AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş'tan tv100 ekranlarında canlı yanında çok önemli açıklamalar: Pınar Işık Ardor Pazar Siyaseti programında sordu Numan Kurtulmuş yanıtladı

tv100 ekranlarında yayımlanan Pınar Işık Ardor'un sunduğu Pazar Siyaseti programına bu hafta AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Numan Kurtulmuş, Pınar Işık Ardor'un sorularını yayımladı. Kurtulmuş, vatandaşlara kanun teklifi verme hakkı getireceklerini açıkladı.

tv100 ekranlarında yayımlanan Pınar Işık Ardor'un sunduğu Pazar Siyaseti programına bu hafta AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Numan Kurtulmuş, Pınar Işık Ardor'un sorularını yayımladı.

İşte Numan Kurtulmuş'un Pınar Işık Ardor'un sorularına verdiği yanıtlardan satır başları: 

(Anket firmaları atbaşı giden bir yarıştan bahsediyor) Partiler bakımından baktığımız zaman bütün anketlerde AK Parti açık ara birinci parti olarak çıkıyor, ikinci partiyle 15 puan fark çıkıyor. 

Yeni sistemin bünyesi gereği yüzde 50+1 almak gerekiyor. Bir tarafta Cumhur İttifakı bir tarafta Millet İttifakı olması da zaten seçim yarışının başabaş geçeceğini en başından itibaren biliyoruz. 

Özellikle son aylarda Cumhur İttifakının oylarının sürekli yükseliş içerisinde olduğunu görüyoruz. Özellikle depremden sonraki süreçte şehirlerimizin yeniden inşası ve diğer meselelerle ilgili; mesela teknofest vardı. İnsanlar şöyle düşünüyor, "Bunu yaparsa Tayyip Erdoğan yapar. Sorunlarımız var mı var, bunları da çözecek olan AK Parti'dir Cumhur İttifakı'dır. Gün gün üzerine koyarak gidiyoruz.

(Ekonomi seçimin sonucunu etkiler denir. Şu anda hayat pahalılığı var, kurların geriye dönmemesi var. Ekonominin bu ortamında AK Parti olarak bir acaba sorusu olabiliyor mu?) Evet, hayat pahallılığı gibi sorunlar ortada. Bunları ayan beyan görüyoruz. Nasıl çözüleceğini ortaya koyuyoruz.

Türkiye iki büyük dalga ile karşılaştı. Birisi pandemi; pandemi sırasında dünyanın tedarik zincirleri kırıldı. Otomotiv sektörü durma noktasına geldi. İngiltere ve ABD'de raflar boşaldı, fabrikalar kapatıldı. Bu dalga içeresinde Türkiye önemli bir istikamet kat etti. Bu ülkede insanların işlerini kaybetmemeleri için çarkların dönmesini temin edeceğiz. Bunun için büyük destekler verildi. Devlet olağanüstü vatandaşlarımıza destek oldu. Pandemi öncesinde 29.4 olan istihdam şimdi 31.5 milyonun üzerine çıktı. Şunu söylemek istiyorum bir de insanlar işsiz kalsaydı, istihdam eksikliği ortaya çıksaydı Türkiye bunun altından kalkamazdı. 

(Faiz politikası, ekonomi politikası doğru değil eleştirisi) Bir kere kabul edilmiş bir takım ezberler üzerinden konuşmak doğru değil. Şartların değişmesi çerçevesinde atılan ekonomik adımlar revize edilir. Burada amaç vatandaşımızın alım gücünün yükseltilmesidir. 

Kur korumalı mevduat Türkiye'nin uluslararası ve ulusal ekonomik şartları üzerine ortaya çıkan, bizim problemimiz ne? Bizim paramız rezerv para değil, ABD'nin rahatlığı var parayı basıyor, evet enflasyon oluşturuyor ama parası rezerv para.

Türkiye'de ne yazık ki vatandaşlarımızın dolar sanki ekonomik gösterge olarak kabul ediliyor. Böyle bir ortamda ya paramız rezerv para olacak ya da biz dövizi kazanacağız. Bunun iki yolu var; ya dışarıdan mal hizmetleri satın alacağız ya üreteceğiz ihracatımızı yapacağız.  Ve dünya piyasalarında yaptığımız rekabetin sonucu elde ettiğimiz döviz gelirleriyle cari açık meselesini ortadan kaldıracağız.

(Bu yapılabildi mi?) İki büyük dalga, sıradan dalgalar değil. İki büyük dalganın altında kalmış olan dünya ekonomisi ve Türkiye ekonomisi. Pandemi arkasından Rusya - Ukrayna krizi. Buralardan Türkiye ayakta kalmayı başardı ve 253 milyar dolar ihracat yaptı, 5.6 büyümeyi gerçekleştirdi. 

İki şey yapmaya çalıştık. Bir fiyatları aşağı çekmek, iki milletin alım gücünü artıracak tedbirler uygulamak. Asgari ücrete iki kez zam yapılması, emekli maaşlarının 7500 liraya çekilmesi gibi çok sayıda tedbirler uyguladık. Tek başına EYT'nin bile nasıl büyük bir adım olduğunu herkes biliyor.

Türkiye çok başarılı bir enerji polikkası uyguluyor. Geçen sene 96.6 milyar dolar enerji maliyeti var. Eğer biz bu parayı kendimiz üretir en azından önemli bir kısmını çıkarabilirsek Türkiye'nin cari açığı olmayacak. Ekonomiyi sadece birtek rakamla bakmanın doğru olmadığını görürüz. 

(Rakip adayınız Kılıçdaroğlu, biz seçilirsek 300 milyar dolar yatırım getireceğim dedi, siz tefeci parası dediniz) Bu sözde birkaç sıkıntı var. Birincisi hakikat değil. Finans piyasaları bakımından dünyanın en problemli ülkelerinden biri İngiltere'dir. İngiltere'de 300 milyar dolar olmadığını cümle alem biliyor. 

İkincisi tefeci dediğimiz şey şudur; Bunlar zaten bir takım fonlar. Bu fonlar paralarını satabilmek için başka ülkelere yatırımları söyler. 30 milyar dolar bile İngiliz fonlarından Türkiye'ye gelmesinin çok mümkün olmadığı bir tabloyla karşı karşıyayız.

Diyorlar ki "Adamlar bu parayı verecek ama; bizden demokrasimizi düzeltmemizi, insan haklarını düzeltmemizi, yatırım ortamımızı düzeltmemizi.."

Burası bir muz cumhuriyeti değildir. Ondan sonra elin oğlu bize diyecek ki şu şu ödevleri yap onları yaparsan sana para veririm, bu kabul edilebilir bir durum değildir. 

(Türkiye hak ve özgürlükler konusunda iyi gitmiyor iddiası) Otoriter bir parti değiliz. Parti beyannamemizde mavi sayfalarımız her alanda yapılan hizmetlerdir, sarı yapraklar da vaatlerimizdir. Bu beyannamemizin 4. bölümü ise Türkiye'de demokratikleşme, insan hak ve özgürlükleri ile ilgili hususlardır. Türkiye'de fevkalade reformlar atılmıştır, atılması gereken bazı adımlar daha vardır. Bunu daha yukarılara çıkarmak lazım. 

Buradakilerin yüzde 90'ı gerçekleşmiş. Diğer taraftan farkımız bu. Biz bazı şeyler söylüyorsak bunların önemli kısmını yapmış olarak söylüyoruz. 

Türkiye'de vesayetle mücadelede büyük reformları gerçekleştirmiş parti AK Parti'dir, Türkiye'de insanların ana dillerinde konuşabilmeleri, kamu dairelerinde muhatap olabilmelerini sağlayan, televizyon ve gazete yayınlarını sağlayan AK Parti'dir. İnsanların kendi köylerinin, ilçelerinin isimlerini orijinal haline dönüştüren AK Parti'din, başörtü yasağını kaldıran AK Parti'dir...

(Muhalif seçmene ne dersiniz?) Vatandaşlarımızın da kanun teklifi verme hakkı olsun. 100 bin 200 bin imza. Vatandaşlarımız belli sayıda imza toplasın kanun teklifi versin. Bu doğrudan doğruya demokratik bir atılımdır. 

Ayrıca partiler adına kapatma davaları açılacaksa önce parlamento izni, ardından AYM kararını versin. Bunun gibi ileri demokratik adımlardır. 

(Kılıçdaroğlu'nun Atatürk Havalimanı projesi) Burada sorun esas itibariyle maalesef muhalefetin Türkiye'nin savunma sanayinde kat ettiği mesafeden rahatsızlık duymasıdır. 

Teknofesti 5 günde 3 milyon ziyaretçi gelmiş. Büyük bir iftiharla, tamamı Türkiye'nin markaları olan, aklımıza gelebilecek her türlü savunma sanayi ürünleri. Kızılelma'dan Jandarma'nın araçlarına kadar çok firma ürünlerini sergiliyor.

Kızılelma ilk gündeme geldiğinde bu teneke diyenleri hatırlıyorsunuz. Neden bundan rahatsızlık duyuyorlar? İHA'lar SİHA'lar terörle mücadelede muazzam bir fonksiyon icra ediyor. Terör grupları onları gördüğü anda iş bitiyor. Kızılelma 5 saatten fazla havada kalabilen bir savaş uçağı. Maalesef muhalefet bundan rahatsızlık duyduğunu diyorlar. 

CHP, Atatürk'ün partisi olduğunu iddia eden bir parti siz Türk şirketleri bunu yapamıyor da CIA ile bağlantılı bir şirkete vereceksiniz? 

(Erdoğan biz de görüştük demişti. Bu şirketle görüşmüşsünüz) Atatürk Havalimanı'nı Türkiye yapamıyor mu? Türkiye'nin uzay çalışmaları var. Zaten bu alanda muaazzam. Biz her firmadan istifa ederiz bu ayrı bir şey, kendi kaynaklarımızı peşkeş çekeriz ayrı birşey. Bizim ve milletimizin rahatsızlık duyma nedeni budur. 

Kulağımla duydum, TCG Anadolu'yu yaptınız, elin oğlu iki bomba atar adam onu yok eder. Be adam zaten bu ülkeye iki bomba atmasın diye TCG Anadolu yapılıyor, İHA'lar SİHA'lar yapılıyor. 

İstanbul'da geçen cumartesi Vatan Caddesi'nden bir başından bir başına 50 dakikada zor gittim. Sordum nedir bu? TCG Anadolu Sarayburnu'na demirledi ya milletimiz ziyaret etmek için akın etmiş. Bir kere de bu sevince ortak olun. 

Muhalefetin milli savunma sanayinin yüzde 85 seviyesinde yerlilik oranına ulaşmasından rahatsız oluyorlar. Diyorlar ki İHA'yı SİHA'yı yapıyorsun ama içindeki filanca parçayı dışarıdan alıyorsunuz. Be arkadaş bu kadar mı cahilsiniz; dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 milli üretimin olduğu bir ürün olmaz.

(Muhalefet liderlerini Teknofest'e davet etmek gerekir miydi?) Davetin sahibi T3 Vakfı'dır. Bu daveti 85 milyona yapmıştır, 3 milyon insan geliyor da muhalefetten bir kişi gelip orayı ziyaret etmeyi beceremiyor mu?

(HÜDA-PAR'ın destekleme konusunda açıklaması var. Ardından kendi listenizden aday gösterdiniz. İttifak içerisinde. Yapıcıoğlu'nun söylemleri enteresan: İlk 4 madde, Türk Bayrağı rahatsızlığı ve yemin konusu) Cumhur İttifakı başından itibaren ilkeler prensipler çerçevesinde oluşmuş bir ittifak. Sorunsuz olarak bu zamana kadar geldi. BBP ve Yeniden Refah Partisi dahil oldular.

(HÜDA-PAR'ı dahil etmiyor musunuz?) 4 parti ittifak protokolüne imza atmışlardır. Burada temel ilkelerimiz bellidir.

HÜDAPAR'dan bazı isimler AK Parti listelerinden seçime girmiştir. HÜDAPAR 4 partinin oluşturduğu İttifaka İttifak ortağı olarak gelmemiştir. Bu bahsettiğiniz konular üzerinde tartışmayı bile lüzumsuz görüyorum. Anayasamızın ilk 4 maddesi ile ilgili bu maddelerin tartışılmaz olduğu meselesi açıktır. Bu bayrak Türk Bayrağıdır, bu bayrak sadece şekilden ibaret değildir. 

HÜDAPAR'daki arkadaşlarımızın bayrağı kabul etmemek gibi birşey istediklerine inanmam. Bu milletin bayrağıdır. Bunların hepsi şuan için tartışılacak konular değildir. Bunlar geride kalmış meselelerdir. Bunların üçü de Cumhur İttifakının gündemi değildir.

(Yeniden Refah Partisi'nin katılma süreci. 6284 konusu) Bu konuda AK Parti'nin siciline bakmak lazım. Kadın haklarının geliştirilmesi, kadınların baskılardan uzaklaştırılması, kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda adımlar atıldı. AK Parti 21 yıllık süreç içerisinde önemli adımlar attı. 

Ortada böyle bir mesele var. Burada şu tartışmaya dikkat çekmek isterim. Kadın hakları ile ailenin korunması meselesi birbirinin düşmanı değildir. Aileyi korumak AK Parti'nin hedeflerinden birisi. Aynı zamanda kadının korunması da ana hedeflerden birisidir. 

Ailenin bir takım sapkın ideolojilerden korunması ve aynı zamanda kadınların da korunması. Türkiye'de yanlış maalesef marjinal uçlarda gezinen bazı çevrelerin, her iki taraf için de söylüyorum, bir tanesi varsa diğerinin düşmanı gibi olması gerekir gibi düşünüyor. Hayır; türkiye 85 milyonluk büyük bir devlettir. Ailemizi de kadını da sonuna kadar koruyacağız.

(Güçlendirilmiş parlamenter sistem ve cumhurbaşkanlığı sistemi. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı oldu, bu sistemle Kılıçdaroğlu'nu tek adam olmakla suçlar mısınız?) Yetkinin kaynağı neresidir? Tek adam rejimi ile ilgili siyasi bir tartışma yapacaksak burada sorulması gereken soru budur. 

Şu anda yetkinin kaynağı milletin iradesidir. Sanki sayın Cumhurbaşkanımız bir gün kalktı tamam sistemi değiştiriyoruz, ya da AK Parti bir karar aldı ve öyle geçiyormuşuz gibi bir algı oluşturuyorlar. Türkiye bir günde bu sisteme geçmedi. Bakın Menderes'in dönemini, Özal'ın dönemini ve AK Parti dönemini çıkarın, Türkiye'de hükümetlerin ömrü 16 aydır. Demirel ile Çiller bile anlaşamadı. 

İki başlı bir yönetim, kurulamayan hükümetler. 

(Revize söz konusu mu, memnun musunuz?) İkisi farklı şeyler. Revizyon yapılması gerektiği ile ilgili tekliflerimizi milletimizin gündemine getiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı sisteminde revizyon yapılabilir.

Diyelim ki varsayalım Kılıçdaroğlu kazandı. Görünüş odur ki bir daha Türkiye'de güçlendirilmiş parlamenter sistem tartışmalarını açmayacaklardır. Meral Hanım'ın elini kaldırarak 'Ben başbakan olacağım' demesi bunu hatırlatmaktır.

Gündeme gelmiyor birkaç aydır. Akşener hatırlatmak istiyor. 

(Cumhurbaşkanlığı revizyonu) Yürütme yasama ilişkisinin daha güçlü hale getirilmesi. Bakanların komisyonlara en azından parlamentoya gelmeleri gibi... 

Bakan yardımcılıkları, müsteşarlıklar. Mühim olan hızlı bir yönetim anlayışı. 

(Kılıçdaroğlu YSK'ya güvenmiyorum dedi, peki seçim güvenliği) Bunlar siyasetin yanlış şeyleri. Mazeret uydurmaya kalkmasınlar. Türkiye'nin seçimleri çok yakından izlenir. Bir iki küçük olay dışında esenlik içerisinde yapar. Bu bir algı operasyonudur. 14 Mayıs seçimleri yüksek güvenlik içerisinde güle oynaya yapılacaktır.

Ayrıntılar gelecek.

Enes Güran'ın Ses kayıtları Ortaya Çıktı Derin yırtmaçlı sahne kıyafeti olay yarattı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi