Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy oranını açıkladı. 28 Mayıs için çarpıcı sözler. Bekir Bozdağ tv100'de değerlendirmelerde bulundu

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tv100 ekranlarında yayınlanan Memleket programında gazeteciler Talat Atilla ve Tamer Korkmaz'ın sorularını yanıtladı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tv100 ekranlarında yayınlanan Memleket programında gazeteciler Talat Atilla ve Tamer Korkmaz'ın gündeme ve seçimlere dair sorularını yanıtladı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın açıklamalarından başlıklar şöyle:

SANDIKTA ŞÜPHE VAR DEMEK YENİLGİYE MAZERET BULMA ÇABASIDIR 

- Dünyada en güvenilir seçim yapan ülkelerin başında Türkiye gelir. Bu seçimde de sonuçta milletin iradesi sandığa yansıdı. Bu seçimlerin de büyük bir olgunlukla geçmesi büyük önem taşıyor.

Seçim yaklaştıkça baz partilerin seçim şaibe karışacağı iddiaları attığını biz her seçimde görüyoruz. Daha sandık gelmeden yenilgilerine bahane üretiyorlar. Kendi seçmenlerini aldatmaya dönük bir takım mazeret bulma çabasından başka bir şey değil. Bir parti "Sandıkta şüphe var" demeye başlamışsa o parti kaybetmeye başlamış demektir.

Seçim sonuçarı başımızın tacıdır. Bugüne kadar sandıkta kazandığımız, kaybettiğimi yerler oldu. Kazandığımızda yönettik, kaybettiğimizde devrettik. AK Parti, Cumhurbaşkanımız milletin iradesini başının tacı gören bir anlayışı temsil ediyor. İktidar sandıkla gelir, sandıkla gider. Yönetim sandıkla değişir.

"DARBE" SÖYLEMİ ABD'NİN SÖZLERİNE ATFEN BİR CEVAPTI

Talat Atilla: İktidardan bu seçimlerin bir darbe teşebbüsü olduğuna dair değerlendirmeler oldu. Bu değerlendirmelerin sosyolojisi neydi? 

- Bazı arkadaşların bunu ifade eden söylemleri oldu. Biden'ın "Biz hükümeti seçim dışı yollarla yıkacağız" söylemine atfen söylenmiş bir söylemdi. Sayın Biden daha başkan seçilme döneminde "Türkiye'de biz artık seçim dışı yollarla devrime yolundan vazgeçtik" açıklaması yaptı. Bu ne demek, biz başka yolları denedik ama olmadı, biz muhalefeti desteklemek suretiyle iktidarı devireceğiz anlamına geliyor. Br taraftan terör örgütleri, bir tarafta ABD, bir tarafta bazı Avrupa ülkeleri iktidarı devirmek için çaba içine girdiler ve bunu da gizlemediler.

Adaylardan birini devirmek üzere bütün terör örgütleri alenen destek veriyor, açıklamalar yapıyor. O zaman bizim şu soruyu sormamız gerekmez mi "Türkiye'nin kaderini PKK mı, FETÖ mü, ABD mi tayin decek?" Acaba Kılıçdaroğlu'na yetki verseydi bu halk, bu terör örgütlerinin etkisi ne olacaktı? İşte buna halk en güzel cevabı sandıkta verdi, "Başkanımı ben kendim seçerim" dedi.

- Sayın Kılıçdaroğlu'nun seçime giderken söylediği yalanlara bakın. "Bana saldırı olacak" dedi. Savcılar soruşturdu, hani nerede? Çelik yelek giydi, haber yaptırdı onu da. "Kaset çıkacak, feyk olabilir" dedi. O da yok. Ben bunu söyleyince de tepki gösteriyorlar. Yahu yalan söyleyen birine ben ne diyebilirim. O akşam seçimi kazandık, yüzde 60 alacaz, parlamentoda çoğunluk bizde dediler. Hepsi yalan çıktı. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylediler. Millet yalan söyleyene fırsat vermez. Herkes sorguluyor, millet çok akıllı. Ama malesef muhalefette aldatma siyaseti sürüyor. Millet de yanıtını verdi. Ama ideolojik davrananları söylemiyorum, onlar zaten ne derse desin oylarını verir.

- Bizden 1 tane kaset, ses kaydı çıktı mı? Kimseye karşı böyle bir şeyimiz olmadı. Ama bize karşı çok oldu. Bel altı vuran garı ahlaki, gayri hukuki hiç bir yol bizde olmadı, olmaz. Ama Sayın Kılıçdaroğlu, gelişine bakın bir kere kasetle geldi. Sayın merhum Baykal'a neler olduğunu gördük. Durduk yere bir genel başkan "Benimle ilgili bir kaset çıkarsa feyktir" açıklaması size de garip gelmiyor mu? Her insan şüphe der böyle bir açıklamadan.

KILIÇDAROĞLU OKLARI BAŞKA YÖNE ÇEKMEYE ÇALIŞTI

- (Muharrem İnce'ye kaset komplosu): Sayın Muharrem İnce büyük bir iftiraya uğradı. Büyük bir kumpas ve şantajla karşı karşıya kaldı. Kendisi de yapanın FETÖ olduğunu açıkladı. Ortada iftiraya uğrayan bir siyasetçi var, üstelik adresi de gösteriyor. Bize düşen iftiraya uğrayanın beyanını esas kabul etmektir, aski yönünde bir delil yoksa. Bununaksini ispat eden bir delil Kılıçdaroğlu'nun elinde var mı? Yok. Aksine FETÖ'nün bu işin içinde olduğuna dair deliller var. Ama bütün bunlara rağmen Sayın Kılıçdaroğlu kalkıp Rusya'yı suçluyor. O zaman ben de soruyorum; kalkıp Rusya'yı adres göstermek sanırım Kılıçdaroğlu'na yol gösterenlerin akılsızlığırdır bu. Herkes biliyor ki Rusya'ya bu işin uzaktan yakından alakası yok. Kılıçdaroğlu bir saldırı yaparak okları başka yöne çekmeye çalıştı. Ama Kılıçdaroğlu "Bunu yapanları kınıyorum, bu bir suçtur" şeklinde bir açıklamayı da ben görmedim. 

- Bu seçim sonuçları itibarıyla hayal kırıklığına uğrayan biz değiliz. Anketçilerin hepsi hayal kırıklığına uğradı. Sosyal medyadan seçimi kazanacağını sananlar hayal kırıklığına uğradı. Seçimlerin trollerle değil, halkla kazanaılacağını anlamayanların hepsi hayal kırıklığına uğradı. Türkiye'nin başkanı Londra'dan da New York'tan da seçilmez. Sandıklar sosyal medyadan doldurulmaz. Sandıkları halk doldurur.

DAHA KENDİ PARTİSİNİN HESABINI BİLMİYOR, ÜLKENİN HESABINI NASIL VERELİM?

- Oraya (Millet İttifakı) dahil edilenler AK Parti'den oy almak için kurulmuş operasyon partileridir. CHP'nin oyu yüzde yüzde 25'te, bunların oyu varsa CHP'nin oyu nerde, oy CHP'ninse onların oyu nerde? Şimdi kimden oy tırtıklamış oldular. Yani CHP'ye zarar verdiler. Nasıl bir hesap uzmanı ama? 1 oy getiri olmayana 40 vekil veriyorsun. Ya sen hesabını bilmiyorsun. Ben sana koca Türkiye'nin hesabını nasıl teslim ederim. Sadece aday olayım diye herkese her istediğini veren yarın Türkiye'nin neyini vermekten çekinir.

YÜZDE 50'NİN ÇOK ÜZERİNDE BİR RAKAM ORTAYA ÇIKACAK 

- Olanda hayır vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ayın 28'inde yüzde 50'nin üzerinde bir oyla seçileceğinden bir şüphemiz oy. Benim kanaatim yüzde 50'nin çok çok üzerinde bir rakam ortaya çıkacak. Türkiye'de meşruiyet tartışmalarına imkan vermeyecek bir tablo ortaya çıkacaktır. Biz bunu halkta görüyoruz. İlk seçimde vermediğini söyleyen pek çok kişinin "Bu seçimde vereceğim" dediğini görüyorum.

DAHA NASIL KUCAKLAYALIM

Talat Atilla: Bazı siyasetçilerin "Bizi CHP'ye mecbur bırakmasaydı" söylemleri oldu. AK Parti'yi kucaklayıcı olmamakla eleştirenler var. Bu söylemi nasıl değerlendiriyorsunuz? (İYİ Parti ve Demokrat Part'den bazı isimleri kastediyorum)

- Daha nasıl kucaklayalım? Siz ne istediniz de bu parti size vermedi? AK Parti içinde hangi görevlere gelmediniz? Cumhurbaşkanımızın biliyorsunuz çağrıları oldu, "Sizin yeriniz orası değil" dedi. Biz milletin tamamını kucaklayan bir anlayışla yola devam ediyoruz. Kimseyi dışlamamız mümkün değil. Biz 21 yıldır iktidardayız, yüzde 50 oy alıyoruz. Eğer kucaklıyıcı olmasak bu mümkün olabilir mi? Bunu diyeler kendilerine sormalı. Yüzde 50 oy alan kucaklayıcı olmuyor, her girdiği seçimde yüzde 20 oy alan kucaklayıcı oluyor öyle mi? 

SOL SEÇMENDE SORGULAMA YOK

Muhalefette değişim beklediğinizi ifade ettiniz? İktidar her seçimde yendiği muhalefetin değişmesini neden ister ki?

- İktidar bütün rejimlerde var ama muhalefet sadece demokrasilerde var. Demokrasinin gücü sadece iktidarın değil, muhalefetin de seçimle gelmesinde yatar. Biz 21 yıldır iktidardayız, daha dişimize göre bir muhalefet olmadı. Güçlü bir muhalefet olsaydı biz daha ileri giderdik. Sizi denetleyen, zorlayan bir muhalefet olursa daha çok şey yaparsınız. 15 seçimdir bırakın ülke genelini, kendi tabanına bile iktidar olma umudu verememiş, bir araya gelmişler yine iktidar olma umudu veremiyorlar. Onun için CHP'ye ve diğer partilere oy veren vatandaşlarımızın şunu düşünmesini istiyorum. 17 sezondur bu teknik direktör sizin takımı şampiyon edemiyor. Ama kimse bu beceriksiz teknik direktörü bu takımın başından alalım demiyor. Her seçim yerinde sayan bir CHP var. Bir kişi de yeter artık demiyor. Sol seçmende sorgulama yok. Hiçbiri sorgulamıyor. 

Bundan depremzede mi suçlu, çiftçi mi suçlu, öğretmen mi suçlu, fakir mi suçlu? Çıkıp depremzedeyi suçluyor, fakirlikle eğitimsizlikle suçluyorlar, makarnacılıkla suçluyorlar, aşağılıyorlar. Yahu senin diploman ne? Dİplomalı olmakla aydın olmak aynı değil. Bu ilkenin her insanı aydın. O kadar hakaret ettikleri adamdan sonra gidip oy istiyorlar. "Ben göbeğini kaşıyan adamım, benden neden oy istiyorsun" diyebilirler. Sosyal demokrat geçiniyorlar, bu ülkenin işçilerinden oy alamıyorlar. Bütün kapitalistler oyunu "Kapitalizme karşı omuz omuza diyenlere oy veriyor." TÜSİAD, AK Parti gitsin diye onları destekliyor.

28 MAYIS'TAN SONRA TÜRK SİYASETİNDE BÜYÜK DEĞİŞİM YAŞAYACAĞIZ

- Türk siyasetinde büyük bir değişimi ayın 28'inden sonra hep beraber yaşayacağımızı düşünüyorum. Değişmezlerse belediye seçimlerinde daha büyük bir darbe ile karşı karşıya kalırlar. Türkiye'de iktidar sorunu yoktur, muhalefet sorunu vardır. Başarı çıtasını her geçen gün düşüren bir muhalefet var.

- (Sinan Oğan için) Sayın Oğan başarılı bir sonuç elde etti, kutlarım. Ama nasıl bir karar alacağını bilemeyiz, niyet okuyacak halimiz yok. Açıklamasından ben bir izlenim elde edemedim. Bu onların kararıdır. Biz saygı duyarız. Kararlarını biz de merak ediyoruz. 

SİNAN OĞAN'IN SEÇMENİNİN YÜZDE 100 PEŞİNDEN GİDECEĞİNİ SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL

- Sayın Oğan'ın aldığı oya baktığımızda bu oy tek bir oy değil. Gerekçeleri çok farklı olarak oraya yönelen oylar. Bu oyun geldiği yerler çok farklı. Bu oyları herhangi bir şekilde karar alındığında o kararın yüzde 100 peşinden gideceğini söylemek isabetli değil. Kimsenin oyu kimsenin cebinde değil. Ama elbette lider bir yere yöneldiği zaman bunun da etkisi olacaktır.

SECCADE-ŞAMPANYA SÖZLERİ: MUHALEFET İSTİSMAR ETTİ

14 Mayıs'tan sonra birileri şampanya içecek, birilerin,n alnı secdeye gidecek şükredecek. Burada bir sosyolojik tespit mi yaptınız? Bir oy çağrısı mı yaptınız?

Benim söylediğim sözde bir yanlışlık yok. Amerika'dan Avrupa'ya kadar pek çok açıklama olduç Sosyal medyada da seçim sonucunu nasıl kutlayacaklarına dair açıklamalar var. Ben de şunu söyledim. Seçim sonunda birileri sevinecek, birileri üzülecek. Birileri şampanya içerek kutlayabilir, birileri şükrederek kutlayacak. Ben parti ismi vermedim. Biz çok şükür buna hamdederiz. Muhalefet bu sözler üzerinden bir istismar yaptı. Bizim ayrıştırıcı olduğumuzu söyleyerek istismar ettiler. 

15 TEMMUZ GECESİNİ BU SÖZLERLE ANLATTI

- Ne olursa olsun beni sağ teslim almaları mümkün olamazdı. Ben o gece kararımı vermiştim, ölümü göze almıştım. Ben Meclis'te konuşma yaptığım sırada büyük bir patlama sesi geldi. Bazı milletvekilleri "Meclis'i kapatalım, sığınağa gidelim" dediler. Ben düşündüm, dedim ki "Biz şimdi Meclis'i kapatırsak millet bize korktu der, onlar da sokağa çıkmaz. Sokaktakiler sokakta kalmaz. Biz bu Meclis'i kapatmayalım" dedi. Bunu da Meclis Başkanımız Kahraman'a söyledim. O da kabul etti. Mecls'i kapatmadık. Ben konuşamam devam ettim, o sırada ikinci patlama yaşandı.

Enes Güran'ın Ses kayıtları Ortaya Çıktı Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi