Ali Sürmeli, eski sevgilisine neden yumurta attığını Radikal'e anlattı

Geçen hafta eski sevgilisine sahnede öpüştüğü için yumurta attığı haberiyle gündeme gelen tiyatrocu Ali Sürmeli'den mektup var.

İşte Sürmeli'nin mektubu:



Yumurta ben atınca mı faşist oluyor?



Bu hikâyeye Johan August Strindberg’den söz ederek başlamak istiyorum. Yani Matmazel Julie’nin büyük yazarından. 19. yüzyılın ortasında doğup 20. Yüzyılın başlarında ölen bu eşsiz yazar, çağdaşı olan okyanuslar kadar derin filozof Nietzsche’nin de arkadaşıydı. Zor ve meşakkatli bir hayat sürdü, yedi yaşındayken intihara kalkıştı, yetim ve kimsesiz büyüdü. Büyüyünce eserler yazdı, sansürlerle karşılaştı, sürgün edildi. Ama asla sanatından ve inançlarından taviz vermedi. Yerleşik değerlerle ve sermayenin güdümünde olan sanat anlayışıyla mücadele etti. Çok roman, çok hikâye, çok oyun yazdı. Bu eserlerden biri de Matmazel Julie’ydi.

Oyun; aslında hayata ve kendi yaşadıklarına dair her bir şeyin farkında olan iki kadın ile bir erkek arasında geçer. Şatonun sahibi olan kontun kızı Matmazel Julie, şatonun uşağı Jean ve hizmetçi Kristin arasında yaşanan ve toplumsal cinsiyet ile sınıf çatışmasını konu alan bu eşsiz tiyatro eseri dünyada defalarca sahnelendi. Türkiye’de de oyun üzerine çalışmalar yapıldı. Talimhane Tiyatrosu’yla hemen hemen aynı dönemde Sahne Cihangir de bu oyunu sahneye koydu. Sahne Cihangir’in Jale Karabekir’in yorumuyla sahnelediği oyunla Talimhane Tiyatrosu’nun yorumunu karşılaştırdığımız zaman arasında uçurumlar kadar fark olduğunu görüyoruz.

Çünkü Jale Karabekir, oyunun kaynağına yani Strindberg’e uzanarak yorumlamış eseri. Talimhane Tiyatrosu ise İngiliz yazar Patrick Marber’in yorumunu sahnelemeyi seçmiş. Tiyatro yönetmeninin Marber’in yorumuna ne kadar sadık kaldığını bilmiyorum ama bu haliyle Strindberg’in eserinin kapitalizmin vahşi çağlarındaki gibi talan edildiğini, ömrü boyunca inandığı değerleri uğruna mücadele eden bu adama haksızlık edildiğini gördüm. Çok üzüldüm. Sanatla pornografinin birbirine karıştırıldığına, sırf gişe yapmak uğruna kadın bedeninin hoyratça sergilendiğine, etiğin ve sanatın kalbinin kırıldığına tanık oldum. Oyunu ilk seyrettiğimde bana “Nasıl buldun?” diye soran yönetmene “Edep yahu!” diye seslenmekle yetinmiştim. Olay gecesi de tepkimi dile getirmek için yanımda getirdiğim yumurtayı fırlatmak üzere yönetmeni aradım. O ortaya çıkmayınca yumurta Sultan Ertuğrul’a nasip oldu…



Oyun sırasında atmadım



Gazetelerde yazıldığı gibi yumurtayı oyun sahnelendiğinde ya da fuayede değil, oyun sonrasında toplandığımız kafede attım. Oyun sırasında yaparsam 3 bin yıllık geçmişe uzanan, benim de bir parçası olduğum tiyatronun incineceğini düşündüm.

Bazı gazetelerde 2002 yılında Sakıp Sabancı’nın hayatının anlatıldığı oyunun galasında verdiğim tepki ile şimdiki itirazımın peş peşe sıralandığını okudum. Evet doğrudur; iki olayda şekiller farklıydı ama öz aynı. Dönemin Kültür Bakanı’nın ve iş dünyasının patronlarının da yer aldığı ağır protokolün önünde sanatın sermayeleştirilmesine karşı çıkıp protesto etmiş ve bunun sonucunda Devlet Tiyatroları’ndan atılmıştım. O dönemde gazetecilere çok kırılmıştım çünkü ertesi gün, benim resmimin altına ‘Aşağılık herif’ diye manşet atmışlardı. Şimdi de sanatın şemsiyesi altında kadın bedeninin sermayeleştirilmesine karşı çıktım. Sadece bunu yaptım. Onların Strindberg gibi büyük yazarın eserlerini üç beş kuruş daha fazla kazanmak için yağmalama hukuku varsa benim de buna karşı çıkma hakkım olduğunu düşünüyorum. Haksızsam söyleyin. Protesto etmenin en çocukça olanı yani yumurta fırlatmayı seçtim. Yumurta atmak bilebildiğim en masum protesto şeklidir çünkü. Gariptir ki bu eylemimi yakışıksız, uygunsuz, kadına yönelik bir şiddet eylemi, faşizan ve dahi ilkel bulanlar arasında öğrencilerin yumurtalı protestolarını devrimci eylemler olarak gösterenler çoğunlukta.

Ne yani öğrenciler yapınca devrimci oluyor da bunca yılın devrimcisi Ali yapınca birden faşiste mi dönüşüyor?



Mektubun devamı için:



http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1123821&CategoryID=41





 


Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Wanda Nara Siyah Tangasıyla Meydan Okudu! Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Şakir Paşa Ailesi'ndeki yatak sahneleri alev aldı! FLAŞ! Altın Alım Zamanını Çok Net Olarak Açıkladı AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem