AİHM'in Türkiye kararı sonrası Osman Kavala'dan ilk açıklama: AİHM kararının güç vereceğine inanıyorum

AİHM'in verdiği 'hak ihlali' kararına rağmen Kasım 2017'den bu yana cezaevinde bulunan Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yeni hükmü sonrası ilk kez açıklama yaptı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Osman Kavala'yla ilgili 10 Aralık 2019’da verdiği 'serbest bırakılmalı' kararının uygulanmaması nedeniyle Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 46'ıncı maddesinin birinci fıkrasını ihlal ettiğine karar vermiş; Kavala'ya 7 bin 500 Euro mahkeme masrafı ödenmesine hükmetmişti.

Yargılama sürecinde yaşananlarla yalnızca Türkiye'de değil, uluslararası kamuoyunda tepki çeken ve şimdiden hukuk tarihine bir 'skandal' olarak adını yazdıran Gezi Parkı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Kavala, karar sonrası ilk açıklamasını bugün yaptı. 

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, dün açıklanan kararında hukuksuz uygulamaların ve yargı süreci üzerindeki siyasi etkilerin hala devam ettiğini hükme bağladı" diyen Kavala, şöyle devam etti:

"Bu karar, mevcut yasaların siyasi saiklerle keyfi bir biçimde kullanıldığını açıkça ortaya koymuştur. Bu kararın tüm baskılara rağmen temel hukuk ve ilkelerine göre davranmakta ısrar eden yargı mensuplarına güç vereceğine inanıyorum."

TUTUKLU OLDUĞU SUÇTAN BERAAT ETMİŞ, BU SEFER BERAAT ETTİĞİ SUÇTAN TUTUKLANMIŞTI

18 Şubat 2020'de Gezi Parkı davasında beraat eden Kavala, cezaevinden çıkamadan 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkilendirildiği davadan gözaltına alınmış ve 'casusluk' suçlamasıyla tutuklanmıştı. 

 Nisan 2022'de görülen karar duruşmasında Kavala, daha önce beraat ettiği suçlamadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış; tutuklu bulunduğu 'casusluk' suçlamasından ise beraat etmişti.

 TBB’den ‘Osman Kavala’ açıklaması

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala kararıyla ilgili açıklamada bulunan Türkiye Barolar Birliği (TBB), "AİHM kararının uygulanması, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan bir yükümlülüğü olduğu kadar hukuk devleti olmanın da gereğidir. Türkiye’nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrar etmesi, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar uzanan yaptırımlar uygulamasına yol açacaktır" açıklamasında bulundu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Büyük Dairesi, Sözleşme'nin 46/4 maddesi çerçevesinde aldığı kararla Türkiye'nin Osman Kavala ile ilgili 10.12.2019 tarihli AİHM kararını uygulamadığını ve bu nedenle 46. maddenin ihlal edildiği sonucuna vardığını açıklamıştı.

Gelişmeyi değerlendiren Türkiye Barolar Birliği’nden (TBB) yapılan açıklamada şöyle denildi:

“DİKKAT ÇEKEN NOKTA HİÇBİR YENİ KANIT BULUNMAMASI”

*Hatırlanacağı üzere, AİHM 2019 yılında aldığı kararla; Osman Kavala'nın tutuklanmasının, suç işlendiğine dair bir kuşku doğuracak verilere dayanmadığından Sözleşme'nin 5/1 maddesi ile Anayasa Mahkemesi'nin Kavala başvurusunu gereken süratle incelemediği için 5/4 maddesinin ve yine tutuklamanın aynı zamanda Türkiye'deki insan hakları savunucularını susturmak gibi bir siyasal amacı olduğu saptandığından 18. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiş ve Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasını talep etmişti.

*Kararı uygulamakla sorumlu Bakanlar Komitesi de Kavala'nın serbest bırakılmasını ve AİHM kararının uygulanmasını öngören birçok karar kabul etmiş, ancak bütün bu kararlara rağmen tahliye kararı verilmeyip AİHM kararının uygulanmaması üzerine Bakanlar Komitesi, “ihlal prosedürünü” başlatmış ve kararı AİHM'e göndermişti.

“KARAR KESİNDİR”

*Bu arada yargılama İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etmiş ve Mahkeme, 3 Nisan 2022'de Osman Kavala'yı TCK md. 312'den yani Gezi olayları nedeniyle, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye kalkmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etmişti.

*Burada dikkati çeken nokta, AİHM'in 2019 yılındaki kararıyla Kavala'nın suç işlediğine dair makul bir kuşku bile oluşturmadığı sonucuna vardığı olgularla, müebbet hapis cezasına yol açan olguların aynı olması ve hiçbir yeni kanıtın bulunmamasıdır.

*AİHM'in 11 Temmuz 2022 tarihinde açıklanan kararı kesindir. Şimdi yapılması gereken, AİHM kararlarının uygulanarak Osman Kavala'nın serbest bırakılması ve eski halin iadesidir.

*Eski halin iadesinden anlaşılması gereken, atılı suçların kayıttan silinmesi ve buna ilişkin mahkeme kararlarının bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır.

“AİHM KARARININ UYGULANMASI YÜKÜMLÜLÜKTÜR”

*AİHM kararının uygulanması, Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden doğan bir yükümlülüğü olduğu kadar hukuk devleti olmanın da gereğidir.

*Türkiye'nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrar etmesi, Bakanlar Komitesi'nin Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nden ihracına kadar uzanan yaptırımlar uygulamasına yol açacaktır.

*Türkiye Barolar Birliği olarak AİHM kararının derhal uygulanmasını; hukukun üstünlüğü ilkesinin, Anayasa'nın 90/5 maddesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin  46/1 ile 19. maddelerinden doğan taahhütlerimizin gereği olarak gördüğümüzü belirtiriz.

A101 26 Aralık Perşembe aktüel kataloğu yayımlandı Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi