında 'kurul halinde çalışan kamu görevlilerine hakaret suçunu' işlediği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kamu davası açtığı, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 29 Nisan 2014 tarihli kararında Coşkun'un basın yoluyla hakaret suçundan bir yıl iki ay on yedi gün karşılığı adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği hatırlatıldı. Mahkeme, değerlendirmesinde 'Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinin birinci fıkralarının, ifade özgürlüğüne içerik bakımından bir sınırlama getirmediğini, hem gerçek hem de tüzel kişiler için geçerli olan ifade özgürlüğünün siyasi, sanatsal, akademik veya ticari düşünce ve kanaat açıklamaları gibi her türlü ifadeyi kapsamına aldığını' vurgulandı.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ELEŞTİRİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GÜVENCE ALTINA ALIR"
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, ifade özgürlüğünün büyük ölçüde eleştiri özgürlüğünü güvence altına aldığı ve bu nedenle de düşüncelerin açıklanması ve yayılması sırasında kullanılan ifadelerin sert olmasının doğal karşılanması gerektiği belirtilerek, siyasi tartışma özgürlüğünün 'tüm demokratik sistemlerin temel ilkesi olduğununun" altı çizildi. Kararda, kamu otoritelerinin kullandıkları kamu gücünden dolayı kendilerine yöneltilmiş en ağır eleştirileri bile hoşgörü ile karşılamak zorunda oldukları vurgulandı.
"SİYASETÇİLERE YÖNELİK ELEŞTİRİLERİN KABULEDİLEBİLİR SINIRLARI, DİĞER KİŞİLERE YÖNELİK ELEŞTİRİ SINIRINA GÖRE DAHA GENİŞTİR"
AYM kararında, "sağlıklı bir demokrasi, kamu otoritelerinin yalnızca yasama organı veya yargı organları tarafından denetlenmesini değil aynı zamanda sivil toplum örgütleri, medya ve basın veya siyasi partiler gibi siyasal alanda yer alan diğer aktörlerce de denetlenmesini gerektirmektedir. Aynı şekilde siyasetçilere yönelik eleştirilerin kabuledilebilir sınırları, diğer kişilere yönelik eleştiri sınırına göre daha geniştir. Bir siyasetçi diğer kişilerden farklı olarak, her sözünü ve eylemini bilerek halkın ve aynı zamanda diğer siyasetçilerin denetimine açar; bu nedenle de eleştirilere daha geniş hoşgörü göstermek zorundadır. Bu sebeplerle, zorlayıcı nedenler olmadıkça siyasi ifadeye kısıtlama getirilmemesi gerekmektedir" görüşünü dile getirdi.
"HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI BASKI OLUŞTURUR"
AYM, Coşkun'a verilen cezada hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını anımsatarak, bu durumun yaptırıma maruz kalma endişesinin kişiler üzerinde kesintiye uğratıcı bir etki yaptığına ve sonunda kişi denetim süresini yeni bir mahkûmiyet almadan geçirse bile kişinin bu etki altında ileride düşünce açıklamalarından veya basın faaliyetlerini yapmaktan imtina etme riski oluşturduğuna vurgu yaptı.
Anayasa Mahkemesi, Anayasanın 26. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile 28. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vererek, Bekir Coşkun'a net 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine ve yeniden yargılama yapılmak üzere kararın İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi. (DHA)