Altılı Masa 30 Ocak'ta ne açıklayacak? CHP Grup Sözcüsü Zeynel Emre TV100 canlı yayınında çok önemli açıklamalarda bulundu: Şubat ayında aday açıklanacak
TV100 ekranlarında yayımlanan Pazar Siyaseti'ne konuk olan CHP Grup Sözcüsü Zeynel Emre önemli açıklamalar yaptı. Pınar Işık Ardor'un gündeme dair sorularını yanıtlayan CHP'li Emre, Altılı Masa'nın 30 Ocak'ta duyuracağı maddeleri açıkladı. CHP'li Emre hem cumhurbaşkanı adayının ne zaman açıklanacağını hem de Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun da istifa edeceği tarihi açıkladı.
TV100 ekranlarında yayımlanan Pazar Siyaseti'ne konuk olan CHP Grup Sözcüsü Zeynel Emre önemli açıklamalar yaptı. Pınar Işık Ardor'un gündeme dair sorularını yanıtlayan CHP'li Emre, Altılı Masa'nın 30 Ocak'ta duyuracağı maddeleri açıkladı.
Emre'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
"Demokrasi dediğiniz bir kişinin dediğinin olduğu sistem değildir. Demorkasi konuşmaktır, uzlaşmaktır, anlaşmaktır. Bu anlayışı ortaya koyacağız. Maddeler halinde Türkiye'ye duyuracağız."
(Davutoğlu'nun açıklamaları)
Detaylarda boğulmak istemiyoruz. Masadaki insanlar adayı belirledik, ortaya çıkardık diyerek köşeye çekilmeyecek. Beraber yönetecek, beraber kararlar alacak, beraber çalışacaklar. Kamuoyu da sanırım tek kişinin yönetimine alıştı. 2017'de yapılan referandumdan bu yana hangi başlıkta biz geriye gitmedik. Bu yönetim bizi geri götürdü. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi bu nedenle istiyoruz.
Nasıl yöneteceğimizi hiç olmadığı kadar kamuoyuna duyuracağız. Yasamanın faaliyetine gelince 600 milletvekili var, 300'ü geçilmesi durumunda bir teskereye karar verilebilir. Parlamentoda liderlerin düşüncelerinin aksine kararlar da çıkar. Yasama ile yürütmeyi farklı değerlendirmek lazım.
Bir cumhurbaşkanı adayı önümüzdeki dönemi nasıl yönetteceğini şeffaf olarak açıkladıktan sonra hiçbir problem yaratmayacaktır. Kriz çıkacak gibi söylemlerin masayı yıpratmak için kullanıldığını düşünüyorum.
(Bu sistem mecburiyetten mi bu sonucu getirdi?) Bunu çok net söylüyoruz. İktidar için de mecburiyet. MHP ile birbirlerine söylemedikleri yoktu. Çok ayrıkı iki partiydi. Çözüm sürecinde MHP ile AK Parti'nin hangi politikada ortak noktaları vardı? Ama bir yerde anlaştılar. Anlaştıkları çizgi AK Parti'nin 2015'e kadar izlediği siyaset anlaşıyında mı anlaştılar yoksa bir yerde buluştular mı? MHP ile ortaklık kurduklarından itibaren politikalarında ortaklaşa bildikleri noktalar daha farklı oldu.
(Cumhurbaşkanı adayı açıklaması) Şubat ayında açıklanır bu. Sonuna kalacağını düşünmüyorum. Kuvvetle muhtemel Sayın Genel Başkanımızın aday olacaktır.
Hangi isimleri akıllarından geçiriyorlar diye bilmiyorum. Beklentimiz sayın genel başkanımızın aday olarak çıkmasını bekliyoruz.
(İmamoğlu Anadolu turuna çıktı. Kulis ve iddialar var. Neden turne yapıyor?) Sayın İmamoğlu başkan seçildiği günden sonra hiç İstanbul dışına çıkmamış ya da hiç Anadolu'da bir şehre gitmemiş olsaydı, tam da cumhurbaşkanlığı adaylığı belirleneceği dönemde Anadolu'ya çıkıyor söyleminde başka anlamlar doğabilirdi. Ama sayın İmamoğlu başkan seçildikten sonra Diyarbakır'a da gitti, Elazığ'a da gitti, Karadeniz turuna gitti. Farklı illerde açıklamalar yaptı. Gittiği her yerde ilgi gördü. Bazılarında tepki geldi bazılarında takdir geldi.
Sayın genel başkanımızın hepsinden haberi vardı. Genel Başkan Yardımcımız kendisine eşlik etti.
Sayın İmamoğlu "Benim adayım da Kemal Kılıçdaroğlu" dedi. Bu çok fazla tartışılmadı, gayet açık bir şekilde söyledi.
Zaten cumhurbaşkanı adayı belirlendikten sonra Sayın İmamoğlu'na çok iş düşecek, bu bir gerçek. Bir çok yerde ciddi karşılığı olan bir isim. İstanbul'da biz uzun yıllardan sonra İBB'ye sahip olarak ittifak açısından diyorum, bir seçime gireceğiz. Bunlar çok kıymetli.
İmamoğlu'nun Mansur Yavaş'tan daha fazla konuşuluyor olmasının birçok nedeni var. Mazbatası elinden alındı, ikinci seçim sürecinre girildi. İstanbul'la alakalı Erdoğan'ın, "İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder" söylemi...
(Altılı Masa'nın adayı İmamoğlu olabilir mi? Sürpriz bir aday olabilir mi?) Altılı Masa Türkiye'de herhangi bir siyasetçiyi "Gel sen masanın adayı olarak seni önermek istiyoruz" dediğinde ben bunu kolay kolay kimsenin reddedeceğini sanmıyorum. Siyaset yapan insanlar, iddia sahibi insanlar içinden geçirebilir, düşünebilir. Masanın göstereceği adayda ortaklaşmak kadar kıymetli bir şey yok şuanda...
Genel Başkanımız İzmir toplantısında da çağrı yaptı, "Benimle misiniz görmek isteriz" dedi.
Herkes benim adayım Kılıçdaroğlu dedi. CHP tabanında, tüm yöneticileri, seçilmişleri dahil olmak üzere genel başkanımızı aday olarak görmek istiyor herkeste bu var. Ama yetki burada sayın genel başkanımızda. Genel Başkanımız ben aday olmayacağım, ya da masada başka bir isim üzerinde uzlaşıldığı zaman ona ne söylenebilir.
(Seçmene sordunuz mu?) Bu anlattıklarım sorulduğunun ve karşılık gördüğünün ispatı. Tüm bu çağrıların, verilen karşılıkların tam da anlamı bu.
Genel Başkanımız uzun bir süredir bu görevde. Özellikle yerel seçim başarısından sonra Kurultay'da rekor oyla seçildi. Bu zaten kendisine olan desteği gösteriyor. Taban açısından tartışmalı bir nokta olmadığını söyleyebiliriz.
(Kılıçdaroğlu aday olursa istifa eder mi?) Seçimi kazandıktan sonra koltuğa oturmadan evvel istifa eder. Ondan önce de istifa süreci olmaz, doğru da olmaz.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun istifa edeceği tarih 14 Mayıs gecesi seçim sonucu açıklandıktan sonra olur.
(14 Mayıs'ta sandığa gidilecek mi? Şerhiniz var mı?) Bu karar daha evvelinde alınsaydı Meclis karar alabilirdi. Erken seçim çağrıları yaptık.
6 Nisan'dan önce yapılacak seçime destek veririz demiştik. Bu sözümüzü yemek değil, bu sözümüzü takip ettiğini gösteren bir şey. 2022'nin 6 Nisan'ında seçim kanunu değişikliği yapıldı. Bu seçim kanununu doğru bulmuyoruz. Anayasamızda yazar bir seçim kanununda yapılan değişiklik 1 yıl geçmediği sürede yapılacak seçimde kullanılamaz diye. O süre de 2023 nisanında doluyor, dolayısıyla bu tarihten önce olursa önceki seçim kanunuyla seçime girileceği için biz ona sıcak bakabiliriz dedik.
Ötekini neden diyoruz? Anayasanın 101. maddesinin 2. fıkrası açık, bir kimsenin en fazla iki kez cumhurbaşkanlığı yapabileceğini hükme bağlamış. Bunu şu tarihten sonra başlamak üzere iki kez dememiş. Halkın onayına sunulurken böyle sunulmuş. Dolayısıyla ikinci dönem de bitti.
Bunun istisnası ne? Bir kişinin 3. kez aday olabilmesinin tek istisnası ikinci kez cumhurbaşkanlığı yaparken TBMM'nin 360 ve üzeri bir sayıyla seçim kararı alması ve o zaman görevdeki cumhurbaşkanının devam eden seçimde aday olabilmesini sağlıyor.
6 Nisan'dan önce daha evvelinde Meclis'ten seçim kararı aldırma imkanı varken neden Sayın Erdoğan ısrarla 6 Nisan'ı geçip de mayıs kararı verdi?
Özellikle bu yolu seçmedi Sayın Erdoğan.
Niye?
Ben nasıl gerçek gündemin dışına çıkartırım, bir kriz ortamı çıkartırım o krizden nasıl beslenirim. Asıl düşünce bu olmasaydı Mayıs 14 kararını vermezdi.
(HDP nasıl bir yol izleyecek? HDP'nin kapatılması yetişir mi?) Bunun yanlış olduğunu söylüyoruz, siyasi partinin kapatılması, Altılı Masa'nın uzlaştığı maddelerden biri de bir siyasi partiyle alakalı kapatma davası açılabilmesinin TBMM'nin iznine tabi kılıyoruz.
HDP'nin kurulduğu günden bu güne kadarki söylemleri sır değildi ki. Bugün mü ortaya çıktı? Önüne anketleri alıyorlar, kapatsak mı daha fazla puan kazanırız kapatmasak mı.
HDP'nin kapatılması onu kapatan iradeye yaramaz, kime yarayacağına toplum karar verir. Cumhur İttifakı'na puan kaybettirir. Benim düşüncem bu.
(Anketlerde AK Parti açık ara birinci parti çıkıyor) Açık ara değil. AK Parti bizimle arasındaki makasın 3 puanın altına düştüğü, bizi önde gösteren birçok anket var. AK Parti'nin ham oyu, "Oyunuzu kime verirsiniz?" sorusuna verilen karşılığa baktığınızda yüzde 20'ler seviyesinde geziyor, protesto oy sandığa gitmem diyenleri dağıttığınızda 30'lar seviyesine geliyor. Şu anda Cumhur İttifakı hiçbir şekilde 40 puanı geçmiyor.