ABD'li gazeteci, Türkiye medyasını değerlendirdi: Benim meslek satılmış bir meslek oldu
Gazeteci Andrew Finkel Türkiye'de krizin masa altında olduğunu ve iktidarın medya üzerinde baskı oluşturmaya çalıştığını söyledi.
Yıllardır Türkiye’de gazetecilik yapan Andrew Finkel’e göre, seçmenin alışkanlığını sürdürmesi ve başka alternatif görememesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim başarısındaki nedenlerden. İktidarın medya üzerindeki etkisinin de bir başka en önemli etken olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:
“TRT kimin haberini veriyor? Muhalefetten haber vermiyor sadece hükümetten haber veriyor. Resmi ilan alıyor. Resmi ilan alabilmek için hükümete destek vermek zorundasınız. Maalesef benim meslek satılmış bir meslek oldu.”
“GAZETE SAHİBİ OLMAK ANGARYA OLDU”
Tirajı düşük olduğu halde en çok ilanı Sabah grubunun aldığını savunan Finkel, medya iktidar ilişkisinde rollerin farklılaştığını söylüyor:
“Eskiden siz bir gazete sahibiyseniz, o gazetenin etkisiyle hükümetten menfaat almaya çalışırdınız. Artık bu değişti. Siz gazete sahibiyseniz gazete sahibi olmak istemiyorsunuz ama hükümet haraç olarak siz bu gazeteyi alın, yoksa iş yapamazsınız, ihale alamazsınız. Yani gazete sahibi olmak bir angarya oldu Türkiye’de.”
“GAZETELERDE YALAN VE SAÇMA HABERLER VAR”
Amerikalı gazeteci Andrew Finkel 1989 yılından beri Türkiye’de gazetecilik yapıyor. Dünyadaki pek çok gazeteye Türkiye’den haberler geçen Finkel, bugünlerde kurucusu olduğu P24 derneğinde bağımsız gazeteciliğe destek vermek için çalışıyor. Finkel’e göre, Türkiye’de şu anda bağımsız gazetecilik yapılamamasının sorumlusu sadece iktidar değil: “Türkiye’de her zaman mükemmel değildi. Geçmişte Tansu Çiller ve Yılmaz arasındaki seçim, bir anlamda Sabah ve Hürriyet arasındaki seçimdi. Seçmen o kadar aptal değildi. Onu gördüler ve Erbakan’a oy verdiler. Yani o zamandan beri medyanın sorumsuzluğu ve hırsı, bu antidemokratik şeyleri besledi. Ama şu andaki dönem abartılmış. Çünkü tek hükümet var.
Ben neden gazete alayım ki Türkiye’de. Haber yok. Yanlış haber var, taraflı haber var, saçma haber var. İsteyerek bu yola girdiler. Üzülüyoruz.”
‘Bel altı bir şekilde kazanması yanlış oldu’
Andrew Finkel de pek çok uzman gibi, Türkiye’nin kimlik siyasetine sıkıştığını vurguluyor. Erdoğan’ın seçim öncesi azınlıklarla ilgili söylediği sözleri şu sözlerle eleştiriyor:
“Ermenilerle ilgili ettiği laflar. Kabul edilebilecek bir şey değil, bu utandıracak bir şey. Neden söyledi belki milliyetçi oy almak istedi. Zaten kazanacaktı. Bence bel altı bir şekilde kazanması yanlış oldu. En iyisi en akıllısı geleceğine yön verecek kitle yer bulamıyor Türkiye’de. Bu büyük bir tehlike. Yarın değil belki ama orta vadede büyük tehlike. Hükümetle iş yapmak masa altından para vermek, ya da buna inanmak anlamına geliyor. Ya da ben arada sırada içki içmek istersem başka kategoriye koyuluyorum.”
“BU KAFA İLE REFORM ZOR”
Amerika’nın Sesi’nin yansıttığı habere göre, Türk ekonomisindeki büyümenin de ulaşabileceği noktaya geldiğini, bundan sonra çok daha köklü reformlara ihtiyaç duyulduğunu savunuyor Finkel:
“Orta sınıf tuzağından bahsediliyor Türkiye’de. Son 10 senede gelir düzeyi 10 bin dolara yükseldi ama 25 bin dolara yükselmesi çok daha zor. Eğitim mentalitesi sivil toplum ve daha çok derin reform ihtiyacınız olacak. Ama bu kafa ile reform yapmak çok zor. Bir de gelecek sene ekonomi o kadar hızlı büyümeyecek. Hem dış olaylara karşı savunmasız, hem Suriye Irak’taki olaylardan zarar görecek. Mesela Amerika, Türkiye’den daha çok büyüyecek. Ucuz para dönemi bitti. Ölmedi ucuz para dönemi ama bir gün perde kapanacak.”
“DEPREM OLACAK AMA NE ZAMAN?”
AKP’de, Erdoğan sonrası dönemin başlamasına artık bir kaç gün kaldı. Yeni başbakan ile cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ın uyumlu bir şekilde çalışıp çalışmayacağı da Finkel’e göre tahmini zor bir durum:
“Başbakan cumhurbaşkanı olunca, Türk tarihimizde gördüğümüz gibi bir deprem oluyor. Ama nasıl oluyor, 5.1 mi 1.3 mi artık bilemiyoruz. Bence deprem olacak. Şu anda Erdoğan o kadar güçlü ki, ilk önce hissetmeyeceğiz. Ama belki ertelenecek, artçı sarsıntıları olacak. Seçildikten sonra Gül çıktı, ‘partime dönüyorum’ dedi. Masa altında gizlenmiş bir kriz var. Ne zaman çıkacağı belli değil ama mutlaka çıkar. Kriz olmayabilir ama artık olaylı olacak onu biliyoruz.” (ANKA)