Akşam gazetesindeki işine neden son verildi?

Medyatava, Mustafa Kılıç'a sordu!

Milat gazetesinde televizyon eleştirileriyle ilgili yazılar yazan ve sanat röportajları yapan Mustafa Kılıç, görevinden istifa edip Akşam'a transfer olmuştu.



Ancak, gazeteye 18 Mayıs'ta politika editörü olarak başlayan Kılıç'ın Akşam macerası yalnızca 1 gün sürdü. Gazeteci Kılıç'ın aynı gün bir telefonla işine son verildi.



Akşam gazetesindeki işine son verilen Mustafa Kılıç, o gün gazetede yaşananları Medyatava'ya anlattı.



MT: Ne oldu da bir telefonla işinize son verdiler?



Mustafa Kılıç: Geçen hafta Perşembe günü benimle görüşmek istediler. Ben de olumlu karşılayıp, Yayın Koordinatörü Aydın Türkmen'le görüştüm. Şartlarını söylediler, ikna etmeye çalıştılar. Ben de sanat alanında çalıştığımı daha önce de politika editörlüğü yaptığımı ama bir süredir siyasetin kirliliğine bulaşmamak için röportajlar ve televizyon yazıları yazmaya devam edeceğimi söyledim. Onlar da bir süreliğine politika editörlüğü ve haftasonu eklerinde de sanatla ilgili röportajlar yapmamı istediler. Hem teklif hem de sundukları ücret cazip geldi ve kabul ettim. Hemen başla dediler. 18 Mayıs sabahı Akşam gazetesinde işe başladım. 



İlk gün gazetedekiler hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Toplantımızı yaptık ve gündemi takip etmeye başladık. O gün saat 10:00 ile 15:00 arası her şey yolundaydı. Ancak saat 15:00'dan sonra Murat Kelkitlioğlu Yayın Koordinatörü Aydın Türkmen'i odasına çağırdı. Daha sonra Türkmen beni kendi odasına çağırdı ve nasıl anlatacağını bilemediğini, işime son verildiğini, bunun neden olduğunu da bilmediğini söyledi. 



Ardından Aydın Türkmen tekrar Murat Kelkitlioğlu'nun odasına gitti. Kelkitlioğlu kendisine bağırdı, odasından kovdu. Aydın Türkmen'in bana söylediği şey; Murat Kelkitlioğlu'na bir telefon geldiği ve artık benimle çalışmak istemediği oldu. Ancak kimin aradığını ve benim hakkımda neler söylediğini hiç bilmiyorum.



Tabii büyük şok oldu benim için. İşimden ayrılıp onlarla anlaşmışım ve beni yarı yolda bıraktılar. Gün boyu hiç konuşmadım, yalnızca arkadaşlarımla dertleştim. Ardından akşamleyin tweet atmaya başladım. "Büyük gazetelerin vicdanı küçük olur" dedim. Gerçekten çok vicdansızca davrandılar. 



Dün akşam da Twitter'da troll denilen bazı hesaplar, "Boşuna zırlama, sen reise zaten karşıymışsın, muhalifmişsin. Reise muhalif olanın bizim medyamızda ne işi var?" diye bir mesaj yolladılar. 



2012-2013 yıllarında Erdoğan'ı eleştiren tweet'lerim vardı elbette. Ancak öyle ağır hakaretler ve küfürler içermiyordu. O dönem Milli gazetede çalışıyordum ve yolsuzlukları eleştiren haberlerdi bunlar. Eğer bu sebepten işime son verildiyse, bunu daha önceden araştırmaları gerekmez miydi? 



Attıkları tweet ya da yaptıkları haber nedeniyle kovulan gazeteci arkadaşlarımı şimdi daha iyi anlıyorum. Bir gazetecinin işi zaten haber yapmak değil mi?



Onların vicdanlarıyla yüzleşmeleri gerekiyor. Şu an yeni bir iş arıyorum...





Canan Kaya / Medyatava



canankaya@medyatava.com










Galatasaray, Bodrumspor'u tek golle geçti Narin Güran cinayetinde kritik gelişme En yüksek emekli promosyonu veren bankalar Narin'i ilk mısır tarlasına gömmüşler Yenidoğan Çetesi davasında ara karar! Bakanın konvoyunda kaza: 1 ölü 6 yaralı