Adliye karıştı. Başsavcı ile avukat arasında tuvalet tartışması çıktı. Savcı, avukatı tuvaletten polis zoruyla çıkardı
Kaş Adliyesi dün mesainin bitimine doğru karıştı. Adliyedeki personel tuvaletini kullanan avukat Hakan Tüzen ile Başsavcı Gökhan Feyzoğlu arasında tartışma çıktı. Savcı, avukatı Tüzen'i tuvaletten polis zoruyla çıkardı.
Antalya'nın Kaş Adliyesi’nde dün saat 16.50 sıralarında adliye personeline ait tuvaleti kullandığı gerekçesiyle Avukat Hakan Tüzen ile o sırada tuvalete giren Başsavcı Gökhan Feyzoğlu arasında tartışma çıktığı ve avukatın zorla dışarı çıkarıldığına dair iddiaları içeren tutanak hazırlandı. Tutanak, tuvaletten zorla çıkartıldığını öne süren Avukat Hakan Tüzen ve görgü tanığı avukatların imzasını taşıdı.
Adliyedeki işleri bittikten sonra Baro odasında bulunan erkekler tuvaletinin anahtarını alarak adliye personelinin ve avukatların sürekli kullandığı tuvalete gittiğini belirten Hakan Tüzen, tutanakta yaşananları şöyle anlattı:
“O sırada Kaş Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Feyzoğlu da tuvalete giriyordu ve kapı açıktı. Ben de elimde anahtarla içeri girdim. Savcı bana dönerek, 'Beyefendi burası personel tuvaleti aşağıda tuvalet var' dedi ve çıkmamı istedi. Ben de kendisine cevaben, 'Ben de avukatım, Kaş avukatıyım' dedim. Adı geçen Başsavcı bana tekraren, 'Burası personel tuvaleti, kullanamazsın' dedi ve tekrar tuvaletten dışarı çıkmamı söyledi. Ben de bu defa kendisine, 'Yıllardır bu tuvaleti bizler kullanırız. Tüm avukatlar kullanır, bizler de bu adliyedeyiz' dedim. Kendisi daha ileri giderek, 'Ben Başsavcıyım ve bu tuvaleti kullanmana izin vermiyorum' dedi. Ben de 'Avukatım ve bu tuvaleti kullanma hakkım var' dedim. Sonrasında ismimi sordu. Ben de 'Avukat Hakan Tüzen' dedim. Bana cevaben ve yüksek ses tonu ile 'Ben Başsavcı olarak seninle uğraşacağım, göreceksin, çık dışarıya, burayı kullanamazsın' dedi. Ben de 'Ne yapmak istiyorsan yap' dedim. Tuvaletin kapısı da açıktı bu arada. Adliyede görevli polis memuru Gökhan Çakır ile kendi özel koruması olan polis memuru Samet'i koridorda bağırarak çağırdı. Bu olaya o sırada koridorda bulunan görevli personel ve diğer avukat meslektaşlar da tanık oldu. Görevli iki polis memurundan beni tuvaletten zorla çıkarmalarını istedi. Ben de kendisine çıkmayacağımı söyledim. Polis memuru Gökhan Ç., tuvaletin kapısında beklerken, koruma polisi Samet arkama dolaştı ve sol kolumdan ve sırtımdan tutarak, zorla beni tuvaletten dışarıya koridora doğru ittirdi ve zorla dışarıya çıkardı. Olay sonrasında diğer meslektaşlarımız eşliğinde Baro odasına geçtim. Baro odasına geçtiğimde benim sicilimi almak üzere adliye personeli (İdari İşler Sorumlusu) Hasibe Arıkan'ı gönderdi. Bu olay şahsıma yöneltildiği kadar mensubu olduğum meslek grubu açısından da son derece üzücü ve kabul edilemezdir."
BARO YÖNETİMİ KAŞ'A GİDİYOR
Avukat Hakan Tüzen'in yanı sıra tutanakta Avukat Ferhat İlçi, Huriye Gür Gökçe ve Baro Kaş İlçe Temsilcisi Avukat Erdem Topak'ın imzalarına yer verildi. Olaya, Antalya'da çok sayıda avukat tepki gösterdi.
Antalya Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez, baro yönetimiyle birlikte Kaş ilçesine yola çıktı. Baro Başkanı Geçilmez, saat 12.00'de Kaş Adliyesi önünde basın açıklaması yapacaklarını söyledi.
BAŞSAVCI TUTANAK VE GÖRÜNTÜLERİ HSK’YA GÖNDERDİ
Kaş Başsavcısı Gökhan Feyzoğlu ise hazırladığı tutanak ve olayı görüntüleyen koridordaki kameraya ait video görüntülerini Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) gönderdi. Başsavcı Gökhan Feyzoğlu, HSK’ya gönderdiği tutanakta, yaşanan olayların avukat Hakan Tüzen’in tutanakta iddia ettiği gibi olmadığını, hem kendisini hem de Kaş Başsavcılığı’nı karalamaya dönük birtakım hareketler olduğunu anlattı.
Tutanaktaki ifadelerine göre video görüntülerinde her şeyin açık olduğu, herhangi bir zorlama veya benzeri bir şey yaşanmadığını dile getiren Başsavcı Feyzoğlu, iddiaları reddetti. Tutanakta Başsavcı Feyzoğlu, adliyedeki bu tuvaletin personel, hakim ve savcılara ait olduğu, başka kimsenin kullanımında olmadığı, kapısında ‘personel harici giremez’ yazısının bulunduğuna dikkati çekerek, şahsı tanımadığını, bir anda arkasında görünce tamamen güvenlik kaygısıyla sorduğunu ve kendisine ‘sen kimsin’ler ve benzeri ifadeler kullanıldığını dile getirdi.